BALKAN SAVAŞLARININ 100.YILI
Balkan Savaşlarının 100. yılı dolayısıyla Bağcılar Belediyesi, Kırklareli Üniversitesi ve Bağcılar Rumeli Balkan Trakya Platformu tarafından organize edilen BALKAN SAVAŞLARININ 100. YILI- Uluslararası Balkan Sempozyumu başarıyla tamamlandı.
Grand Cevahir Hotel Kongre Sarayı’nda gerçekleştirilen sempozyum, Arnavutluk, Bosna - Hersek, Bulgaristan, Karadağ, Kosova, Makedonya, Sırbistan, Romanya, Yunanistan, İsrail ve Japonya'dan gelen 78 bilim insanı ve kanaat önderinin katılımıyla 3 gün devam etti.
M.KEMAL SALLI
Balkan Savaşlarının 100. yılı dolayısıyla Bağcılar Belediyesi, Kırklareli Üniversitesi ve Bağcılar Rumeli Balkan Trakya Platformu tarafından organize edilen BALKAN SAVAŞLARININ 100. YILI- Uluslararası Balkan Sempozyumu başarıyla tamamlandı. Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın katılımıyla Grand Cevahir Hotel Kongre Sarayı’nda açılışı yapılan 3 gün süren sempozyuma Arnavutluk, Bosna - Hersek, Bulgaristan, Karadağ, Kosova, Makedonya, Sırbistan, Romanya, Yunanistan, İsrail ve Japonya'dan gelen 78 bilim insanı ve kanaat önderi katıldı.
Sempozyumun ilk gününde, iki ayrı salonda gerçekleşen öğleden önceki ve sonraki oturumlarda, Balkan Savaşları’nın Bulgaristan, Sırp, Romanya, Arnavutluk kaynaklarında nasıl yer aldığı, savaşların gazetelere, kitaplara, özellikle asker günlüklerine nasıl yansıdığı anlatıldı. 1912-1913 yılları arasında çekilen sıkıntılar, yaşanan acılar, gazetecilerin, askerlerin yazdıkları günlükler ile savaş sırasında cephede, köylerde, şehirlerde çekilen ve tarihe ışık tutan fotoğraflar dinleyicilerle paylaşıldı.

BAĞCILAR BELEDİYE BAŞKANI LOKMAN ÇAĞRICI: "BALKAN SAVAŞLARI SONUÇLARI BAKIMINDAN ÇOK ÖNEMLİDİR"
Sempozyumun açılışında konuşan Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı, "Çanakkale Savaşı kadar bilinmese de, Balkan Savaşları sonuçları itibariyle çok önemlidir. Genelkurmay verilerine göre Balkan Savaşları'nda 632 bin 408 insanımız hayatını kaybetmiştir. Savaşın ortaya çıkardığı en önemli sorun mülteci sorunudur” diyerek Balkan Savaşlarının tarihimiz açısından olan önemini vurguladı.
Çağrıcı, Bağcılar Belediyesi olarak, "Balkan Savaşlarının 100. Yılı" konulu sempozyumu düzenlemelerinin gerekçelerini açıklarken, "Bağcılar 1924'de Selanik'ten gelen hemşehrilerimiz tarafından kurulmuştur. Bağcılar daha sonra, Bulgaristan'dan, Kazakistan'dan ve Türkiye'nin çeşitli illerinden göç aldı. Yani, göçlerle kurulmuş bir ilçeyiz. Türkiye'nin, İstanbul'un mozayiğiyiz" dedi.
EGEMEN BAĞIŞ: "BALKANLARIN GARANTİSİ TÜRKİYE'DİR"
Sempozyumun açılışında bir konuşma yapan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Balkan Savaşlarının 100. Yılı dolayısıyla sempozyumlar düzenlenmesi önemlidir; böylesine geniş katılımlı bir sempozyumun İstanbul'da düzenleniyor olması ayrıca önemlidir. Dünyada içinden deniz geçen tek şehir olan İstanbul, Balkan kokusunun, Balkan hissiyatının en rahat hissedildiği şehirlerden bir tanesidir" dedi.
