Uzun zamandır işler güçler derken sosyal hayattan çok uzaklaşmıştım. Geçenlerde Bodrum'da evde otururken bir arkadaşımı kıramayarak uçağa atladım ve kendimi İstanbul'da buldum.

Her zaman çok eğlendiğim 5masa'da yine şarkılarla, danslarla muhteşem bir gece geçirdim. Mekanda boş yer yoktu. Ben alkol almam, soda ve suyumla çok güzel eğlenirim, başkalarını da eğlendiririm. Gene dansederken karşımda oturan bir masa gördüm. Hemen yanlarına gittim, kızları dansa kaldırdım. Neyse şarkıların sonunda 'bizim oyuna da gelin, çok güzel hikayeler anlatıyoruz' dedim. Sosyal medyadan adımı yazdım. Kızlardan biri ismimi görünce şok oldu, ve 'biliyor musunuz ben Vedat Ünsür'ün kızıyım' dedi. İnanın ağlayacaktım. Vedat Ünsür tanıdığım en muhteşem doktordu, çocukluğum, genç kızlığım, kadınlığım hep onunla geçmiştir. 20'li yaşlardaydım, kariyer peşinde yurt dışında geziyordum. Çocuk hiç düşünmüyordum.  Ve şimdi ne kadar cahilce ve yanlış bir şey olduğunu anladığım bir istekte bulunmuştum ona. 'Doktorcum rahmimi al benim, çocuk falan zaten istemiyorum' diye. Bana çok kızmış, eğer bu talebi tekrarlarsan muayenehaneme gelemezsin' demişti.

Yine bir seferinde başka bir şehirde rahatsızlandığımda 'seni ameliyatla ancak kurtarabilirim' diyen bir doktordan beni 'derhal Ankara'ya gel' diyerek kurtarmış ve gerçekten bir haftada iyileştirmişti. Kalbi mükemmel, gerçek dost, harika bir adamdı. Bir kaç sene önce kötü hastalığa yenildi. Hep 'evren ve enerji' diyorum biliyorsunuz. Dün beni resmen o enerji çağırdı, ben uçağa binip İstanbul'a gittim. Tesadüf değil, tevafuktu. Kızıyla tanışmam gerekiyormuş. Canım doktorcuğum huzurlarda yat, yerin dolmaz.

TESADÜF, TEVAFUK SİZ KOYUN ADINI

Yeri gelmişken bu iki sözcüğü açıklamak istiyorum size. Tesadüf ve tevafuk, sıkça karıştırılan ancak farklı anlamlara gelen iki kavramdır. Her iki terim de beklenmedik olayların meydana gelmesiyle ilgili olsa da, aralarındaki temel fark, bu olayların arkasındaki mana ve amaç algısındadır.

Tesadüf, iki veya daha fazla olayın planlanmadan veya önceden bir neden olmaksızın bir araya gelmesi durumudur. Bu olaylar arasında herhangi bir bağlantı veya anlam aranmaz; yalnızca rastlantısal olarak kabul edilirler. Örneğin, bir kitapçıda eski bir arkadaşınıza rastlamanız bir tesadüf olarak değerlendirilebilir. Tevafuk olaylar arasında derin bir anlam veya ilahi bir yönlendirme olduğu düşünülen bir tür "anlamlı tesadüf" olarak tanımlanabilir. Bu terim, meydana gelen olayların rastlantısal olmadığı, daha ziyade bir tür kozmik planın veya yüksek bir gücün parçası olduğu düşüncesiyle bağlantılıdır. Tevafuk, bazı kültür ve inanç sistemlerinde, olayların bir amaca hizmet ettiği ve birbiriyle anlamlı bir şekilde bağlantılı olduğu fikrini yansıtır. Kısacası, tesadüf daha çok rastlantısal ve anlamsız olaylar zinciri olarak algılanırken, tevafuk olayların arkasında bir tür anlam veya amaç olduğu düşüncesiyle ilişkilendirilir.

GELSİN BİR HİKAYE

Şimdi tesadüf ve tevafuk üzerine sizinle bir hikaye paylaşmak istiyorum. Bir zamanlar, uzak bir köyde yaşayan yaşlı bir bilge vardı. Köyün dışında, bir tepe üzerindeki mütevazı bir kulübede yaşayan bu bilge, insanların hayatındaki tesadüfleri ve tevafukları anlamlandırmalarına yardımcı olurdu.

