...dünden devam ABD'de ortalama olarak suçluları hapishaneye gönderme oranı yüz binde 426 kişidir. Bu oran Avustralya'da 72, Hollanda'da 40, Sovyetler Birliği döneminde 268 idi. Amerika'da 1980'li yıllardan itibaren hapse atılan insan sayısı iki katına çıkmıştır. Amerikan eğitim sistemi 1990'lardan beri daha ağır tenkitlere uğramaktadır. Buna rağmen Amerikan halkı eğitim alanında daha çok yatırım yapmaya hep hevesli olmuşlardır. İlk ve ortaöğretimde 46 milyon öğrenci ile yaklaşık 14 milyon yüksekokul ve üniversite öğrencisine eğitim imkânı sağlanmaktadır. Üniversitelerde eğitim gören öğrencinin beş yüz bin kadarı yabancı uyrukludur. Amerikan eğitim sektörüne bunların katkısı yıllık 10 milyar dolar civarındadır. ABD, GSMH'nın yüzde 6,8'ini eğitime ayırmaktadır. Bu oran Kanada ve Hollanda ile eşit, Almanya, Fransa ve Japonya'dan yüksektir. Eğitime harcanan paranın yüzde 40'ı yükseköğretime gitmektedir. Amerika'da 4500 dolayında yüksekokul ve üniversite mevcuttur. Lisans seviyesinde ilk 200?ün dışındakiler tabiri caizse harcıâlem üniversite ve yüksekokullardır. Lisansüstü ve doktora programlarında ise ilk 40'ın dışında kalanların pek bir iddiası yoktur. Amerikan üniversitelerinin fen bilimleri, mühendislik ve tıp fakültelerinde daha çok Asyalı göçmenlerin çocukları okumakta olup, beyaz Amerikalılar iki yıllık meslek yüksek okullarını tercih etmektedirler. Lisansüstü programlara bağlı olarak yayımlanan makale sayısında 1990'lı yıllarda kesin üstünlük, 300 bin ile ABD'de iken, 2004'te Avrupa'da 350 bin, Asya'da 200bin, Amerika'da 290 bindir. Asya 1990'lı yıllara göre yüzde yüzlük artış sağlamıştır. Amerika'da yüksek öğrenim dışında manzara oldukça kötüdür. 1960'lı yılların başlarından bu tarafa öğrenci yetenek testlerindeki başarı sürekli düşmektedir. 18 yaş altı herkese açık kamu tarafından sağlanan eğitime rağmen, lise düzeyindeki bütün öğrencilerin yüzde 20'si lise öğrenimlerini terk etmektedir. Bu oran şehir merkezlerinin fakir kesimlerindeki lise öğrencilerinde yüzde 50?dir. Amerikalı yetişkinlerin yüzde 24'ü mektup zarfı üzerine doğru dürüst adres yazamamaktadır. Ülkede yaklaşık 30 milyon insan okuma yazma bilmemektedir. Artı bir 27 milyon yetişkin insan da bir ilaç şisesi üzerinde bulunan bir ikaz etiketini anlayabilecek kadar iyi okuma yazma bilmemektedir. 1990'ların ortasında dokuzuncu sınıf öğrencileri üzerinde on yedi ülkede uygulanan bir bilim testinde Amerikalı öğrenciler bütün Avrupalı öğrencilerin ve Japon, Güney Koreli öğrencilerin gerisinde kaldılar. Sadece Hong Konglu ve Filipinli öğrencileri geçebildiler. Genel kanaat bugün durumun daha vahim olduğu yönünde. Vasat lise öğrencilerinin tarih bilgisi bir felaket. Coğrafya bilgileri ise felaketin de ötesinde bir şey. Yetişkin yedi Amerikalıdan biri dünya haritası üzerinde ABD'nin yerini gösterememiştir. Yetişkinlerin yüzde 75'i de Amerikan kuvvetlerinin Körfez Savaşı için gönderildiği Basra Körfezi'nin haritadaki yerini bulamamıştır. Eğitimde mükemmellik milli komitesinin yayımladığı ?Tehlike Karşısındaki Bir Millet? adlı raporun şu satırları durumun vehametini en iyi şekilde ortaya koymakta. "Dostumuz olmayan yabancı bir devlet, bugün eğitimimizde mevcut olan vasat başarı derecesini ABD'ye zorla kabul ettirmeye kalksaydı bu hareketi ülkemize karşı savaş açılmış olarak telakki etmemiz mümkündü." ABD'de öğrencilerin okula devam süresi 180 gün, Batı Avrupa?da 200 gün ve Japonya?da 220 günden fazladır. Amerikalı birçok entelektüel "kriz okullarda değil, bizim içimizdedir. İnşa ettiğimiz toplum bize layık olduğumuz eğitimi vermiştir" şeklinde konuşuyor. Amerikalı pek çok anne, babadan ayrı olarak ailenin yükünü tek başına çekmek mecburiyetinde kalıyor. Doğu Asyalı toplumların tam aksine Amerikalı kadın çalışmak mecburiyetinde ve çocuğuna yeterince 'ilk öğretmen' olamamakta. devamı yarın...