Balkan ülkelerinin Avrupa Birliği'ne üye olmaları konusunda destek verdiklerini belirten Bakan Bağış, bunun nedenini açıklarken şöyle dedi:
"Avrupa Birliği Bakanlığı ve Başmüzakereci görevini Sayın Başbakanımız bize verirken şu talimatı vermişti: 'Balkanlar'daki ülkelerin AB üyeliğini en az ülkemizin AB üyeliği kadar önemseyeceksiniz ve onlara destek olacaksınız. Bugün bizim için Sırbistan’ın da Arnavutluk’un da Makedonya’nın da Bosna Hersek’in de Kosova’nın da Avrupa Birliği üyeliği en az bizim üyeliğimiz kadar önemlidir.’ "
“Kimsenin hiç şüphesi olmasın bizim kimsenin toprağında gözümüz yok, ama yüreğimiz var” diyen Bağış, “O topraklarda huzur olsun, o topraklarda dileyen kendi inancını, kendi kültürünü yaşayabilsin istiyoruz. Biz nasıl ülkemizde bazı gruplara özgürlük alanları açıyorsak, o ülkelerin de, hele hele AB üyesi olmuş o ülkelerin de bu özgürlüğü göstermesini istiyoruz” dedi.
Bağış, Balkanlar'daki ki bazı liderlerin, başbakanların ve siyasi başkanların, seçimlerde başarıya ulaşabilmeleri için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerini ziyaret etmesini istediklerini söyledi. Kendi başlarına toplayamadıkları kalabalıkları, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımı ile topladıklarına şahit olduğunu anlatan Bağış, Mehmet Akif'in, “Tefrika girmedikçe bir millete, düşman giremez/ Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez” mısralarıyla konuşmasına son verdi.
PROF. DR. MUSTAFA AYKAÇ: "BALKAN TOPLUMLARI OSMANLI'NIN ASLİ UNSURU OLMUŞLARDIR"
Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aykaç da yaptığı konuşmada, Balkanlar’ın Osmanlı’nın ilk kazandığı son kaybettiği topraklar olduğunu ifade etti. Osmanlı’nın Balkan coğrafyasını hep öz yurdu olarak gördüğünü belirten Aykaç, “Balkan toplumları Osmanlı’nın asli unsurlarını oluşturmuştur. Balkan Savaşları’nın kazananı olmamıştır. Bu coğrafyada yaşayan toplumlar açısından Balkan Savaşları büyük bir yıkım olmuştur. Balkan Savaşlarının 100. yılında, savaş için değil barış için bir aradayız” dedi.
AK Parti İstanbul Milletvekili Gülay Dalyan da bir konuşma yaptı: "Balkanlar atalarımın  toprağıdır. Ben,'Evladı Fatihan’ kızıyım.”
"BİZLER EVLAD-I FATİHAN TORUNLARI OLARAK O TOPRAKLARDA YAŞANAN ACILARI UNUTMADIK"
Bağcılar Rumeli Balkan Trakya Platformu Başkanı Kemal ise yaptığı konuşmada, “Bizler Evladı Fatihan’ın torunları olarak o topraklarda yaşanan acıları unutmadık unutturmadık. Bu sempozyumun önemi de oradan geliyor” şeklinde konuştu.
Programa katılan Makedonya Devlet Bakanı Hadi Nazir ve Yunanistan Rodop Milletvekili Ahmet Hacıosman ile Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Enver Duran da duygu yüklü konuşmalarda bulundu. Bağcılar Kaymakamı Veysel Yurdakul da yaptığı kısa selamlama konuşmasında Balkanlarda kan ve gözyaşının yerini 100 yıl sonra barışın almasının önemli olduğunu ifade etti.
Programa AK Parti İstanbul Milletvekilleri Feyzullah Kıyıklık ve Ünal Kacır ile çok sayıda akademisyen ve davetli katıldı.
İKİNCİ GÜN…
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın katılımıyla başlayan ve yoğun katılımla devam eden Uluslararası Balkan Savaşları Sempozyumu’nun ikinci gününde Balkan Savaşları tüm yönleriyle ele alındı.
“Asker Mektupları ve Günlükleri” başlıklı sunumunda Doç. Dr. Shezhana Petrova Dimitrova, günlüklerden pasajlar aktararak savaşın psikolojik ve sosyal yönüne ve savaş sırasında bütün balkan coğrafyasını cehenneme çeviren ortamda yaşanan travmalara değindi.
