DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN

"Sana ruh üflendiğinde bir kadının karnındasın, ağladığında bir kadının kucağındasın, aşık olduğunda kadının kalbindesin. Ona güzel davran." 

Dünya Kadınlar Günü, tarihte kadınların toplumsal, ekonomik, kültürel ve politik başarılarını kutlamak ve cinsiyet eşitliği ile kadın hakları konusunda farkındalık yaratmak için belirlenmiş çok özel bir gündür. Her yıl 8 Mart'ta dünya genelinde çeşitli etkinlikler ve kampanyalarla bu önemli gün kutlanır. Bu günün kökleri, 20. yüzyılın başlarına, kadınların oy hakkı ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi gibi temel haklar için mücadele ettiği döneme dayanır.

Dünya Kadınlar Günü, aynı zamanda eşitlik, adalet, barış ve gelişme gibi evrensel değerlerin ön plana çıkarıldığı bir gündür. Kadınların sosyal, ekonomik ve politik yaşamdaki rollerinin güçlendirilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesi amacıyla birleşik bir çaba gösterilir.

Bu özel gün, kadınların hayatımızdaki önemini ve toplumumuzdaki yerini hatırlatır. Kadınlar; anneler, kız kardeşler, eşler, arkadaşlar ve meslektaşlar olarak hayatımızın her alanında varlık göstermektedirler. Onların emekleri, sevgileri, fedakarlıkları ve direnişleriyle dünyayı daha yaşanabilir, daha adil ve daha güzel bir yer haline gelir. Dünya Kadınlar Günü, bu nedenle sadece kadınların başarılarını kutlamakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşma yolunda karşılaşılan zorluklara ve engellere de dikkat çeker. Bu gün, cinsiyet eşitliğinin sadece kadınlar için değil, toplumun tüm bireyleri için temel bir insan hakkı olduğunu vurgular.

Kadınlar tarihin her döneminde önemli başarılar elde etmiş, bilimden sanata, edebiyattan siyasete kadar birçok alanda iz bırakmışlardır. Ancak, hâlâ pek çok yerde kadınlar eşit haklara sahip olmadan, cinsiyet ayrımcılığı, şiddet ve eşitsizlikle mücadele etmektedirler. Dünya Kadınlar Günü, bu konularda farkındalık yaratmanın yanı sıra, kadınların karşılaştığı zorlukları aşma ve güçlenme yolunda ilerlemek için bir fırsattır.

Bu gün, kadınların seslerini daha yüksek çıkarmaları, birbirlerini desteklemeleri ve toplumsal değişim için birlikte hareket etmeleri için de bir platform sunar. Erkeklerin de aktif olarak katılımı ve desteklemesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması yolunda kritik öneme sahiptir. Cinsiyet eşitliği mücadelesi, toplumun tüm üyelerinin ortak çabasıyla kazanılabilir.

Sonuç olarak, Dünya Kadınlar Günü, sadece bir gün boyunca değil, yıl boyunca sürdürülmesi gereken bir bilinç ve mücadele ruhunu temsil eder. Bu özel gün, kadınların hayatımızdaki ve toplumumuzdaki değerini kutlamak, onlara olan saygımızı ve desteğimizi ifade etmek ve cinsiyet eşitliği için ortak bir gelecek inşa etme taahhüdümüzü yenilemek için bir fırsattır. Kadınların güçlenmesi, toplumun her alanında ilerleme ve gelişme demektir. Bu yüzden, her günü Dünya Kadınlar Günü yapmalı ve cinsiyet eşitliği için çalışmalıyız.

Kadın emektir! Kadın vicdandır! Şöyle bir bakın etrafınıza; Yetiştirdiği çocukla, kurduğu yuvayla, aklıyla ,bilimle, yetenekleriyle, sanatıyla, tarlada ya da kürsüde kadın hayatı güzelleştirir. Kimi zaman gülüşü hayat verir, onun desteği ile dostluğu ile durursunuz ayakta. Çünkü bir kadın hiçbir zaman pes etmez. Ne yaşarsa yaşasın, yeni baştan başlar. Olmaz dediğinizi oldurur. Evren yaratıcı gücünü paylaşır kadınla... Kadın hayattır! 

Kadın her işi yapar!

Kendine neyin yakışıp yakışmayacağına kendi karar verebilir. Her meydan okumaya göğüs geren umudu kaybetmeyendir. Cam tavanlara rağmen kariyerini yapandır. Evin içinde evi yoluna koyandır. Ardından gelenlere ışık olandır. 

Cinsiyeti kadındır sadece, önce insandır. İnsan gibi insan olan herkesin dünyanın her yerinde eşit haklara sahip olması dileğiyle dünya emekçi kadınlar günümüz kutlu olsun.

