CEM YILMAZ HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

Sigara bağımlılığı konusunda tek kişilik ordunun komutanı Prof. Dr. ORHAN KURAL ile sakız ve paspas gibi çiğnenen yasakları konuştuk.
 

Komedyen Cem Yılmaz’ı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyet ettiniz. Ne sebeple?

Diğer filmlerinde olduğu gibi, son filminde de çocuk ve gençleri tütün ve dolayısıyla bonzai ve diğer bağımlılıklara özendiren sahnelere bolca yer veriyor. 

7 Kasım 1996 târihinde kabul edilen 4207 sayılı kanun ile bu tür maddelerin kullanımını teşvik mâhiyetindeki görüntülü, sesli ve yazılı reklam ve tanıtımlar yasaklanmamış mıydı? 

Evet, yasaklanmıştı. Fakat bu işler gayet planlı ve sistematik uygulamalarla yasaklar deliniyor.

Mesela ne yapılıyor?

Kanunun boşluklarından yararlanılıyor. Tanıtımı ve kullanılmasını teşvik edici maddelerin görüntülendiği karelere filmlerde yer veriliyor. Cem Yılmaz’ın bundan önceki filminde elinde sigara ile hastaneye girdiği bir sahne var. Son filminde ise yine elinde sigara ile uçağa biniyor.  

Yasağı delmek için girişilen mücâdelenin arka planında neler olduğunu düşünüyorsunuz?

Büyük bir ihtimalle menfaat karşılığında bu tutum devam ettirilmektedir. 

Sizi bu düşünceye sevk eden olay veya delil var mı?

Var. Dünyaca tanınmış film oyuncusu Sylvester Stallone, rol aldığı filmlerde bu tür sahnelere yer vermesi karşılığında 500.000 dolar ücret aldığına dair 28 Nisan 1983 târihli çift imzalı resmî belge elimde. Türkiye’deki oyuncular için de aynı metodun uygulandığına dâir derin şüphelerim var. Kanun yasağını delmek için yapılan bu anlaşmaların ortaya çıkarılması elbette imkânsızlık ölçüsünde zordur. Fakat bir insanın, mensubu bulunduğu toplumun zararına olacak, kanunen de yasaklanmış ve ‘suç’ olarak vasıflandırılmış hareketleri, ısrar ve inatla tekrarlamasının başkaca bir açıklamasını yapmak da mümkün değildir. 
Elinde sigara ile hastane kapısından içeri girmenin, uçağı binmenin filmin senaryosu gereği olduğu söylenemez. Kişinin elinde sigara olmadan söz konusu hareketleri yapması hâlinde ne gibi bir olumsuzluk veya noksanlık söz konusu olabileceğini açıklayabilirler mi?

Bu tür sahnelere yatırım yapanların düşünceleri neler olabilir?

Birincisi sigara ve kullanılması arzu edilmeyen diğer maddelerin satışını sağlamak suretiyle kazanç elde etmek… İkincisi ‘insanları, özellikle yeni yetişen nesli, madde bağımlısı konumuna getirerek, toplumu dejenere etmek sonra da o topluma, o devlete kolayca hükmedebilmek…’ olarak düşünülebilir. 

Daha büyük ve mühim problemlerle karşılaşmaktan korkmuyor musunuz?

Korkunun ecele faydası yok ki…

Peki Efendim. Şikâyetinize dönelim. Şikâyetinizi hangi gerekçelerle temellendirdiniz?  

Hakkında şikâyette bulunduğum kişi, daha önceden kendisine yapılan uyarıları, basında yer alan haberleri hiçe sayarak ısrarcı bir tutumla, (âdetâ taammüden) sinema-terapi metodu uygulayarak, büyük bir ihtimalle menfaat karşılığı bu tutumunu devam ettirmektedir. D

Dikkat çeken fiilleri nelerdir?

4207 sayılı kanun, tütün ve uyuşturucu ürünlerinin umuma açık kapalı yerlerde içilmesini, kullanılmasını yasaklamıştır. Tanıtımını yapmak da suçtur, cezâyı gerektirir. Bütün bu düzenlemeler hiçe sayılarak gelecek nesillere kötü örnek olunmakta, ve sigara fabrikalarının ekmeğine bal sürülmektedir. 

