Son zamanlarda çok sık duyduğum "gerçek aşkı arıyorum" la ilgili bir hikaye anlatmak istiyorum size. Bir zamanlar, uzak bir ülkede, gerçek aşkı arayan genç bir adam yaşarmış. Bu genç adam, hayatının aşkını bulma konusunda o kadar kararlıymış ki, tüm zamanını mükemmel eşi aramakla geçirirmiş. Ancak ne kadar çabalarsa çabalasın, aradığı kişiyi bulamamış.

Bir gün, yaşlı ve bilge bir kadınla karşılaşmış. Genç adamın hüznünü ve arayışını fark eden kadın, ona bir öğüt vermek istemiş. Kadın, genç adama bir çiçek tohumu vererek şöyle demiş: "Bu tohumu al ve ona iyi bak. Onu sulamayı, güneşe çıkarmayı unutma. Sabırlı ol ve çiçeğin büyümesine izin ver."

Genç adam, kadının öğüdünü dinlemiş ve tohumu eve götürerek ona özen göstermeye başlamış. Günler, haftalar geçmiş ve tohum yavaşça büyümeye başlamış. Bu süreçte, genç adam çiçeğe bakarken, sabrın ve emeğin değerini anlamış. Çiçek büyüdükçe, genç adamın hayatına da yeni insanlar girmeye başlamış. Ancak o artık sadece mükemmel eşi aramakla ilgilenmiyormuş; onun yerine, kendini geliştirmeye ve çevresindekilere değer vermeye odaklanmış.

Bir gün, çiçeği ziyaret etmek için gelen bir kadınla tanışmış. İkisi arasında doğal bir bağ oluşmuş. Kadın, genç adamın çiçeğe gösterdiği sabır ve özeni takdir etmiş ve bu, onların arasında güçlü bir ilişkinin temelini atmış. Zamanla, genç adam gerçek aşkın sabır, özveri ve kendini geliştirme yoluyla geldiğini anlamış. Bilge kadının verdiği tohum, sadece bir çiçeği değil, aynı zamanda gerçek aşkı da onun hayatına getirmiş. Bu hikaye, hayatımıza istediğimiz şeyleri çekmenin, sadece aramakla değil, aynı zamanda kendimizi geliştirmek, sabırlı olmak ve evrenin sürecinde bize sunduğu dersleri öğrenmekle de ilgili olduğunu hatırlatır. Gerçek aşkı bulma yolculuğu, kendi içsel büyümemizle ve hayata olan bakış açımızla yakından bağlantılıdır. "Gerçek aşkı ararken, önce kendi içindeki bahçeyi sulamayı unutma. Kendine verdiğin değer ve özen, evrenin sana aynısını yansıtmasını sağlar."

Tek Kişilik Düet

Serkan Aydın, Ordu Kültür Sanat Merkezi'nde, Tarık Günersel'in yazıp, yönettiği " Aşk ve Siyaset " isimli piyesle sanat hayatında bir başka doruğa erişti.

Serkan Aydın'a sorduk : " Aşk ve Siyaset ' hakkında bizlere, ne anlatmak istersin ?"

" Öncelikle tiyatro sanatı için gerçek bir armağan, olarak nitelendirdiğim yazar, yönetmen, oyuncu, düşünce insanı Tarık Günersel ile aynı projede yer almak hem bir onur, hem de ağır bir sorumluluktu benim için.Çok çalıştım.Esere layık olabilmek için çok çaba gösterdim.

İstanbul'da kapalı gişe olarak devam eden yedi temsilin ardından, Ordu'ya turne için gelmek ayrı bir mutluluk oldu benim için.

Umarım yolculuğumuz farklı illerde de devam eder, ' Aşk ve Siyaset ' sezondan sezona geçer, alkışımız hiç azalmaz.Bir aktör başka ne ister ki zaten ? "

İÇİNDEKİ DİŞİYİ KEŞFET

Kadın cinsel sağlığı için buluştular! Wellness ve Yoga Eğitmeni Ece Vahapoğlu moderatörlüğünde Feriye’de gerçekleşen  davet, kadın sağlığı ve cinselliğini değerlendirmek üzere uzmanları bir araya getirdi.

Dr. Yasemin Yakut ve Ecz. Mehmet Müderrisoğlu’nun değerli katılımları ile Pelin Akil, Wilma Elles, Pınar Hotiç, Meral Çalışıcı, Zeynep Özyağcılar gibi ünlü isimlerin de yer aldığı sağlıklı kahvaltı eşliğindeki davete ilgi büyüktü.

Her yaşta kadın sağlığı ve cinselliği konusu değerlendirilirken, tamamen doğal içerikli takviyeler ile cinselliği keyifle ve doğal akışında yaşamanın her yaşta mümkün olabileceği ve bu konudaki tabuların artık yıkılması gerektiği konuşuldu.

