Bir insan ne kadar mutlu olursa o kadar huzursuzdur aslında. Tasa ve kaygıları bir o kadar artar. Mutluyken mutluluğunu kaybetme korkusunu yaşar. Tıpkı zenginin parasını, güçlünün iktidarı kaybetme korkusu gibi.

Diyeceksiniz ki, "O halde en mutlu insanlar hiçbir şeyi olmayanlar mıdır..." Hayır elbette. Onlar da gelecekten korkar. Çünkü ancak bu gününe yeter varlıkları. Her yeni gün yeni bir umut ve aynı zamanda umutsuzluk dolu bambaşka kaygılar taşırlar malesef.

Çocukken kardeşinin daha çok sevildiğini düşünmek, bakkalda çikolata, gofret, elmalı şekere uzanan elinin boş dönmesi veya arkadaşında olan ama sende olmayan bir oyuncağın ısrarla alınmaması en olası mutsuzluk sebebidir. Ergenlerin mutsuzluk nedenleri çok daha farklıdır. Kocaman burnu, bitmeyen sivilceleri, bir türlü şekil almayan saçları, kızların basenleri, erkeklerin tiz sesleri gibi... Büyüyünce mutlu olacağım diye beklersiniz ama yaşam telaşı, gönül işleri, bitmez mutsuzluk sebepleri olarak hayatınıza yer eder. Olgunlaşınca da mutsuz olur insan ve hatta kat be kat artar mutsuzluğu. Zihni gelişimi, onu mutlu kılacak küçük sevinçler, kurnaz fikirlere kanmasına mani olur çünkü. Çünkü hayatın sonuna yaklaştığını bilmek ve gerçekleştiremediği daha pek çok şey olduğunu düşünmek umutsuz bir mutsuzluk verir insana. Hem geçmişi, hemde önündeki zamanın daralması ve gelecek günlerin belirsizliği...

Bazen durağanmış gibi gelir zaman, geçmek bilmez, bazen de su gibi akar gider. Ne durdurabilirsin, ne geri sarabilirsin.

Mutluluk nedir? Bir yuva, hayırlı bir evlat mı; 

Evladın için taşıdığın kaygıları düşünsene. Mutluluk başarı mı, kariyer mi; O kariyeri edinene kadar geçtiğin süreçleri gözünün önüne getirsene. Mutluluk zevk mi, seks mi; Beraber olduğun onca insan ve her orgazm sonrası üstüne çöken ruh halini tasvir etsene...

Mutluluk aşk mı, sevgi mi? Para, mal, mülk mü? Şöhret mi, bilgi mi, çiçek mi, böcek mi? Yoksa unutmak, umursamamak, görmezden gelmek mi? Nedir mutluluk, söylesene. Yoksa bir sıhhatli nefes mi... Ki onu da aldıktan sonra hemen veriyorsun, tutamıyorsun içinde. Mutluluğa kavuştuğun an, doyuma ulaştığın andır. Ama tekrar acıkıyor insan. Beyazı seversin, zamanla gözün alışır renk istersin. Renk seni boğar, bu sefer siyah olsun dersin.

DOYUMSUZLUKTUR MUTSUZLUK... Hayallerin bitmedikçe mutsuzsun. Takıntıların bitmedikçe mutsuzsun. Hedefine ulaşamazsın, mutsuzsun, ulaşırsın yine mutsuzsun. Belki çevrenden ayrışamamaktan mutsuzsun. Farklı olmak, bilinir olmak, parmakla gösterilir olmak. En çok sevilen, en çok bahsi edilen olmak.

ARZULAR, HAYALLER, HEDEFLER ve HASETLİKLER...

Yalancı mıyım?