 

 

 

 

PARLA HİLAL VE KIRMIZIM

Parla hilal ve yıldızım
Parla beyaz ve kırmızım
Sensin yolum Cumhuriyet
Parla, 100 yaşındasın

Kadın Hikayelerimiz Türkiye'de ve Avrupa'da hızla yayılıyor. Oyunumuz çok büyük bir sevgi ve coşkuyla karşılanıyor. Ve finalimizde hep beraber sevgili Norm Ender'in 100.yılımız için yaptığı marşımızı nerde olursak olalım seyircimizle çılgınca söylüyoruz. Çok mutlu ve gururluyuz. Türkiye'de olmayan çok farklı bir teknikle oynuyoruz oyunu. Her şey ters köşe. Seyircilerimiz bizi şöyle anlatıyor. "Tam kahkahalar atarken birden hıçkırıklara boğuluyoruz. Tam hıçkırıklara boğulurken oynamaya, şarkı söylemeye başlıyoruz. Yahu ne oluyor derken, sizinle sarılmış buluyoruz. Çok acaip duygular yaşıyoruz'' O kadar doğal tepkiler veriyorlar size anlatamam. Bu hafta Farnkfurt'ta gurbetçilerimizle beraberdik. Franfurt Başkonsolosumuz sayın Erdem Tunçer ve zarif eşi Gül Tunçer'in bizi davet etmesiyle birlikte seyircilerimizle buluşmak harika oldu. Nefis ağırlandık, harika dostlar edindik. Her şey çok güzeldi. 

 

HARİKAYDIN ÇİĞDEM

Biliyorsunuz oyunlarımızda hep konuk oyuncumuz oluyor. Frankfurt’ta oranın en sevilen oyuncularından sevgili Çiğdem Spickermann’la tanıştık. Ve size bir sır vereyim, sakın elinizden kaçırmayın, yoksa ben kaparım. Çok yetenekli, çok sevimli ve çok mütevazi…

 

BİR DİLEK YETMEZ

Etkinliğin diğer konuğu sevgili Dilek Livaneli’ydi. İdealist bir öğretmen olan Dilek Livaneli yaptığı çalışmalardan dolayı onursal başkanlığını ABD eski Başkanı Bill Clinton'ın üstlendiği Varkey Gems Vakfı tarafından 2015 Küresel Öğretmen Ödüllerine aday gösterilmiş ve dünyanın en iyi 50 öğretmeni arasına giren ilk Türk öğretmen olmuştur. Kitabı "Bir dilek yetmez" le şöyle diyor; "Her şey bir Dilek ile başlar… O yola bir Dilek ile çıkar ama bu uğurda bir Dilek'in yeterli olmadığını bilecek kadar çok şey yaşar. Başarının, kelimenin tam anlamıyla "söke söke" alındığı bir hayatın hikâyesi bu… "

Hangi meslekte olursa olsun; insanın işini sevdiği zaman daha yaratıcı, daha üretken ve daha sahiplenici olduğunun çarpıcı bir örneğidir Dilek Livaneli. Sadece öğrencileri için değil, onların aileleri ve köy halkı için yaptığı çalışmalardan dolayı Dünyanın En İyi Öğretmenleri Listesi'ne adını yazdırmıştır; sonra köy kadınlarının sosyal, kültürel ve ekonomi alanında gelişimlerine yönelik yaptığı rehberlik ve liderlik sayesinde Avrupa Parlamentosu Uluslararası Lider Kadın Ödülü'ne sahip olmuştur. Şimdi İngiltere'de devam ettiği kariyerinde dünya çocukları ile Dünya Vatandaşlığı çalışmalarını yürütürken, aynı zamanda Türkiye'de "Bir Dilek Yetmez" hareketini devam ettiriyor. İşte tüm bunlar umutsuzluğu yok sayan bir kadının imzasını taşıyor. Dilek Livaneli, kariyeri boyunca yaşadığı tüm zorlukları ve bunlarla olan savaşını kendi kaleminden olabilecek en dürüst hâliyle yansıtıyor satırlarına… okuyun,okutun derim.

 

 

FRANKFURT FİLM FESTİVALİ

Bir kaç sene önce Frankfurt film festivaline canım babacığım için ödül almaya gelmiştim. O zaman harika iki dost hayatıma girdi. Festivalin yapımcısı ve emekçisi Hüseyin Sıtkı ve bizim artık evimizin çocuğu olan sevgili Şahin. Onlarla kucaklaşmak ve yeniden birlikte vakit geçirmek ayrıca güzeldi. Harika bir festival hazırlıyorlar yine. Mutlaka takipte kalın, detayları sizinle paylaşacağım ilerleyen günlerde.

 

8  MARTTA BİR MELEK BİZİ İZLEDİ

8 Mart'ın benim için ayrıca özel bir anlamı var ve bu sene bu özel günde Frankfurt'ta olmak benim için çok farklı oldu. Benim can dostum, kalbiyolojik kız kardeşim Yeşim, 8 mart'ta tanışmamız gibi, yine bir 8 Mart'ta melek olmuştu. O cesur yüreğimizdi. On yıldan fazla bir süre kötü hastalıkla mücadele etmiş ve kanser korksun kadından demişti. Herkese mücadele adına örnek olmuştu. Onun gidişine inanmadık. Bize arkasında mücadele ve azme dair harika hikayeler bıraktı. Benim sözümü bilirsiniz. " Tesadüf yoktur, tevafuk vardır" Gene öyle oldu. Bu sene bu bağlantıyı hiç farkında olmadan, onun canı, ağabeyinin olduğu yerde kadınlar gününü kutlamaya geldik. Ben beyefendiyle yüzyüze ilk defa tanıştım. Sadece adını ve yıllardır pek çok ülkede bizi temsil ettiğini biliyordum sadece. O sayın başkonsolosumuz Erdem Tunçer'in ablasıydı. Yeşim'im bütün gece gökyüzünde bizi izledi ve alkışladı, eminim. Her zaman yaptıklarımı destekler ve gurur duyardı. Ve yine birlikteydik işte.

Sevgi ve ışıkla kalın.