20 yıldır üreme sağlığı ve cinsel sağlık konularında ürünler sunan Umay İlaç, Fransa’da üretilen Lady Prelox ve Prelox ürünlerini Türkiye’ye getirerek tüm dünyada devrim yaratmış bu ürünlerin ülkemizde de ulaşılabilir olmasını sağlıyor.

Ürün içeriğiyle, özellikle çocuk sahibi olduktan sonra azalan libido ya da içindeki dişi ile iletişimi kesen kadınlara, şimdi sil baştan onu keşfetmenin tadına varmanın birçok doğal yolu olduğunu belirtiyor.

“Kadın cinsel sağlığı aslında bütünsel sağlık için önemlidir.”

Davetin sunuculuğunu yapan Ece Vahapoğlu, Bugün özellikle benim gibi anne veya ayrıca menopoz dönemi yaklaşan arkadaşlarımla, kadın cinsel sağlığının aslında bütünsel sağlık için önemli olduğuna farkındalık yaratmak için buluştuk. Özellikle doğum sonrası hormonlar değişiyor ve öncelik çocuklarımız oluyor; her kadının her yaşta kendi kadın kimliğini hatırlaması ve cinsel sağlığına da önem vermesi gerekiyor. Kadının cildinden saçına kadar parlaklığı ve sağlıklı görünümü bile bütünsel iyi yaşamının etkisindedir. Spor yaparak, dengeli beslenerek ve hormon yan etkisi olmayan doğal takviyeler alarak bütünsel ve cinsel sağlığımızı korumaya destek olabiliriz.” dedi.

İYİLEŞME ZAMANI

Düştüm.

Hiç kalkamayacağımı zannedecek kadar uzun kaldım yerde.

 "Oysa başlarda her şey ne de güzel başlamıştı. Benim için tüm zorlukları kolaylaştırıyor olması, her şeyin sorumluluğunu alma hevesi çok konforluydu itiraf etmeliyim. Ancak zaman geçtikçe evde karımla değil annemle yaşıyormuşum hissine kapılmaya başladım."

Serinin dördüncü ve son kitabı “İyileşme Zamanı” nda Asfar ve Çolpan'ın evlilikleri büyük bir sıkıntıdan geçiyor. Asfar evi terk etti ve Çolpan perişan. Ama biliyoruz ki bütün acılar geçer. Bütün yangınlar bir gün mutlaka söner. Asfar ve Çolpan evliliklerini iyileştirebilecek mi? Soğuyan kalpler yeniden birbirine nasıl ısınır? Yas duygusuyla nasıl baş edilir? Funda Uçuk Er, bir aile danışmanı olarak evli çiftlere vermek istediği mesajları şaşırtıcı güzellikte bir kurguyla okuyucuya sunuyor ve kitabın kapağını kapattığınızda içinizdeki müzik çalmaya devam ediyor. Başucumuza koyup bir solukta okuyabileceğimiz bir kitap. Tavsiye ederim. 

SİTRİN TAŞI

Geçen hafta benim için zor bir haftaydı. Beş günde yaklaşık on tane şehirler arası seyahat ettim. Ankara'da annem influenza geçirirken, okul tatili için gelen oğlum Bodrum'da ateşlendi ve bunun yanında turnelerim vardı. Çok şükür atlatıldı. Ama dikkatimi çeken ve 'yok artık' dedirten bir şey anlatmak istiyorum. Özel hastahanelerin soygun durumunu da şuraya not edeyim bu arada. Hastahanenin kapısından girdiğimizde altı-yedi yaş çocuğunun boyutunda bir ametist taşı karşılıyor sizi. Ametist iyidir, enerji temizler. Fakat onun yanında aynı boyda kocaman bir sitrin taşı vardı. Sitrin taşı parayı çağırma taşıdır. Kasayı pek boş bırakmaz. Hele ametist taşıyla kullanılınca. Bunu ancak bilen biri koyar yanyana. Şimdi sorarım size hastahane girişine bu iki taş yan yana niye konur? Para insan sağlığından daha mı önemli? 

NEDEN AMA NEDEN?

Yeni dizler başlıyor sürekli. Ama hep aldatılan kadın, silahlar, metres..Gerçekten anlayamıyorum. Konu sıkıntısı mı var? Ben kadınların sürekli aşağı çekilmesinden son derece rahatsız oluyorum. Ben sürekli elinde silahla dolaşan mafya tiplerini ekranlarda görmek istemiyorum. Ben ailemle oturup gönül rahatlığıyla bir şeyler izlemek istiyorum. Böyle düşünen bir tek ben miyim?

