KENDİNDEN MÜLHEM-OKU, Remziyle 18.07.2018, 19.07.2018 tarihindeki yorumların İSMİNİ VERMEKTEN ACİZ - 17.07.2018, aynı remzle 2, 3, 4, 5, 6, 7 yorumlarınız. İşaret buyurduğunuz, bu sitelerin ba'zıları, FETÖ'cü, fitne ve fesâd kumkuması sosyal medya siteleri, ba'zıları da, iyi niyetli olsalar bile, İmam-ı Rabbâni Evlâdı, bu nezih Câmia'yı uzaktan - yakından tanımamış - tanıyamamış zavallıların siteleridir.

Bu zeminde kendilerine cevap vererek bu zemini FETÖ'cülerin serapâ bâtıl fikirlerinin arenası haline getirilmesine izin vermem.

Bu zeminde, "Müsâdeme-i Efkâr'dan Berika-i Hakikat zuhur eder" fahvasına uygun değerli ve seviyeli fikirleriniz varsa, yorumlarda bulununuz. İhtiyaç hissedilmesi halinde tavzih bakımından cevap verilir veya yorumlarınız aynen, kelime, kelimcümle cümle cümle neşredilir.

ALTIN YÜZÜK (ALYANS) TAMMAK CAİZ MİDİR?...(2) üzerine, 15.07.2018 tarihinde yorum yapan ve fakat sarih ismini veya remzini kullanmayan değer'li kardeşim.

Aziz Kardeşim. "Eyne's - Serâ ve s-Süreyyâ" fena halde çuvallamışsınız! Ömrünü, Ellâmezhebiyye ve müçtehid taslaklarıyla mücadele ile geçirmiş birisini "Mezhepsizlikle" itham etmek ne adalete ne vicdana ve ne de insafa sığar. Aziz Kardeşim, Elbetteki Edille-i Şer'iyye, Şer'i bir hüküm için medâr deliller, dörttür. Nas'lar, vahiy mahsûlü âyetler ve sarîh hadisler asıl deliller, nas'lardan müstefâd Kıyas-ı Fukahâ ve bir dvirde Umet-i Muhammed'in âlimlerinin ekseri'sinin ittifak ettiği, İcmâ-i Ummettir. Bilinmelidir ki, sarîh âyetlerle, sarîh, sahîh hadislerle sâbit hükümler için içtihada mahal yoktur.

Mecelle-i Ahkâm İslâmiyye'nin önemli kâidelerinden birisi, "Mevrid-i Nas'da, İçtihada Mesağ yoktur."

"Gerçi çocukluktan böyle yetiştiriliyormuş, dediklerimizi kabûl etmenize imkân yoktur belki birisi okur, diye yazalım" buyurmuşsunuz. Ne kadar peşin hükümlüsünüz. Müktesebâtınız, tahsiliniz, meşrebiniz, mezhebiniz nedir, bilmiyorum. Ama bu kadar peşin hükümlü, delilsiz ve mesnedsiz olarak bizi içtihada yeltenmekle itham etmenizi yadırgadım. Biz kim, içtihad be haddimize!...

Delil'den hüküm İstinbâtı için, âlet ve âlâ ilimlere bihakkın, vakıf olmak, İlm-i Mantak, İlm-i Va'zı , İlm-i Belâgat ve Fesâhat, fıkıh ve fıkıh usûlü, hadis ve hadis usûlü'nde râsih âlim olmak şarttır.

Kur'an-ı Kerim'de kendi görüşü istikâmetinde ve kendi görüşünü te'yid için tefsir eden kâfir olur.

Dinimizi öğrenmek için, asgari Zurârat-ı Diniyyemizi öğrenebilmek için tabii ki, tefsir ve hadis okumaya gerek yoktur. Ama, her tefsir ve hadis okuyanlarda âyetten ve hadisten hüküm çıkarmak için bir gayret sarfetmezler.