Bir gün, köyün genç bir çiftçisi, mahsullerinin beklenmedik bir hastalık nedeniyle yok olduğunu görünce yaşlı bilgeye geldi. Çiftçi, yaşadığı bu kötü durumu bir tesadüf olarak gördü ve kaderine lanet ediyordu. Bilge, çiftçiye sakin kalmasını ve olayın anlamını anlamaya çalışmasını söyledi. Birkaç gün sonra, çiftçinin mahsullerini yok eden hastalık, bölgedeki tüm köylere yayıldı ve bir kıtlık başladı. Ancak, bu çiftçinin toprağı, hastalığın neden olduğu değişikliklerden dolayı, başka bir tür mahsul için mükemmel bir hale geldi. Çiftçi, bilgenin önerisi üzerine yeni bir mahsul ekti ve bu, bölgeyi kıtlıktan kurtardı. Çiftçi o zaman anladı ki, başına gelen kötü tesadüf aslında bir tevafuktu; yaşadığı zorluk, onu ve komşularını daha büyük bir felaketten kurtarmıştı. Mahsullerinin yok olması, ona yeni bir yol göstermiş ve köyünün refahını sağlamıştı. Yaşlı bilge, çiftçiye, hayatta karşılaştığımız olayların tesadüf gibi görünebileceğini, ancak her olayın daha büyük bir resmin parçası olabileceğini ve zamanla bunların anlamının ortaya çıkabileceğini anlattı. Bu hikaye, köylüler arasında yıllar boyunca dilden dile dolaştı ve tesadüflerle tevafukların hayatın dokusunda nasıl iç içe geçebileceğini hatırlatan bir bilgelik kaynağı haline geldi.

YAŞATTIĞINI YAŞA

Türkiye’yi kahreden olay, İstanbul-Bağcılar’da 11 yaşında bir çocuğun okuldan eve geç kalmasıyla ortaya çıktı. 

Yapılan araştırma sonucunda çocuğun 60 yaşındaki su bayisi sahibi Metin Şenay’ın aracına bindiği tespit edildi bu sapık herifin dükkânın gizli bir bölümünde çığlıklar duyulmasın diye kurduğu ses geçirmez odada, kendi akrabaları dahil birçok çocuğu tehdit ve şantajla yıllarca istismar ettiği ortaya çıktı. Aralarından biri bu yüzden felç kalmış. Çocuklar korkularından kimseye bir şey anlatamamış. 
Onların o çığlıkları, korkuları, ne yapacaklarını bilemez halleri hiç aklımdan çıkmıyor. O pislik herife ne diyeceğimi bilemiyorum. Aynı sapık herif 2009’da İstanbul’un başka bir semtinde yine bir çocuğa cinsel istismardan yargılanmış, delil yetersizliğinden beraat etmiş.Kelimeler kifayetsiz kalıyor. Dilerim o çocuklara yaşattıkları her şeyin çok daha ağırını yaşar. 

AKIL TUTULMASI

Çocuklarım ve eşim Türkiye hastası. Hele Rob'un havalimanına indiği anda yüzü, ifadesi her şeyi değişiyor. Bayılıyor bizim buralara. Haklı, güneş yüzü görmüyorlar, insan sıcaklığı yok. Yerleşsem diye düşünüyor. O elbette hayatın lay lay lom tarafında. Henüz fahiş fiyatları farkında değil. Benden çocuklara okul bulmamı istedi.
Elbette araştırma hemen yapıldı. Fiyatları duydukça bütün acılı arabesk şarkılarını söyleyesim geldi. Biz ne zaman bu kadar çılgın zengin bir ülke olduk. Sanki herkes milyonerler kulübünün üyesi. Fiyatlar akıl tutulması yaratacak türden. Bakalım ne yapacağız?

