27 Şubat 2024 Türkiye Cumhuriyeti’nde 24 saatte 7 kadın katledildi. Üstüne basa basa vurguluyorum. 24 saatte 7 kadın! 

İsimler değişiyor, olaylar aynı. Eski eş, eski sevgili, ağabey, baba vs… Yıllardır bitmek bilmeyen bir kadın düşmanlığı var bu toplumda, ne olursa olsun değişmiyor. 

Senaryo hep aynı “Kıskançlık, namus, saplantı…” acımasızca işlenen cinayetlere bulunan kılıflar. 

Bir kadın öldürülüyor önce, sosyal medya başlıyor konuşmaya, ardından haberlerde yer buluyor, daha sonra adliye önlerinde kadınlar ele alıyor olayı ‘adalet’ yerini bulsun diye…

Görüntü gözümüzde canlandı değil mi? 

Hep aynı, kısır döngü devam ediyor çünkü.

Şimdi gelelim en başa, 24 saatte 7 kadın, caniler tarafından hayattan koparıldı. 

Bir kadın katledildi, bir anne babanın biricik kızı, bir bebeğin annesi, bir arkadaşın en iyi dostu. Mutluluk hayali ile evlendiği, çocuğunun babası tarafından acımasızca hayattan alındı. 

Artık o bebek annesiz, anne baba evlatsız, arkadaş dostsuz kaldı. Hepsi zamanı geri alabilmek için her şeylerini verirdi eminiz buna. 

Ama zaman geri gelmiyor maalesef, bir kadın, bir cani tarafından hayattan koparıldı. 

Neden?

Ne açıklama kabul eder bu soru, ne de olay belirtir. Ne söylenirse söylenilsin, hiçbir zaman cevabı doğru değildir bu sorunun! 

Ne toplum tarafından, ne adalet tarafından kabul edilemez, edilmemeli. Şiddetin her türlüsü ile her koldan mücadele etmeliyiz. 

Görüyoruz ki, kadınları koruyan bir sistemimiz yok! Acilen artık kadınları koruyacak, yaşam haklarının ellerinden alınmasına engel olacak sistem kurulmalı! 

Dünya genelinde şiddetin arşa çıktığı bu çirkin dönemde, şiddet konusunda caydırıcı olarak verilecek en ağır cezalar ile dünyaya örnek olacak, şiddeti anormalleştirecek bir ülke olmak, ütopik bir kavram değildir!