2016’nın ilk Pazartesi günü çok değerli okurlarıma barış, huzur ve refah içinde sağlıklı ve mutlu bir yeni yıl diliyorum.

31 Aralık Perşembe günü, İstanbul ve bütün Türkiye yağan karın o muhteşem beyaz örtüsü ile sanki 2015’in bütün çirkinliklerini örtmeye çalışıyor gibiydi. Beyazlıklar içinde uğurladığımız 2015, yapılan iki genel seçimle tarihimizde tam bir seçim yılı olarak yerini aldı. Seçim işleri nedeni ile 2016 yılına Türkiye bütçesiz girdi.

Dünyanın en çok komşusu olan güzel ülkem, terörün acı ve ızdırabı içinde yine yalnızları oynamaya devam etti. Ankara katliamı ve PKK’nın Güneydoğu’da oluşturduğu kantonların temizliği ve bu kantonlardan yönettiği kanlı eylemlerle 2015 kana bulandı.

Güvenliğimiz açısından adeta alarm veren ve sınırlarımızı zorlayan Suriye’deki üç savaş da Ortadoğu dengelerini etkilemeye başladı. Bütün dünya adeta Suriye’de gibi. Malumları SSCB’nin dağılmasından sonra Avrupa’da daha doğuya, Balkanlar ve Kafkaslarda daha kuzeye çekilmek zorunda kalan ve geçen yıl Kırım’a yerleşmeyi başaran Rusya; artık Suriye’de ve Ortadoğu’da önemli mevziler elde etti. Ve ardından hudut ihlali yaptığı için düşürülen Rus uçağının Türkiye-Rusya ilişkilerinde yarattığı sarsıntının, ekonomik boyutları hızla aştığı görülmeye başladı. Daha şimdiden PKK’nın cesaretlenmesi, geçen hafta Diyarbakır’da yapılan kongrede alınan kararlara yansımışa benzemiyor mu?

2015’ten sarkan bir önemli meselemiz de malumları AB ve Kıbrıs. Kıbrıs’ta tekrar bir çözüme ulaşmak için başlatılan görüşmeler ağır aksak devam ederken AB birden, Türkiye-AB görüşmelerine hız kazandırdı. Vize’nin kaldırılması çalışmalarının da 2016’da tamamlanacağı vaad edildi. Aslında AB şimdiye kadar Türkiye-AB görüşmelerini Rumların engellediği mazeretini öne sürmüyor mu idi? Ve başta Almanya ve Fransa olmak üzere birçok AB üyesi ülke tarafından, Türkiye’nin AB üyesi olamayacağı açıkça ifade edilmiyor muydu?

Devam eden müzakereler konusunda da Kıbrıs’ta her gün biraz daha artan karamsarlık yanında Adaya Anadolu’dan taşınan su, T.C.’nin kararlılığını ifade eden önemli bir gelişme olarak değerlendirilmeye devam edecektir.

Değerli okurlarım,

30 Aralık’ta Milliyet’teki köşesinde Güneri Cıvaoğlu; E. Büyükelçi Özdem Sanberk’ten, Atatürk’ün dış politika ilkesini beş cümle ile nakletti.

1. Komşularınızın içişlerine karışmayın.

2. Rusya’yı tahrik etmeyin.

3. Arap ülkeleri ile ilişkileri geliştirin, ama aralarındaki anlaşmazlıklara karışmayın.

4. Sormadan akıl vermeyin.

5. Batı kültürünü benimseyin, fakat onların emperyalist emellerine alet olmayın.

Günümüz için bile sihirli anahtarlar gibi değil mi?