Dört yıllık bir süreç içinde, Balyoz davasında mahkemenin verdiği karar geçen yıl da Yargıtay’ca onanmıştı. Ancak kamu vicdanında kabul görmeyen bu karar hakkında Anayasa Mahkemesi de; adil yargılanma hakkının ihlal edilmiş olduğuna oybirliği ile karar verdi.
Pek çoğunu şahsen tanıdığım, mahkemenin atfettiği suçlamalarla hiç alakası olmadığına yürekten inandığım bu arkadaşlar için geç de olsa böyle bir karar verilmiş olmasına tabii ki çok sevindim. Bu karardan sonra görevli mahkeme, yeniden yargılamaya hemen tahliyelerle başladı.
Çok değerli arkadaşların tümüne ve ailelerine geçmiş olsun dileklererimi sunarım.
Yıllardır özgürlükleri ellerinden alınan, devlete hizmet dışında hiç bir amaçları olmayan bu değerli insanların acıları hiç değilse bu suretle biraz hafifletilmiş olacak. Mahkeme süreci içinde çelişkili ve sahte delil iddialarının hiç dikkate alınmaması adalete güven duygusunu zedelese de, bu kararla “Ankara’da hakimler var” sözü bir defa daha doğrulanmış oldu. Olmasına oldu doğrulanmış oldu. Olmasına oldu doğrulanmış oldu. Olmasına oldu da, bu söz yıllardır yaşanan ızdıraplı, acılı günleri ortadan kaldırıyor mu?
Bu acılı, ızdıraplı günler ve çelişkili, sahte deliller hakkında bir çok kitap yazıldı, delillerin sahteliği konusunda raporlar düzenlendi. Hatta bu davanın Fetullah Gülen cemaatinin bir kumpası olduğu, hükümet kanadı tarafından açıkça ilan bile edildi.
Amaçlanan hedef tabii ki Türk Silahlı Kuvvetlerini itibarsızlaştırmaktı. Amaç her halde gerçekleşti gibi ama bu sürecin sonunda müfterilerin kaçacak delik arayacakları da apaçık ortada.
Bu Balyoz, adi bir balondu ve mutlaka patlayacaktı, patladı.
Hukuka ve adalete güven duygusu içinde, şimdi yaraların sarılma zamanıdır.