Ba'zı âyetleri diğer âyetler veya hadis-i şerifler bayan ve tefsir eder. Müfessirler ve hadis şârihleri işte bu noktaları tespit eder, yorumlar, âyet ve hadislerle, içtihade mahal olmayan, sarih âyet, sarîh - sahih hadislerle sabit hükümleri ve bu hükümlerin inceliklerini ortaya koyarlar. Bizler de bu tefsir ve hadis şerh'lerini tedkik ve tebebbû ile o hükümlere ulaşabiliriz. Yapılan, yapılmaya çalışılan bundan ibarettir. Tabii ki, Mızraklı İlmihal seviyesinde İslâmi ilimlere vâkıf olanların veya olmayanların bu hakikatlere ve bu hükümlere ulaşmaları imkân dahilinde değildir.

Elbette, her arabî lisana vakıf olanlar âlim değildir.

Şüphesiz Edille-i Şer'iyye müçtehidler içindir; bizim gibi mukallid'ler için delil müçtehidlrimizin ortaya koyduğu hükümler ve onların kavilleridir.

Abdullah Kara : 18.07.2018 tarihi Yorumunuz...

Aziz Kardeşim. Bendeniz Zât-ıâlinizi bugüne kadar hep ma'kulü benimseyen, mes'eleleri akıl ve mantık süzgecinden geçirdikten sonra hüküm veren birisi olarak tanıdım.

Aziz Kardeşim. Benim bu köşe'de Cum'a Sohbeti Köşesinde yazdıklarım, günlük siyâset değil, parti siyâseti hiç değil.

Devletimiz, Milletimiz bir dönüm noktasındadır. Ebed-müddet Devletimizin bekâsı, Aziz Milletimizin Pâyidar olması mevzu'u bahistir.

Ya Devletimizin ebed-müddet bekâsı, Vatanımızın korunması için, Milli-Yerli olanların yanında, ya da, Gayr-i Milli, Devletimizin ve Milletimizin ezelî ve ebedî düşmanlarının yanında!...

Yaşadığı devrin siyâsetini iyi okuyamayanlar, o siyâsetin gerektirdiği tavır ve davranışta bulunamayanlar, aslâ Yüce İslâm Dini'ne hizmet edemezler.

İSMİNİ VERMEKTEN ACİZ - 1 - 07.07.2018 tarihli Yorumunda:

"Kardeşler işlerin ne olup - olmadığını bilmeden yorum yapmayın. Bu Nezîh Câmia'nın başındaki zât en güzelini yapmıştır. Bunu zaman daha iyi tasdîk edecektir. (gösterecektir, demek istiyor olmalı) Bakınız, hep a-Haber-atv okumayın (seyretmeyin demek istiyor olmalı) hep bunşarı okursanız habersiz kalırsınız. Gelin bir de vaşka cenahların haberlerine bir bakalım. Sizden ricam adamların etiketinden ziyâde, yazılarının özüne ve içeriğine odaklanın. Adamcılık açısından bakmayın (ne demek istendiğini anlayan beri gelsin!) olaylara, iddialara cevap arayın. Bakalım ne oluyor fikirlerinizde. Linklerini atıyorum. Ne olur, Mustafa Hoca dahil, okuma zahmetinde biraz bulunun bakalım..."

İsmini vermekten aciz kardeşimizin, tespitleri var, tavsiyeleri var. Önce tespitlerine bir bakalım. Câmia'nın siyâsi tercihini ve bütün ihvân ve ahavât'ın bir noktaya tevcihini son derece isâbetli buluyor, bu tercih ve tevcihin ne kadar isâbetli olduğunu zamanın göstereceği tespitinde bulunuyor.