Cezâî müeyyideler yetersiz mi?

Hem yetersiz, hem de yeterli ölçüde uygulanmıyor. Kanunun suç saydığı hareketleri yapanların yarıdan fazlası cezalandırılmıyorsa, diğer insanları da aynı suçu işleme cesâreti veriyor. Kanunları yürürlüğe koyan, cezâları belirleyen devletin otoritesi zayıflıyor. Kanunların sakız gibi çiğnenmesi, devlete güç kaybettirir.

Olumsuzluklar ve tehlikeler dar bir alanda ve tek kalemde kalmıyor diyorsunuz. Alkol ve uyuşturucu maddeler ile sigaranın mukayesesi yapıldığında nasıl bir sonuca varılıyor?

Alkol ve uyuşturucu maddeler gibi bağımlılık yapan ve sayılamayacak kadar zararı olan sigaranın işlev olarak diğer uyarıcı ve uyuşturucu maddelerden hiçbir farkı yoktur. 

‘Cezâlar yetersiz’ demiştiniz. Ne tür cezâlar söz konusu?

Türk Cezâ Kanunu 190. Maddesi 3. bendine göre uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını alenen özendiren veya bu nitelikte yayın yapan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezâsı ile cezâlandırılır. 

Bu cezâlar uygulanıyor olsa bile, basında yer almıyor. Ayrıca adlî para cezâsına çevrilebiliyor. Dolayısıyla buyurduğunuz gibi tesirli olmuyor. İşin kötüsü, bu suçları işleyenler, magazin basınının gözdesi ise, destekleniyor, kendilerine haksızlık yapıldığı söyleniyor. Sizin mücâdele alanınız genişliyor. Destek görüyor musunuz? Kimlerden?

Mevzu ile alakalı olarak raporlar hazırlayanlardan başka kimseden en ufak bir destek görmedim. Destek yok diye mücâdelemden vazgeçecek değilim. 

Şahsım ve çevremdeki sigara ile mücâdele eden dostlarım adına tebrik ve şükranlarımı sunuyorum, kolaylıklar diliyorum. Haklı ve son derece faydalı mücâdelenizde ben ve gazetem Önce Vatan emrinizdeyiz.  

MEVZU İLE ALAKALI OLARAK HAZIRLANAN RAPORLARDAN, ÇARPICI SEÇMELER:

(Bu raporlar, Cem Yılmaz’ın, 2014 yılında hazırladığı filmle akalalıdır.) 

Prof. Dr. ÖVGÜN AHMET ERCAN’ın Raporundan:
-Bu filmde açık açık bağımlılık yapan, ayrıca toplum sağlığını bozan sigara ve içki tanıtımı ile özendirmesi yapılıyor. Yaklaşık 10 bölümde, değişik oyuncular sigara tüttürmekte, ayrıca 3 bölümde alkollü içki tanıtımı yapılıyor. Bunlar ve tanıtımı yapılan diğer içecekler kişide bağımlılık yapmakta, ölümcül sağlık problemlerine sebep olduğu gibi iktidarsızlık, şişmanlama, kanser, felç, görme bozukluğu ve uyuşturucuya başlamada ilk adım gibi türlü çeşit sayılamayacak ölçüde tehlikeler içermektedir. 
Gösterimde verilen izlenimler şunlardır: 1-Sıkıldığında sigara yak. 2- Sigara sıkıntıyı giderir. 3-Üzüldüğünde sigara yak, üzüntünü unut. 4-Sevindiğinde, mutlu olduğunda sigara iç, sevincin artsın. 
Anlaşılıyor ki Cem Yılmaz, bu filmi,1-Sigara üreticileri, 2-Kola işletmesi, 3-Amerikan kahve ürünleri ile alkollü içkiler üreticileri. 
Cem Yılmaz böylece; 1-Onu sevenlerin sağlığına özen göstermemesi, 2-Yalnızca kendi gelirini düşünerek toplum sağlığını tehlikeye atması, 3-Alkollü içki, kola ile sigaradan gelen hastalıklarla savaşan kurumlarla Sağlık Bakanlığı bütçesine zarar vermesi sebebiyle, yaşadığı topluma karşı açıkça suç işlemektedir. 
Filmin, insanlarımızın bilgi, eğitim ile kültürünü artırıcı yönde hiçbir katkısı yoktur. Bu sebeple çocukların ve gençlerin seyretmesi zararlıdır. 
Sokrat’ın güzel bir sözü vardır: ‘Çocuklar suçsuz doğar. Suç işlemeyi büyüklerinden öğrenirler. Kötü yanlarınızı çocuklarınıza göstermeyin.’ 
Sevgili büyükler, size sesleniyorum. Bu filmi izlemeyerek yapımcısını cezalandırmanızı diliyorum.

