SOBE / Çocuk Eğitiminin Şifresi

Psikohekim Abdülaziz Yılmaz’ın, Birinci Baskısı Mayıs 2014’te, Dördüncü Baskısı Ekim 2014’te yapılan eseri; 13,5 X 21 santim ölçülerinde; 112 sayfadır.

BEM-BİR-SEN Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası 1 Numaralı Şube Tarafından Eğitim Serisi içerisinde yayınlanan kitap; meslekî haklarını korumaya çalıştığı üyelerinin aile huzuru ve şahsî gelişimlerinin sağlanması maksadına yöneliktir. Yazarın ilk kitap çalışması olan Sobe; *Çocuk Gelişimi, *Çocuk Yetiştirme Tutumları ve Bu Tutumların Çocuğa Etkileri, *Çocuk ile İletişim, *Çocuklarda Oyun, *Çocuk ve Televizyon, *Ailede Pedagjik Din Eğitimi, *Yaşa Göre Din Eğitimi, *Çocuğa Allah’ı Sevdirmenin Yolları başlıklı, alt bölümleri de olan 8 ana bölümden oluşuyor.

Eserin, çocuklarını yetiştirirken ailelere rehberlik edeceği düşünülmüştür. Kitap hem ilmî hem de örfî bilgilerle donatılmış bir bütünlüğe sâhiptir.

*Hayattaki en kıymetli varlığımız olan çocuklarımızı nasıl yetiştirmeliyiz? *Onların sağlık ve mutlulukları için üstümüze düşen vazifeler nelerdir? *Çocuklarımıza olan sevgimizi en iyi nasıl ifâde ederiz? *Günlük hayatta çocuklarımızla olan iletişimimizde karşılaştığımız problemlere en pratik çözümleri nasıl üretiriz?

B soruların cevaplarını Sobe isimli eserde bulmak mümkündürr.

Her bölümün başlangıcında; özlü sözler bulunuyor. Birkaç örnek:

*İlk başta anne ve babalarımızın çocukları, sonra çocuklarımızın anne ve babası oluruz. Daha sonra anne ve babamızın anne ve babası, en sonunda da çocuklarımızın çocukları oluruz. (Milton Greenblatt)

*Çocuğunuzu eğitmek istiyorsanız, onu dövmemelisiniz. Ona küsebilirsiniz fakat bunu fazla devam ettirmemeli ve en kısa zamanda barışmalısınız. (Ebul-Hasan)

*Çocuklarınıza saygılı davranın, onlarla alay etmeyin, onlara hakaret etmeyin, ‘aptal’ ve ‘câhil’ gibi lakaplarla onları çağırmayın. (Hz. Muhammed) (sas)

*Kuşlar uçar, balıklar yüzer ve çocuklar oynar. (Landreth)

*Çocuklarınızı, yaşadığınız zamana göre değil; yaşayacakları zamana göre yetiştiriniz. (Hz. Ali) (kav)

Kitabın son 12 sayfasında, yazarın; daha önce çeşitli dergilerde yayınlanan, çocuk eğitimi ve aile huzuru ile ilgili 4 adet makalesi yer alıyor.

Makalelerden tadımlık bir bölüm:

Kitaplarda yazıyor, terapinin ve eğitimin kuralları arasında yer alıyor diye ben de seminerlerimde bazen eylem ve söylem birliği kuralından bahsediyorum. Sonra dönüp düşünüyorum canım anneciğim ile candan babacığım ne eylem ne de söylem bilmiyorlardı. Bilmeyi bırak, o kavramları duymamışlardı bile. Ne oldu? Bir yerimiz eksik mi kaldı? Yoo! Aç susuz, telef tahsil bir şekilde tam dokuz çocuk büyütmüşlerdi. Hiçbir kitap okumadan ve hiçbir psikohekim seminerine katılmadan yetiştirmişlerdi bizi. Bildikleri tek şey vardı. O da ‘Az olsun ama helal olsun.’ demişler ve bize haram yedirmemişlerdi. Allah onlardan razı olsun, hayırlı ve uzun ömür versin.

