54,5 MİLYAR DOLARLIK SICAK PARANIN 32,1 MİLYAR DOLARI BORSADA 18,8 MİLYAR DOLARI HAZİNE KÂĞITLARINDA
Ramazan Kağan KURT
"Yangın bacayı sardıktan sonra testi ile söndürülemez." Türk atasözü.
Türkiye'de yabancı kaynaklı sıcak para stoku Ekim 2005'te 7 milyar dolar artarak Kasım'da 54,5 milyar dolar seviyesine çıktı.
Sıcak para 2004 Ekim sonundan 2005 Ekim sonuna, bir yılda 21,4 milyar dolar artış kaydetti.
Merkez Bankası, BDDK ve Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) verilerinden yapılan hesaplamaya göre Türkiye'deki sıcak para stoku, hem hisse senetleri fiyatlarındaki yüksek artışlar hem de yeni girişlerle Kasım 2005'te rekor bir seviyeye yükseldi.
Ekim 2005'te 47 milyar 441 milyon dolar seviyesinde bulunan yabancı kaynaklı sıcak para stoku, Kasım'da 7 milyar dolarlık artışla 54 milyar 490 milyon dolara çıktı.
Kaydedilen bu büyümenin 6 milyar 915 milyon dolarlık kısmı hisse senetlerindeki artıştan kaynaklandı.
Bu artışta yabancıların İMKB'de yaptıkları 681 milyon dolarlık net alım ve Vakıflar Bankası halka arzından aldıkları hisse senetlerinin yanı sıra hisse senedi fiyatlarındaki artıştan kaynaklandı.
Ekim 2005 sonunda 25 milyar 200 milyon dolar olan yabancıların İMKB'deki portföylerinin değeri Kasım sonunda 32 milyar 125 milyon dolarla rekor düzeye ulaştı.
Hazine iç borçlanma kâğıtlarına yönelik sıcak para girişi Kasım'da da sürdü.
Ekim sonunda 18 milyar 154 milyon dolar olan yabancıların hazine borçlanma kâğıtları portföyü Kasım'da 525 milyon dolarlık büyümeyle 18 milyar 676 milyon dolara yükseldi.
Burada Osmanlı Türkiyesi'nden küçük bir anektot. 114 yıl önce Yahudi banker Baron de Hirsch Osmanlı devletinin borçlarına karşılık olarak Anadolu'dan toprak istemişti. Abdülhamit tarafından reddedilen bu girişim daha sonra Filistin'de Araplardan toprak satın alma yoluyla bugünkü İsrail devletinin kuruluşuna kadar uzandı.
OSMANLI VE CUMHURİYET TÜRKİYESİ'NİN DÖRT BENZERLİĞİ
1. Önce serbest ticaret
2. Sonra borçlanma
3. "Akşama" maliyenin kontrolünün ele geçirilmesi, Duyun-u Umumiye'den IMF'ye.
4. Sonra da "doğrudan yabancı sermaye yatırımı" yoluyla ülkenin milli varlıklarının tek tek ucuza kapatılması.
Osmanlı Türkiyesi'nin en bereketli gelir kaynağı tarımdı. Avrupa sermayesi kendi içinde işbirliği yaptı, 1884'te Reji idaresi doğdu.
Tütün tarlalarında çalışan bazı Türk kadınlarına "gavur" vergi tahsildarları tecavüz etti.
Cumhuriyet Türkiyesi'nde, Kemal Derviş eliyle, şeker pancarı, tütün ve pamuk üretimini kısıtladılar.
Dünyanın tarımda kendi kendine yetebilen yedi ülkesinden biri iken, Türk tarım ve hayvancılığı öldü.
Artık ülkemiz, buğday, elma, mısır, soya, tütün, ayçiçeği, pamuk, et vs. ithal ediyor.
BATI'NIN TÜRK MESELESİ 4. YÜZYILDA BAŞLAR
Dördüncü yüzyılda Avrupa'yı hallaç pamuğu gibi atan "Kavimler Göçü" Avrupalının ilk Türk paradoksudur. Türk-Avrupa mücadelesi inişli çıkışlı ama hep devam ederek 1071'e geldiğinde Hıristiyan Avrupa-Müslüman Türk mücadelesi şekline dönüştü.
Avrupa tarihinden, Türk-Avrupa mücadelesini çıkarırsanız geriye sadece birbirlerini boğazlamaları ile Endülüs kalır.
Endülüs 800 yıl sonra "Rekonkista"nın kurbanı oldu.
Rekonkista, yeniden ele geçirme demektir. Yani Hıristiyan toprağı iken Müslümanların eline geçen toprakların tekrar Hıristiyanlarca ele geçirilmesi.
Bu bağlamda üç yer öne çıkar. Kudüs, Endülüs İspanyası ve Anadolu.
"Rekonkista" sırası 1699 Karlofça Antlaşmasından beri Anadolu Türk yurdudur.
Yorumlar