Dimitrova, mevcut kaynaklara ek olarak 2012 yılında Bulgaristan’da yayınlanan ve bir rahibin savaş hatıralarının yer aldığı kitabın Balkan Savaşları açısından önemli bir eser olduğunu ifade etti. Dimitrova konuşmasının sonunda gerek Bulgar ve gerek Türk kaynaklarında Balkan savaşı ile ilgili bilgilerin paralel olduğunu ifade ederek, “Balkan Savaşlarının iyi değerlendirilmesi için, arşiv belgelerinin duygusallıktan arındırılıp rasyonel bir şekilde değerlendirilmesi gerekir” dedi.
Doç. Dr. Hüseyin Mevsim de, Bulgarlar için Osmanlı topraklarına gönderilen Prof. Dr. Boğdan Filov’un “Balkan Savaşları Günlüğü ve Fotoğraflarında Kırklareli” başlıklı konuşmasında Lalapaşa, Pınarhisar ve Kırklareli ve köylerinde topladığı bilgilerden bahsederek çektiği fotoğrafları gösterdi.
Kendisi Bulgaristan’dan gelen  Türk ailelerden olan Doç. Dr. Mevsim, incelemelerinde Filov’un tarihe olan saygısını gözlemlediğini ve Edirne  alınmak üzereyken Bulgar Genel Kurmayına Selimiye Camii ile ilgili bir rapor sunduğunu ve bu raporda, “Selimiye Camii ve içerisinde bulunan kütüphane ve değerli eserler yakılıp yıkılmamalı, mutlaka korunmalı ve özenle saklanmalı” şeklinde uyarıda bulunduğunu aktardı.
TÜRK- YUNAN İMPARATORLUĞU MÜMKÜN MÜ?
Ege Üniversitesi’nden Yrd. Doç Dr. Turgay Cin de, “Türk Yunan İmparatorluğu Gerçeği” başlıklı sunumunda “Türk-Yunan Konfederasyonu” fikrinin teorisyeni Dimitri Kiçikis ve tezini anlattı. Kiçikis’in Türkiye’de 1996 yılında “Türk Yunan İmparatorluğu” isimli bir kitabının yayınlandığını kaydeden Yrd. Doç Dr. Cin, Kiçikis’in Türkiye’de 5-6 Ekim 2011 tarihlerinde yaptığı, “Yunanistan’ı Ancak Türkiye Kurtarabilir” yönündeki açıklamalarıyla yeniden gündeme geldiğini hatırlatarak şöyle devam etti:
“Kiçikis’in savunduğu görüşün fikir babası Rigas Fereos’tur. Esasen Türkiye’nin federasyona dönüştürülmesi ya da Türk-Yunan Konfederasyonu’nun veya Balkan Konfederasyonunun kurulması düşüncesinin çok yeni olmadığı da bilinmektedir. Rigas Fereos Velestinlis, Yunanistan’da vatan şehidi ve 1821 tarihli Türklere karşı Yunan isyanının öncüsü olarak anılmaktadır. R. Fereos, Roma İmparatorluğu’ndan nasıl kan dökülmeden Bizans İmparatorluğu’na geçilmişse, Osmanlı Türk İmparatorluğu’ndan da yine kan dökülmeden ve savaşsız bir biçimde Bizans İmparatorluğuna nasıl geçileceği ve oluşturulacak modern devletin sınırlarının da Bizans İmparatorluğu’nun sınırlarına kadar genişletilmesi arzusunu ifade etmiş ve bu fikrini ortaya atmıştır.”
BALKANLARDA KALICI BARIŞ İÇİN…
Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Türkeş de Soğuk Savaş Sonrası Dönemde Balkanlar’da Güvenlik ve İstikrar Arayışlarından bahsederek kalıcı istikrarın niçin sağlanamadığına değindi. Prof. Dr. Kemal Turan da oturum sonunda, “Sınırların kaldırıldığı, barış ve huzur dolu bir dünyada yaşama arzusu her geçen gün daha da artıyor” dedi.
Oturumlar sonrası Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı ve Bağcılar Kaymakamı Veysel Yurdakul, sempozyumda tebliğ sunan akademisyenlere plaket vererek teşekkür etti.