HAYAT EN ÇOK İYİLERİ KIRAR

Harika bir kitapla size geldim. Sevgili Acar Baltaş diyor ki; “Olumsuz bir olay karşısında kendini suçlamak, başkasını suçlamak, koşulları suçlamak koza örmek gibidir. Kişi bu sorulara takıldıkça kozasını kalınlaştırır, içine hapsolur ve kurban olduğuna inanır. Buna karşılık, ‘Şu anda iyi olan ne?’ sorusunu kendisine sorduğunda kozayı deler ve sorunu çözmek için sahip olduğu öz kaynakları fark edip odağını fırsatlara çevirir. Çünkü enerjimizi nereye koyarsak hayat orada gelişir.” 

Günümüzde dünyanın kötüye gittiği ve her şeyin bozulduğu yönünde genel bir kanı var. Hemen herkes dünyadaki olumsuzluklardan ve hayatında eksik gördüklerinden şikâyet ediyor. Hepimiz bir yandan günlük rutinler içinde yaşam mücadelesi verirken bir yandan da kendimizi gerçekleştirmek ve anlamlı bir hayat yaşamak istiyoruz.İşte böylesi dönemlerde nereden başlayacağımızı, nasıl bir yol izleyeceğimizi bilemiyor ve anlamı, farkındalığı, özdisiplin ve sağlam iradeyi bize hatırlatacak “bir bilgeye” ihtiyaç duyuyoruz.Yarım asırlık mesleki kariyeri, yetmiş yılı aşkın yaşam tecrübesiyle psikolojiyi bilimsel temelinden uzaklaşmadan geniş kitleler için anlaşılır kılan Acar Baltaş, tam da bu noktada yeniden ayağa kalkmak için enerjimizi doğru yere koymamız, gücümüzün ve yetkinliklerimizin farkında olmamız için bize kapı aralıyor.

Enerjimizi nasıl doğru yere koyabiliriz?
Değişim her yaşta mümkün müdür?
İşyerinde huzurlu bir ortamı nasıl yaratabiliriz?
Başarılı bir iş liderini, sevilmeyen bir yöneticiden ayıran farklar nelerdir?
Aşk, evlilik ve cinsellik konusunda bilmemiz gerekenler nelerdir?
Anne-baba olarak değişen dünyada hangi konularda sıkışıyoruz?
Türkiye’nin mutlu insanlar ülkesi olması nasıl gerçekleşecek?
Hayat neden en çok iyileri kırar?
Peki, kırıldığımız yerden nasıl güçleniriz?

Mert İnan sordu, Acar Baltaş yanıtladı; Hayat En Çok İyileri Kırar, hayat üzerine düşünmek ve farklı yolları denemek isteyenler için bir başucu kaynağı...

İRLANDA RUYASI

Netflix çok fazla reklamını yapınca seyredeyim dedim. Hayatının aşkı en yakın arkadaşıyla nişanlanınca Maddie, İrlanda'daki düğünlerinde nedime olmak için duygularını bir kenara bırakır. Çiftin evlenmesine günler kala Maddie, gerçek aşk için kendiliğinden bir dilek tutar ve uyandığında kendisini müstakbel gelin olarak bulur. Hayali gerçekmiş gibi görünen Maddie, çok geçmeden gerçek ruh eşinin tamamen başka biri olduğunu fark eder.Senaryosunu Kirsten Hansen'in kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da Janeen Damian'in oturmakta olduğu "Irish Wish"; oyuncu kadrosundaki özensizlik başta olmak üzere neredeyse her yanıyla dökülen romantik komedi olarak geliyor karşımıza...Sabun köpüğü gibi ama kafa dağıtan bir film.

GAMZELİ GÜZEL

Türk Sineması'nın sevilen oyuncularından Bahar Öztan'dan acı haber geldi. Geçtiğimiz yıl daha önce 3 kez yendiği kansere tekrar yakalanan Öztan, tedavi gördüğü hastanede yaşam mücadelesini kaybetti. Kolon kanserine yakalanan ünlü oyuncu, bir süredir yoğun bakımda tedavi görüyordu. 1980'lerde kariyerinin en parlak dönemini yaşayan Bahar Öztan, bir şampuan reklamında rol aldıktan sonra film yapımcılarının da dikkatini çekerek sinema dünyasına adım atmıştı.Ardında pek çok film ve güzel dostluklar, anılar bıraktı. Huzurla uyu gamzeli güzel.