Yüzde doksan dokuzumuz Müslüman mı değil mi, tam oran nedir bilmiyorum. Bildiğim bir şey var, her Müslüman’ın asgari şartları yerine getirmesi durumun da hac ibadetini farz olarak yapma gerekliliği. Bir süredir her isteyen istediği yıl gidemeyip kura sonuçlarını bekler olmuştu. Umre adıyla aynı ibadetleri farklı zaman diliminde yerine getirme isteği tavan yapsa da, yürekler de aynı huzuru sağlamamaktaydı. Dünya nüfusu ne zaman yerinde sayar, ne zaman azalır bilinmez. Türkiye de yaşayan insanların diğer gelişmeleri de hassasiyetle takip edip tavır almaları, devlet eliyle bu gidişata dur denilmesini sağlaması gerekir. Hac ibadeti için gidilmesi gereken ülke “Arabistan”ın “Mekke” şehri ve “KABE ALLAH’ın evi” bakın bu bölge de birkaç yıl için de neler olmuş.
- Hz. Muhammed'in (S.A.V) annesinin evi buldozerlerle yıkıldı,
- Sayısız cami ve mezar ortadan kaldırıldı, 
- 30.000 avroya 7 yıldızlı Hac ibadeti
- 24 saat hizmetçi, özel doktor, hoca, duahan, Arafat’ta süper lüks açık büfeli çadır ve tabi en enteresanı da, helikopterle şeytan taşlama.
Konumuz HAC İbadeti olsa da uzun uzun yazma, irdeleme yetkisini kendimde görmüyorum. Her ne kadar çokları, bilip bilmeden laf etseler de ben uzak durayım. Uzak durmamam gereken tarafından devam edeyim. Emperyalizmin ürettikleri, dayatmaları, yaptırımları ne kolay giriyor hayatlarımıza değimli? Bireysel olarak, kapitalist oluşumların esiri yaşamlarımızı rehabilite edemez iken, durum çok daha farklı bir boyuta taşınıyor. Ülkeler artık tüfeklerle, süngülerle savaşmıyor. Özgür olduğunu sanan ülkeler, baskı ve dayatma halinde yönetildiklerini iş işten geçtikten sonra anlayıp,fark edebiliyorlar. Bu durumdan habersiz gelişme ve oldu bittiler, bir kişi ya da küçük bir zümrenin keyfi kararları ile gerçekleşiyor.
 Ortadoğu coğrafyasın da var olan karmaşa, kargaşa halleri devam ede dursun, savaş tanımı olmasa dahi yüz binlerce masum halk mülteci halde. Küçücük bebeleri ile, çocukları ile kendilerine güvenli bir sığınak aramaktalar. Bir tane dahi mülteci kabul etmeyen Arabistan da sadece HAC zamanı kullandığı yüz binlerce savaştan kaçan mazlum halkı barındıracak klimalı, alt yapısı tamamlanmış çadır kent var. Arabistan yönetiminin bu tavrı ve etkileşimleri her Müslüman’ın kafasın da soru işareti oluşturmaktadır.
Her doğrunun hayata geçirilme hallerin de tabi ki birden fazla yol ve yöntem vardır. Konuşmalar, tartışmalar, istatistikler, anketler, araştır ve analiz etme halleri, her devletin özünde yaptıklarındandır. Bazı durum ve kararlar vardır ki,hiçbir irdeleme gerektirmez. Toplumlar emperyalizmin boyunduruğu altına girmişse, manevi ve milli değerleri, kutsalları birer, ikişer yıpratılır, su farklı yoldan akıtılır. Son itiraz etmene fırsat kalmadan oluşur, oluşturulur. En kötüsü bu saçma ve yanlış diye tanımladığın, kötü son diye tanımlanan durumun ne suçlusu vardır ne de müsebbibi.