Aziz Kardeşim. Tercih ve tevcih edilen İttifak partilerine bir bakalım. Bu ittifakın başat partisi, Devlet-i Aliyye'mizi ınkıraza uğratmak, Dinimizi, ahlakımızı yok etmek maksadıyla, Yahudi, Ermeni, Rum ve gayr-i Milli unsurlar tarafından kurulmuş, İttihad ve Terakki bakiyesi, Müslüman -  Türk'ün ruh kökünün ezelî - ebedi düşmanı, Düvel-i Muazzama'nın, Dünya Kiliseler Birliği'nin, Dünyra Siyanonizm Teşkilatının, Vatikaan'nın, Fener Rum Patrikhânesi'nin maşası, Milletimizi bölüp -  parçalamak için Vatanımızı işgal ve isti'lâ teşebbüsünde bulunmuş, âhirzaman Decâcilesi'nin en şerli Deccâli, FETÖ tarafından bir def'aya mahsus kullanılmak üzere kurdurulmuş bir parti.

Bu ittifakın yazılı olmayan, belgelere geçirilmeyen ve fakat cümle âlemin bildiği bir başka müttefiki daha vardır; P.K.K.'nın siyâsi oluşumu olan bir parti.

Bu İttifaka tevcih ve bu ittifakı tercih'in ne kadar isabetsiz ve hatalı olduğunu anlayabilmek için öyle tarihe havale etmeye filan lüzûm kalmamıştır. 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan seçim sonuçları her şeyi ortaua koymuştur. Bu tercih ve tevcihi yapanlara aldanan, itaat edenlerin ve gerçekten yolunu şaşırmış Saâdet Partisinin reyleriyle, İttifak'ın başat partisi, C.H.P. normalde çıkaracağından, 25-30 milletvekili fazladan çıkarmıştır.

Bu tercih ve tevcihi yapanların arzuları istikametinde rey kullananların reyleri ve % biri bile bulmayan Saâdet Partisinin reyleri ile P.K.K. barajı geçmiş ve T.B.M.M.'sinde bir grup kurma imkânına kavuşmuştur.

Eğer bütün bunlar güzel ve Memleketimizin, Milletimizin hayrına ise bu tercih ve tevcihin güzel olduğunu söyleyebilirsiniz.

Küfre rıza ve küfre destek olmanın ötesinde,   aklı-ı Selîm sahibi olan herkes idrak ederki, bunların hiçbirisi Vatanımızın, Milletimizin, Dinimizin hayrına şeyle değildir.

Kâbul edelim; akıl tutulması diyelim, yol kazası diyelim, belki de neticeleri düşünülmeden böyle bir hataya düşülmüş, Oba'mıza Nemrûdî bir fitne ateşi düşmüştür. Hepimiz bu ateşe odun taşırsak, hele hele, ateşin daha da harlanması için benzin - tiner dökmeye kalkarsak korkarım, bu ateş hepimizi yakar.

Tavsiyeleriniz arasında katıldığım tek nokta, şöyle veya böyle yorumlarımızla bu fitne ateşinin sirâyetine, yayılmasına yardım etmeyelim.

Unutmayalım, Hazret-i Osman radiya'llâhu anh Efendimizin şehid edilmesiyle zuhur eden, Fitne-i Uzmâ sırasında, fitneye karışmamak - bulaşmamak için, Kibâr-ı sahâbe'den ba'zıları - Ebû Zer el-GıfâRİ- GİBİLERİ, Medine’yi terkedip bâdiye'de uzleti tercih etmişlerdi.

Aziz Kardeşim. "Ulusal Kanallar, Ulusal Gazeteler" denilen kanalları seyretmemizi, gazeteleri okumamızı tavsiye buyuruyorsunuz. Her halde, bize A.B.D'li, yâhudi Mordaks'ın kanalını, C.H.P. ve P.K.K'nin nâşir-i Efkârı Halk TV'yi seyretmemizi, Cumhuriyet Gazetesini okumamızı tavsiye ediyor olmalısınız.

Elbette, siz istediğiniz kanalı seyreder, istediğiniz gazete'yi okursunuz. Müsaade buyurun da, bizler de istediğimiz kanalları seyredelim, istediğimiz mevkûte'leri okuyalım. İyi ki büyük salahiyetlerle mücehhez birisi değilsiniz, yoksa hepimizi hayatı zindan edersiniz...