Demem odur ki sevgili okuyucu! Çocuğunu yetiştirirken kasma kendini. Sıkıntı yapma, onu rahat bırak ve sen de rahat ol. Dört şeyi ihmal etme! Birincisi, helâl rızıkla doyur. İkincisi, gece gündüz dua et. Üçüncüsü, tadına vara vara sevgini ver. Hele hele baba isen zorla sınırlarını. Zira baba sevgisini babadan alamazsa çocuk, hayatında hep yarım kalır bir şeyler. Velev ki çocuk, büyüsün baba olsun ya da anne olsun hep arar hep tatmak ister o sevgiyi.

Kitap, yalnız yetişme çağında çocukları olan anne babalar için değil, her yaşta insana, ablalara, ağabeylere, teyzelere ve dayılara da faydalı olacak bilgiler içeriyor.

Kitabın arka kapak yazısı:

Bir ezan, bir isim ve bir hayat... Yaşamak, ağlamakla başladı bu zemini kaygan dünyada... Çocuk ağlıyorsa, şükredildi ilkin... Gün geçtikçe hayıflanma, isyan, beddua... Sabır, yalnızca peygamber sıfatı olarak kaldıkça, oysa ne ‘beşkardeş’ler büyüttü bir çocukla çileden çıkan anne-baba... Ekilmemiş bir tarla gibidir o küçücük yürekler, ek ekebildiğin kadar, ne ekersen tutar... Ama doğruluk ama dürüstlük ama iman... Yeter ki tohumun Allah rızası ile sulansın, çorak da olsa: O, isterse gülistan yapar. Eğit... Eğil ve diz çök! Bak gözlerinin içine, öyle ki göz bebekleriniz birlikte yaşlansın... Onunla çocuk ol kimi zaman, Nebi (sas)'den tevarüs eden emri yerine getir her an... O, hep ebe olsun; sen ise hep sobelen hayat saklambacında. ‘Önünü, arkanı, sağını, solunu’ sünnetle donat ki Rasûlün ahlâkı çıksın her ağacın arkasından...

Anne! Baba! Ve o güzel huylarınız! SOBE!

MGV BASIN YAYIN ORGANİZASYON EĞİTİM HİZMETLERİ RADYO KIRTASİYE TURİZM SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ / MGV Basın Yayın Ltd. Şti. Aydınlar Mahallesi. Hürriyet Caddesi. Nu: 184/C Çankaya, Ankara Telefon: 0.312-480 51 11 Belgegeçer: 0.312-480 51 19 http://www.mgvyayinlari.com


ABDULAZİZ YILMAZ

1981 yılında Şebinkarahisar'da doğdu. 1999'da İstanbul Sarıyer İmam Hatip Lisesi'ni bitirdikten sonra 2006'da Kıbrıs Yakındoğu Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden mezun oldu. 2009'da İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Uygulamalı Psikoloji (İngilizce) Yüksek Lisans eğitimini tamamladı.

Sağlık Bakanlığı'nda iki buçuk yıl kadar çocuk ve aile psikologu olarak çalıştı. Hâlen İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Yönetici Psikolog olarak çalışmaktadır.

Bugüne kadar ‘Psikohekim ’ mahlasıyla yurt içinde ve yurt dışında çocuk ve aile seminerleri ile gençlik eğitimi konferansları vermiştir. Çeşitli dergilerde, gazetelerde, yazıları yayınlanmıştır.

Yazar eğitim ve seminer çalışmalarına hâlen devam etmektedir. Yazarın çalışmalarıwww.psikohekim.com internet adresinden tâkip edilebilir. Abdulaziz Yılmaz, evli ve iki çocuk babasıdır.

DERKENAR:

ÇOCUKLARA KİTABI NASIL SEVDİRİRİZ?