İnsan ve Toplum Bilimleri Öğretim Üyesi Doç. Dr. SÜLEYMAN DOĞAN’IN Raporundan: 

Filmi dikkatle seyrettim. 15 sahmede ve toplamda 10 dakika aleni sigara reklamı tespit ettim. Film, sigaraya özendirmek ve işmeyi yaygınlaştırmak için hazırlanmış izlenimi veriyor. Aynı zamanda 9 yerde içki sahnesi var. Küfürlü sözler ise normalleştiriliyor ve özendiriliyor. Sosyal yapımız, bu filmle dinamitlenmek isteniyor. Sık sık kullanılan küfürler o kadar galiz o kadar  müstehcen ki, terbiyeden hiç nasibini alamamış kişiler bile, yanında kendisi gibi tek bir insan olduğu zaman bile böylesine iğrenç küfürlerle konuşamaz. Cem yılmaz bu filmiyle, küfürü, âdiliği, pespâyeliği öğretiyor. Senaryo çok sığ ve basit.
1-Filmde düşünce ve felsefe yok. İnsanlara herhangi bir ufuk sunmadığı gibi ahlâkî yönden de kötü bir örnek. Filmde estetik ve sanat olmadığı gibi katle de yok. Filme olay örgüsü ve sanatla ilgili bir içerik yok. Komediden çok iğrençlik var. 
2-Filmde üslûp sıkıntısı var. Estetik değil. Çok küfürlü. Toplumu yazlaştırdığı şüphe götürmez bir gerçek. 
3-Film gizli ve âşikâr sigara reklamı yapıyor. Gençler sigaraya özendiriliyor. Hiç gereği yokken, sigara içiliyor ve böylece sigara reklamı yapılıyor. İçki reklamı da yapılıyor. Film yapımcısı sigara ve içki üretenlerle anlaşma yapmış izlenimi veriyor. Toplumu ifsat etmek için yapılmış bir film. 
Bu tür filmler toplumu yozlaştırır. Seviyesiz, rezil ve kepaze bir film. Sırf para kazanmak için iğrenç bir film yapan Cem Yılmaz’ı nefretle kınıyorum. Kültür bakanlığının bu filme nasıl olup da bandrol verdiğini anlamak mümkün değildir. 
Hayatımda bu kadar aşağılık ve kepaze film görmedim. Kültür Bakanlığını göreve dâvet ediyorum. 

İstanbul Narkotik Suçlarla Mücâdele Şube Müdürlüğü’nün önceki elemanı Doç. Dr. Ali Ünlü’nün Raporundan: 

Filmde, bağımlılık yapak maddeler zararsız ve madde bağımlıları sevimli, mâsum, komik, yaramaz veya tolore edilebilir gibi sunuluyor. Bu tür konuşmalar, gençlerin maddeye olan dirençlerini kırmaktadır. 
Bilirkişinin bu tür konuşmaların gerçek hayatta ve filmlerde olağan olduğunu beyan etmesi ise gençlerin korunmasıyla ilgili tedbirleri almakla mükellef olan devletin, kanunlarını hafife almaktır. 
Oysa ki Anayasamızın 58. Maddesinde; ‘devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehâletten korumak için gerekli tedbirleri alır’ ibâresi açıkça belirtilmektedir. 
Filmin7 yaş üstündekilere ve 21.00’den sonra televizyonlarda gösterilecek olması, koruma tedbirleri açısından yeterli bir düzenleme değildir. İllegal madde kullanma riski 15-24 yaş grubu için söz konusudur ve insanların %50’si maddeye bu yaş aralığında başlamaktadır. Zararlı sahnelerin filmden çıkarılması, gençler açısından koruyucu olacaktır. 

