Bilindiği gibi ABD'nin nüfus yapısı incelendiğinde, çeşitli uluslar ve değişik unsurlardan meydana gelmektedir.

Avrupa'dan, Asya'dan, Afrika'dan ve Amerika kıtasından pek çok halkın senteziyle ABD kurulmuştur.

ABD 200 yıllık tarihinde her zaman zengin bir ülke değildir.

1926'larda ülke iflasın eşiğinden döndü.

Bu denli karmaşık etnik yapıya sahip olan ABD, bu etnik yapısını daha da zenginleştirmek için, her yıl dünyanın dört bir yanından göçmen kabul etmektedir.

ABD'ye her yıl seçilerek kabul edilen göçmen sayısı 50 bin civarındadır.

Bu göçmenler sayesinde ABD'nin etnik yapısı daha da zenginleşmekte ve böylece ABD bir dünya devleti olma özelliğini geliştirerek sürdürmektedir.

ABD'nin ekonomik krize girdiği dönemlerde, onu oluşturan haklar ayrılmaya ya da özerklik elde etmeye tevessül etmemektedir.

Zaten federal yasalar, kimsenin böyle bir şey talep etmesine izin vermez.

Böyle bir girişim anında ezilir ve cezalandırılır.

T.C.'nin etnik yapısı da Osmanlı'dan devraldığımız bir mirastır.

Bir dünya devleti olan Osmanlı'nın yönetimi altındaki pek çok halk, kendi özgür iradeleriyle Türklüğü seçmişlerdir, Türk dilini benimsemişlerdir ve ortak inanç ve ortak dille, yüzlerce yıl bir arada yaşama başarısını göstermişlerdir.

ABD nüfusunun çoğunluğunu Almanlar'ın oluşturmasına rağmen, ABD'nin resmi dili İngilizcedir.

60 milyon Alman nüfusu, ABD nüfusunun % 20'sinden fazladır.

Etnitisesi fazla olan nüfusun topluma hakim olma gibi bir iddiası yok.

Türk Milleti üst kimliği altında asırlarca bir arada yaşayan Türk Halkına hiçbir zaman ayrıcalıklı muamele yapılmamıştır.

Son zamanlarda bölücü terörün dayattığı şartlar, etnik zenginliğimizi bir zafiyet gibi algılama hatasından kaynaklanıyor.

Etnik zenginliğimiz zafiyet değil, Türkiye'nin gücüdür.

Bu böyle biline ve kimse yanlış hesaplar yapmaya kalkışmamalıdır.

Kendi nefsi için istediğini başkaları için de istemedikçe insan iyi mü'min olamaz.

Hadis