Teknoloji ile erken yaşta tanışan çocukların kitaba uzak durdukları belirlenmiştir. Sosyologlar, çocuklara kitabı sevdirmek için aşağıdaki tavsiyelerde bulunuyorlar:

*Anne-baba olarak okumak ve çocuklara okuyan modeller olarak görünmek, onlarda heves uyandırabilir. Fakat dikkat! Okuma işi ona ayırdığınız zamanı kısıtlıyor ve kitap aranızda bir engel oluşturuyor ise tam tersi bir etki oluşturabilir.

*Evde televizyon veya bilgisayar ile vakit geçirmeyi çocuğun yatma saatinden sonraya bırakarak ortaklaşa kitap okuma zamanları oluşturmak da çocuktaki kitap okuma isteğini güçlendirebilir.

*Kitap seçmek için kitabevine birlikte gitmeye ve kitap seçiminde çocuğun da isteklerini göz önünde tutmaya dikkat edilirse kitabı okumaya daha hevesli olacaktır. Kitap seçerken çocuğa kitapları incelemek için fırsat tanımaya ve sabırlı davranmaya dikkat edilmelidir.

*Kitapların nasıl kaleme alındığı kadar nasıl resimlendirildiği de çok önemlidir. Çocuklar kelimelerden önce resimleri okumayı öğrenirler. Üstün kaliteli olarak kaleme alınmış bir kitap titizlikle resimlenmemişse hak ettiği ilgiyi göremeyebilir.

*Resimlemede önemli olan yazıdaki duygunun görüntülü olarak canlandırılmasıdır. Bu sebeple resimlerin, bazen rengârenk olması, bazen birkaç renginin vurgulanması, bazen de siyah beyaz olması tercih edilir.

*Anlatılanla resim iyi eşleşmiş olursa çocuk, kitabın bütününü sevecek ve etkisinde kalacaktır. Çok sâde bir anlatımla, temel bir duyguyu işleyen bir yazıya karmaşık, bol renkli ve ayrıntılı resimlerin eşlik etmesi bütünlüğü bozabilir.

*İyi kaleme alınmış ve güzel resimlenmiş olsa bile sayfa düzenine, grafik tasarımına ve kullanılan malzemeye itina gösterilmemişse kitap beklenen ilgiyi görmeyebilir.

*Kitabın dilinin akıcı olmasına ve Türk dilinin iyi kullanılmış olmasına da dikkat edilmelidir.

*Kitabın yazarının ve resimleyeninin daha önceki çalışmalarının tanınıyor olması, kitabın bilinen bir yayınevi tarafından yayımlanmış olması güvenilirliği açısından olumlu bir işârettir.

*Her kitap çocuğa bilgi verilmesi veya çocuk tarafından okunması maksadıyla hazırlanmamıştır. Mutlaka bir ders vermek veya yeni bir bilgi edindirmek gibi bir görevi yoktur; sadece çocuğu eğlendirmek ve keyifli bir zaman geçirmesini sağlamak için de seçilebilir.

*Çocuk edebiyatı da resim, heykel, müzik gibi bir sanat dalıdır. Çocuk kitabının nasıl olması gerektiği hakkında katı kurallar konulamaz. Çocuğun ilgisini çeken, ona farklı bakış açıları kazandıran, ona haz veren kitap değerlidir.

*Elbette her kitabın ahlakî, dinî, öğretici ve yönlendirici tarafları olmalıdır. Fakat çocuk kitaplarındaki bu özellik, eğlendirici ve okuma alışkanlığı kazandırıcı özelliğini ortadan kaldırıyorsa, çocuğa okuma alışkanlığı kazandırmadığı gibi, okumaktan nefret ettirebilir.




DOĞRU VE GÜZEL TÜRKÇE İÇİN İPUÇLARI:

-Kimi edebiyatçılarımız, devrik cümle kullanmadan edebiyat yapılamayacağını zanneder. Psikologlar da devrik cümle kullanmadan tesirli olamayacaklarını, muhataplarını ikna edemeyeceklerini zannediyorlarsa, düşüncelerini gözden geçirmeleri faydalı olur.