DERKENAR:

Sigaranın vücudumuza verdiği zararı bilmeyenimiz yoktur. Ömrümüzü hiç fark ettirmeden, sinsice kısaltır. Yılda 20 milyar dolardan fazla bir miktarı bedenimizi tahrip etmek için harcıyoruz. Bu milyarlarca dolar başta ABD olmak üzere İngiliz ve Japon kartellerinin ceplerine gider. Ancak işin bir başka yönü daha var. Sağlığımızdan daha da önemli ve hazin bir hikâye...
Kaçakçılığın en gözde ürünü sigaradır. PKK’nın en istikrarlı ve önemli gelir kaynağıdır. 
Mehmetçiği şehit eden, polisimize ve vatandaşımıza sıkılan her kurşunun ardında PKK’nın sigara kaçakçılığından elde ettiği gelir yatar. Avrupa Birliği bu konuda ABD mahkemelerinde dâvâ açmış olmasına rağmen, kendi devletimiz onca ihbara aldırmayarak sigara kaçakçılığına derinlemesine el atmaz. Ara sıra gazetelerde kaçak sigara yakalandığı haberlerini okusak da ‘Bu kaçakçılığın kaynağı neresidir? Bu sigaralar nereden satın alınıyor?’ sorularını sorup araştırma yapacak bir tek savcımız çıkmaz.
Ama yine de şükredelim, hiç olmazsa sigara içmeyenleri içenlerin zulmünden, hoyratlığından, bencilliğinden kurtaran meclisimiz, bakanlarımız, başbakanlarımız oldu. Türkmenistan cesur bir kararla 2016 yılına sigarasız girdi. Ülkede sigara satışı yasaklandı. ‘Darısı bizim başımıza’ derken, insanlığı mahveden bu meşru zehrin hikâyesini, üreten ve satan, insan sağlığı üzerinden ticâret yapan bu yabancı kartellerin ve yerli ortaklarının insafsızlığını hayretle, üzüntüyle ve kızgınlıkla okuyacaksınız.
Bu kitabı hazırlarken emek ve destek veren herkese teşekkürlerimle ve sigarasız bir dünya dileğiyle...
Bülent Akarcalı: Ölüm Tâcirleri. Destek Yayınları, İstanbul 2016 (Arka kapak yazısı)

BİLİYOR MUYDUNUZ?

Gençlerimizi sigara bağımlısı yapmak isteyen ölüm tâcirleri, üniversiteleri mekân tuttular. Kandırabildikleri gençlere ücretsiz sigara vererek ve ayrıca ücret ödeyerek, arkadaşlarına sigara ikram etmelerini sağlıyorlar. Kiralık katillerin, arkadaşının canına kast eden hâinlerin sayısı endişe edilecek kadar çok… 
Üreticiler, sigaranın câzibesini artırmak için katkı maddesi kullanıyorlar. İçenler kısa zamanda sigara bağımlısı hâline geliyor. Bir müddet sonra harçlıklarının önemli bir bölümünü sigara satın almak için kullanıyorlar. Ülkemizin ve milletlerarası kanunları hiçe sayılarak gençler zehirli endüstriye teslim ediliyor. Sigara endüstrisi kârının büyük bölümünü, gençleri sigaraya başlatmak için kullanıyor. Bir müddet sonra da sigara satış fiyatına zam yapıyor, çarkı bütün hızıyla döndürüyor. 
Sigara içenlerde, içmeyenlere oranla; Mesâde, pankreas ve prostat kanseri 2 kat, kadınlarda kısırlık riski 10 kat, erkeklerde iktidarsızlık rismi 10 kat, akciğer kanseri 22 kat daha fazladır. 
Sigaraya başlamak kolaydır, bırakmaz zordur. Nikotin bağımlılık yapar, Kullanıcıların çoğu sigarasız bir hayatı hayal edemezler. 
Sigaradan çıkan dumanda bulunan kanserojen maddeler, içe çekilenden çok daha fazladır. Sigaranın bir ucu içeni, diğer ucu ise içenin yanındakini zehirler. 
Sigaranın zayıflattığına, içene problemlerini unutturduğuna, içeni sâkinleştirdiğine, hafif (light) sigaranın daha az zararlı olduğuna dâir düşünceler yanlıştır.