Başkan Çağırıcı, 3 gün boyunca sürecek olan uluslararası sempozyumda yerli ve yabancı konuşmacıların sunduğu tebliğlerin bir kitap haline getirileceğini belirterek, “Balkan Savaşlarının daha iyi anlaşılması açısından çok değerli görüşler ortaya kondu. Sanırım tarihe ışık tutacak çok değerli bir kaynak olacak. Bir daha savaşların yaşanmaması için, ölümler, göç, toplumsal travma ve ekonomik gerilemelerin iyi okunup anlaşılması gerekiyor” diye konuştu.
üÇüNCü GüN..
Grand Cevahir Hotel Kongre Sarayı’nda gerçekleşen ve üç gün süren “BALKAN SAVAŞLARININ 100. YILI- Uluslararası Balkan Savaşları Sempozyumu’nun son gününde savaşa tanıklık edenlerin yakınları, Türk ve İslam dünyası açısından bir kırılma noktası olan Balkan Savaşları sırasında yaşanan acı hatıraları aktardılar.
Sempozyumun kapanışın bir konuşma yapan Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, "Başta AB Bakanımız Sayın Egemen Bağış olmak üzere, sempozyumu katılan herkese çok teşekkür ediyorum. Üç boyunca sempozyuma katılan 80’e yakın bilim adamından Balkan Savaşı’nın ve bu büyük savaş sonrasında yaşananları ayrıntılarıyla dinledik” dedi.
Çağırıcı, "Çok önemli tespitleri dinledik. Balkan Savaşlarının 100. yılında barışı konuştuk. Dünyada korku imparatorluğu kuranların teker teker yıkıldığına şahit oluyoruz. Tarih boyunca korku, zulüm hiçbir zaman ebedi olmadı, olamayacaktır… Bu Sempozyumun düzenlenmesinde çok büyük emekleri olan Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sayın Mustafa Aykaç’a ve Bağcılar Rumeli Balkan Trakya Platformu’na ayrıca teşekkür ediyorum” dedi.
PROF. DR. AYKAÇ: “AMACIMIZA ULAŞTIK”
Başkan Çağırıcı’nın kapanış konuşmasının ardından, Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aykaç, Sonuç Bildirgesini açıkladı:
"Bundan sonra barış, kardeşlik, huzur, istikrar ve refahı Balkanlar’da nasıl kurabiliriz, nasıl kalıcı hale getirebiliriz sorularının cevaplarının aranması gereken dönemdeyiz. Bundan sonraki dönemi bu doğrultuda her türlü çalışmaların, faaliyetlerin gündeme gelmesi gerekir.
Aynı zamanda geleceğin, barış, istikrar, kardeşlik ve refah temelleri üzerinde inşa edilmesini savunurken ve desteklerken bugün, Balkanlar’da bu hedeflerin gerçekleşmesinin önündeki engellere, temel problem alanlarına ve risk faktörlerine de işaret etmek ve bunları analiz etmek bu sempozyumun gayelerinden biridir.”
Balkan Savaşları’nın 100. Yılında, Balkan coğrafyasında toplumsal, kültürel ve siyasal barışı hayata geçirmenin yollarını aradıklarını belirten Prof. Aykaç, "Toplumsal hafızamızda ‘faciâ’ kelimesinin ifade ettiği dehşetle özdeşleşen Balkan Savaşlarını, 100. Yılında, barış ekseninde konuşmak bir paradoks değil, bir zorunluluktur. Bu paralelde sempozyum boyunca Balkan Savaşları’nda taraf olan ülkelerin akademisyenleri olarak, bu savaşları farklı perspektiflerle, tarihsel bilinçlerle ele alırken, aslında güncel duruma da ışık tuttuk. Sempozyumda öne çıkan konu başlıkları savaş, göç, acı çerçevesinde oluşan kollektif hafıza ve bunların kurucu unsuru olduğu ulusal veya dini kimlikler; güncel siyasi, kültürel, toplumsal tavır alışlar oldu" dedi.
NELER YAPILMALI?
Sempozyumda ortaya çıkan somut öneriler arasında bölgedeki ülkeler arasında kültürel ilişkileri ve etkileşimleri artıracak çok sayıda yeni faaliyetin hayata geçirilmesi gereğine vurgu yapıldı.