KADIN HİKAYELERİ

Turnelerimiz devam ediyor. Bu gece Eskişehir’de oynuyoruz. 19 şubat Kütahya, 20 şubat İzmir Narlıdere, 21 şubat Bodrum, 22 şubat Denizli. İnstagram sayfamdan takip edebilirsiniz. Bu arada oyun ekibimizde Arzu Yanardağ artık yok. Her oyunda sürpriz isimlerimiz var. Ayşenil Şamlıoğlu, Berna Öztürk çok yakında Deniz Türkali, Tuğba Özay, Ayşen İnci, Selen Görgüzel gibi.

DİLBER Mİ? İNCİ TANELERİ Mİ?

Başından beri dizi hakkında olumlu konuştum, Yılmaz Erdoğan başarısından, kaleminden söz ettim. Ama bana da Dilber dansından artık fenalık geldi. Ve işin önüne geçmeye başladı.Kalça sallama görmekten daraldım. Valla öyle ama…

ÇÖL GEZEGENİ 2

16 Martta vizyona giriyor. Ailesini yok eden komploculara karşı başlattığı intikam savaşında Chani ve Fremen'lerle birleşen Paul Atreides'in yolculuğu anlatan Dune: Part Two'da, Paul hayatının aşkıyla, bilinen evrenin kaderi arasında bir seçim yapma durumunda kalırken, yalnızca kendisinin öngörebileceği korkunç bir geleceği engellemeye çalışır. Dune: Çöl Gezegeni filminin ikinci devam halkası olan yapımın yönetmen koltuğunda bir kez daha Denis Villeneuve oturuyor. Oyuncular: Timothée Chalamet, Zendaya, Rebecca Ferguson

VEFA

Yeşilçam’ın “Bayan Bacak” lakaplı ünlü oyuncusu Serpil Örümcer, geçim sıkıntısı çektiğini ve yaşamını devam ettirebilmek için fotoğraflarını sattığını açıklamıştı. Gündeme bomba gibi düşen bu açıklama sonrasında Serpil Örümcer’e ilk yardım eli Arka Sokaklar ekibinden geldi. Oyuncunun bu çağrısına kayıtsız kalamayan D Media ve Arka Sokaklar ailesi, Serpil Örümcer’i unutmayarak konuk oyuncu olarak kadrosuna dahil etti. Serpil Örümcer dizide “Müjgan” karakteriyle izleyiciyle buluştu. 
Yeşilçam'ın trajik öykülerinden birinin kahramanı olan Serpil Örümcer, kendisine teklif edilen rolden çok mutlu olduğunu, yıllar sonra sette olmanın heyecanını yaşadığını söyledi. Çok güzel insanlarla ve inanılmaz uyumlu bir ekiple çalıştığını anlatan Örümcer diziye dahil olma süreci için; “Benim resimlerimi, plaklarımı başka birileri satıyor. İnternete giriyorum saatimi, kitabımı satıyorlar ama kimin sattığını bilmiyorum. Ben de resim yapmaya karar verdim. Durumum pek iyi değil kirada oturuyorum, elektrik, su faturalarımı hiçbir şekilde ödeyemedim kötü bir vaziyetteyim. Bundan dolayı dedim ki “Ben ne yapıyorum, başkaları benim üstümden para kazanıyor.” Resimlerimi satmaya karar verdim. Elektriğimi, suyumu, doğalgazımı, kiramı ödeyebileyim diye böyle yola çıktım. Bu zor günlerimde bir baktım ki Arka Sokaklar dizisinden teklif geldi, hemen oynamaya karar verdim ve inanılmaz mutlu oldum.” dedi. Umarım bu diğer yapımcılara örnek olur ve Yeşilçam'da küstürmüş olduğumuz ve zor şartlarda yaşayan oyuncu büyüklerimizin kalbi ısınır. 

VEFA NEDİR BİLİR MİSİNİZ?

Bu arada yıllar önce yazdığım bir yazı geldi aklıma, Erol Büyükburç'un ölümü üzerine yazmıştım. İşte o satırlarım "Yıllar önce bir yazımda sormuştum,. Siz Vefa nedir bilir misiniz? diye. İşte o yazımdan bir alıntı…
“Vefa camiamızda nedir bilir misiniz? Cenazelerde kadınların ve erkeklerin kara gözlükler takması, içli sesleriyle belki de hayatlarının rolünü yaparak 'Çok değerliydi, yeri doldurulamaz, çok üzgünüm konuşamıyorum' demesi ama kameralar karşısında biraz daha vakit harcamak için içinden de 'Sor biraz daha sor, ah anılar' diye gözyaşı dökmesi….”Kızmayın bize…ÇOK AMA ÇOOOOOOK MEŞGULÜZ…. DÜNYAYA KAZIK ÇAKACAĞIZ YA…