-‘Ne’ kelimesi olumsuzluk ifâde eder. Bu kelime cümle içinde kullanılmışsa, cümle sonundaki kelime de olumsuz ise, cümleden anlaşılan mânâ olumlu olur. Doğru cümle: ‘Annem ve babam, ne eylem ne söylem biliyorlardı.’ şeklinde olmalı.

Hatâ yapmamak için cümlenin: ‘Annem ve babam, eylem nedir bilmezdi.’ Şeklinde yazılması, daha akıllı bir tercihtir.

-‘Kimi’ kelimesi, yalnızca insanlar için kullanılır. Eşyalar ve zaman için kullanılması yanlıştır. Bizim; ‘bâzan / bâzen’ ve ‘ara-sıra’ gibi güzel kelimelerimiz var. ‘Kimi zaman’ yerine onlar kullanılmalı.


KUŞBAKIŞI

Geçmişten Günümüze MİSTİSİZM VE TASAVVUF

Hafif esintinin etkisi ile hışırdayan sararmış yaprak, yuvasından ayrılıp yere düşen tohum… Suyun ateşe, hamurun fırına, insanın zamana galebesi… Sabır. Toprağa düşen tohumun içindeki özde gizlenen orman… Ve dördüncü boyut… Diğer bir deyimle zaman: yani sabır. Toprak, su ve hava: tohumun ana rahmi tohum için var edilenler… Ve her şeyin özünde sabır… Zaman ve sabır: tohumdan ormana giden yol. “FENA” dan “BELA” ya varan yol… Ve delinme zamanı. Belki başlangıcın belki de sonun başlangıcı… Ölüme doğuş… Fidan “elif” olmuş, göklere yükselmekte… Çiçek, başak ve meyve… Başlar eğer. “ELİF” ten “VAV” a dönüşür. Hu çeken güvercinler misali zikirdedir… Hamken pişip yanan tohumdan toprağa düşen yeni tohumlar… Toprak beklemede, su beklemede, hava beklemede… Sabırla beklemede… Binlerce yıldır sayısız dervişin nefesini duymuş, nefsini öldürmesine şahit olmuş çilehaneler sessizce inler: “inna lillahi ve inna ileyhi raciun”

(Tanıtım bülteninden)

Prof. Dr. Kenan Erzurumlu’nun kitabı, 2015 yılında yayınlandı.

BİLGEOĞUZ YAYINLARI: Alemdar Mahallesi Molla Fenarî Sokağı Nu: 35/B Cağaloğlu, İstanbul. Telefon: 0.212-527 33 65 Belgegeçer: 0.212-527 33 64 e-posta:[email protected]www.bilgeoguz.com.tr


İYİLERİN DALGALI DENİZLERDEN ÇIKARDIĞI İNCİLER:

İlk defa Fuat Köprülü tarafından dikkat çekilen ve Prof. Dr. Cihan Okuyucu'nun metnin çevriyazısını gerçekleştirmesiyle gün ışığına çıkan eser, şimdi de Doç. Dr. Mücahit Kaçar'ın metni sadeleştirmesiyle birlikte bir bütün hâlinde okuyucu ile buluşuyor. Ateşîn bir kalp ve samîmi bir gönlün sâhibi olan Hazini’nin eserinde; ‘Arapların kutbu, Acemlerin pîri, Türklerin şeyhi ’ olarak vasıflandırılan, medeniyetimizin yapı taşı, bilgelikler ırmağı Ahmed Yesevî ile Yesevîlik âdabı, menâkıbı ve büyüklerini anlatılıyor. 584 sayfalık kitap 2015 yılında yayınlandı.

