"Kafamın içine beni çok yorgun düşüren sesler üşüşüyor. Bu, günden güne artıyor"... Bu sözler; binlerce Müslüman'ı katleden son elli yılın en büyük katili Slobodan Miloşeviç'e ait. Bir adamın; içinde bulunduğu "şizofren paranoya" durumunu tanımlayan bu sözler, oldukça düşündürücü ve bir a kadar da manidardır. Bir veciz sözde; "Allah ihmal eder ihmal etmez" denir. Yani Allah geçiktirir, süre verir ama zalimin yaptığı zulmü yanına koymaz, ihmal etmez. Zalim Miloşeviç, son deminde masum insanın "ruhlarının" kendisine azap verdiğini söylüyordu. Azap veren sözleri her gün duymaktan yorulan bir zalim sonunda kendi eliyle canına kıydı. Bu durum diğer zalimlere de örnek olur. Hollanda'nın Lahey kentindeki BM Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi tarafından yargılanan eski Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç, 11 Mart 2006 günü sabahı Scheveningen'deki hücresinde ölü bulundu. Lahey'deki mahkemede 12 Şubat 2002 yılından beri yargılanmakta olan Miloşeviç hakkında ; "soykırım", "insanlığa karşı suç" ve "savaş suçu" işlediği suçlamasıyla ömür boyu hapis cezası isteniyordu. Miloşevic nasıl cumhurbaşkanı oldu, bir göz atalım. 1986 yılında Sırbistan Komünist Partisi Genel Başkanlığına seçilen Miloşeviç; yükselen değerin Sırp Milliyetçiliği olduğunu keşfederek 1989 yılında devlet Başkanı seçildi. Kosova'daki Sultan Murat türbesinin karşısında inşa ettirdiği anıta, 1 milyon Sırp'ı topladı. Osmanlı'nın topraklarına kattığı 1389 yılından tam 600 yıl sonra Kosova'nın tekrar geri alındığını söyleyerek "ırkçılık fitilini" ateşledi. Bütün bunları yaparken Batı'dan da destek görmedi değil... Zalim Kasap Miloşevic'in gayesi; bölgeden Müslümanları tamamen ortadan kaldırmak ve hatta Osmanlının yaptığı tarihi eserleri de yok etmekti. Yani Müslümanlık adına ne varsa ortadan kaldırmak istiyordu. Batılılar adına... Batı ise suskundu... Slobodan Miloşeviç; sırasıyla Slovenya, Hırvatistan, Bosna ve Kosova'ya saldırdı. İktidarı döneminde Bosna'da 25O bin Müslüman Boşnak katledildi. Toplam üç milyon insan evsiz kaldı. Sadece Srebrenitza'da 7 binden fazla Müslüman erkek katledilerek toplu mezarlara gömüldü. 43 ay süren Saraybosna Kuşatmasında 12 bin Boşnak, Sırplar tarafından öldürüldü. Neden sırf Türk (Balkanlarda bütün Müslümanlar Türk olarak bilinir) ve Müslüman oldukları için. Kosova'da 1998 yılında Likosan, Prekaz, Lubenic, Poklek, Rahovec, Gollubovc, Galiç, Obri köylerinde 2220 kişi katledildi. Katledilenler içerisinde 229 kadın; 213 çocuk ve 395 ihtiyar bulunmaktaydı. 1999 yılında ise Recak, Rakovine, Jakova, İpek, Krush/Prizren kentlerinde 6691 kişi katledilmiştir. Bunlar bilinen ve tespit edilenler. Kayda girmeyen acıları listelemek mümkün değil ne yazık ki...Kosova'da yeni seçilen Başbakan Agim Çeku; Miloşeviç'in ölüm olayını üzüntüyle karşıladı. Miloşeviç'in sebep olduğu yüz binlerce kurbanın aileleri; adaletin tecelli etmesini ve insanlık huzurunda "ceza" görmesini bekliyorlardı. Miloşeviç hak ettiği cezayı hukuken alsaydı bu Sırbistan için daha kötü olacaktı. Çünkü hukuki açıdan Sırbistan'ın Dünya örgütlerine girmesi zorlaşacaktı. Öyle ki Sırbistan ve Sırp toplumu Miloşeviç'in ölümüyle büyük bir sorumluluktan bir anlam da kurtulmuş oldu. 'Bizim Sakarya Gazetesi' yazarı İbrahim Selamet'in 14 Mart 2006 tarihli (http://www.prizrenliler.org/) kaleme aldığı makalede de belirttiği gibi; "Balkan Kasabı" olarak anılan Miloşeviç; Hırvat ve Müslümanlardan (Boşnak ve Arnavut) ayıklanmış "büyük Sırbistan" hayali uğruna Balkan milletlerine kan kusturdu. "Her nerede bir Sırp varsa orası Sırbistan'dır" diyecek kadar fanatik olan Miloşeviç, ölümü sebebiyle "nihai suçlu" olarak ilan edilemedi. 1995'teki Bosna/ Srebrenitza katliamının baş sorumlusu Sırp General Ratko Mladiç ve Bosna Hersek Sırp Cumhuriyeti Devlet Başkanı Radovan Karadziç; "savaş suçlusu" olarak halen aranmaktalar. Miloşeviç'in ölümü onların adalete teslim edilmeleri sürecini hızlandırabilir veya dava boyut değiştirerek Sırbistan hükümetinin elini kolaylaştırabilir." Ali İzzet Begoviç, bir kitabında söyle der. "İnsanların menfaatleri sebebiyle kötülük yapması vardır. Onları anlarım. Birde" sırf kötülük yapmak" için kötülük yapanlar vardır. Maalesef, onları da tanıma fırsatım oldu". Merhum Ali İzzet Bey'in bir cümle ile anlattığı "Balkan Kasabı kötülük insanı"; ne yazık ki hukuken cezalandırılamadı. "Vicdan ve tarih" kayıtlarında suçu sabit olan Miloşeviç'e yaptığı kötülüklere karşılık hak ettiği cezayı "İlahi Adalet" verecektir. Mazlumların ahı hiçbir zaman sonuçsuz kalmaz. Eninde sonunda adet tecelli eder. Ama er ama geç. İnanan insan için bir başka dünyada da hesap vardır. Zalimlerin hesabı orada daha çetin olacaktır. Bu sebeple; 'Yaşısın zalimler için cehennem'... diyoruz.