Eser, Ahmed Yesevî kaynağının derin damarlarından ‘mıknatıs-ı ekber ’ olarak vasfedilen Seyyid Mansur ve nice Yesevî büyükleri ile bizleri tanıştırıyor. Metin boyunca yüksek ahlâklarıyla hakikati korumuş ve kollamış ve onun ışığını her dem sözlerinde ve davranışlarında canlı tutmaya çalışmış, incelikler dünyasının önderleri olan Maveraünnehir bilgeleri hep bir ağızdan, iyiliklerin ahlâk denizinin dalgalarından ortaya çıktığını söylüyorlar ve dalgalı denizlerden çıkardıkları incileri paylaşıyorlar.

BÜYÜYEN AY YAYINLARI: İskenderpaşa Mahallesi, Kıztaşı Caddesi Nu: 13, Kat: 2 Fatih, İstanbul, Telefon ve Belgegeçer: 0.212-533 18 11 e-posta:[email protected]www.buyuyenay.com.tr

SOSYAL HAREKETLERİN SOSYOLOJİSİ:

Sosyolog Prof. Dr. Orhan Türkdoğan, 16,5 X 24 santim ölçülerinde, 448 sayfalık kitabında, hızlı değişen çoğulcu toplumların karşı karşıya bulundukları problemleri inceliyor. Bu problemlerin en önemlilerinden biri de sosyal hareketlerdir. Sosyal hareketler, toplumda yeni bir hayat tarzını, yeni bir modeli oluşturmak için eylemde bulunulan kolektif bir davranış biçimidir. Bu bakımdan, sosyal hareketler bir yanda hayatın akışıyla yetinmeyen sosyal rahatsızlıkları dile getirirken, öte yandan bunların çözümlenmesi için yeni çareler teklif eder…

Türkdoğan Hoca; ‘Günümüz çoğulcu toplumlarını dinamik bir tarzda etkileyen eylemlerin hedeflerini, beklentilerini ve oluşum biçimlerini yakından tâkip etmek; bunlara çözüm yolları bulmak, iyileştirmek ve yeniden hâkim toplumla bütünleştirmek ancak sosyolojinin bu yeni alanı içinde yorumlandığı takdirde yararlı sonuçlar doğurabilir. Sosyal hareketlere bakış açımızın değişmesi, yeni niteliklerin kazanılması bu tür çalışmaların başlatılmasıyla gerçekleşebilir. Çünkü başlangıçta bir sosyal hareket şekilsiz, kötü teşkilatlanmış, hiçbir anlamı olmayan bir kimliği taşırken, geliştikçe sosyal bir nitelik kazanır. Toplumda fikir fikir arttıkça sosyal hareketler de çoğalır ve zenginleşir. Günümüzde çoğulcu toplum yapıları, iletişim ağı içinde çok farklı ve çok değişik sosyal hareket biçimlerine sahne olmaktadır. Bu gelişimden toplumumuzu uzak tutmak mümkün değildir.’ Diyor.

BİLGE KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK DAĞITIM SANAYİ VE TİCARET LTD ŞTİ: Nuruosmaniye Caddesi Nu: 3 Kardeşler Han Kat: 1 Cağaloğlu 34110 İstanbul. Telefon: 0.212- 520 72 53 Belgegeçer: 0.212-511 47 74 e-Posta:[email protected] // www.bilgeyayincilik.com

KISA KISA… KISA KISA…:

1-120 YILLIK SÜRGÜN / ‘Türk’ Sözünün Hazin Serüveni: D. Ahsen Batur / Selenge Yayınları. 2-BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ: Ömer Nasuhi Bilmen / Yâsin Yayınevi. 3-TUNA NEHRİ AKMAM DİYOR: Rupert Furneaux. Tercüme: Şeniz Türkömer, Derin Türkömer / Doğan Kitap. 4-MİLLETLERİN ALDATILMASI Douglas Reed. Tercüme: Hacasan Yüncü / Etkin Kitaplar 5-GÖZLERİN NURU NAMAZ: Cemalnur Sargut / Nefes Yayıncılık.