DİLBİLGİSİ KAVRAMLARI SÖZLÜĞÜ
Dil, tartışmalara yol açan bir konu hâline gelmiştir. Türkçeyi doğru yazabilenler, doğru konuşabilenler azalmıştır. Kelimelere yanlış anlamlar yüklenmesi, yanlış yazılması ve telaffuz edilmesi ve kavram kargaşası ile yabancı dille eğitim ve internet Türkçesi kullanımı, güzel Türkçemizi her gün daha derin bataklıklara sürüklemektedir. 
Bu gidişi önlemenin gerektiğine inanan ve önlenmesi için en doğru yolun; dilbilgisinin terimlerini tanımak, bilmekle bulunabileceğini düşünen edebiyat öğretmeni Tahir Yüksel, ‘Dilbilgisi Kavramları Sözlüğü’nü, ilgililerin faydalanmasına sunmuştur. 
Son yıllarda Türkçeye hizmet maksadıyla faydalı sözlükler hazırlanmıştır. Ancak bunlarda terimlere yeterli ölçüde yer verilemediği görülmektedir. Özellikle terim ve kavramların örneklerle açıklaması sahasındaki çalışmalar yok denecek kadar azdır. Bu açıdan bakıldığında, Tahir Yüksel’in eseri, bir boşluğu doldurmaktadır. Yazar, yardımcı kelimelerin, eklerin ve noktalama işâretlerinin yanlış kullanıldıklarını görmüş ve meselenin bu yönleri üzerinde de durmuştur. Ele alınan bir başka konu da yazı dilimizde sık yapılan anlatım bozukluklarının sebeplerini araştırmak ve bu tür bozuklukların nasıl giderileceğini, maddeler hâlinde sıralayarak anlatmak olmuştur. 
Yazar, kitabının önsözünde; ilmî eserlerde yaygın olan fişleme yöntemi yerine indeksleme yöntemini kullandığını, dilbilgisi konusunda yazılmış eserleri taradığını ve özgün örnekler vermeye çalıştığını belirtiyor ve şu bilgileri veriyor: 
Kitapta, maddelerin açıklanması sırasında konular, mümkün olduğunca detaylandırılmış, aslında ayrı birer madde olması gereken kavramlar, konu bütünlüğünün bozulmaması adına birlikte ve bir çeşit alt başlıklar hâlinde verilmiştir. Konuların her kesimden okuyucu tarafından rahatlıkla anlaşılabilmesi için de konular olabildiğince kısa ve güncel dille açıklanmış, verilen örneklerin farklı anlamaya meydan vermeyecek biçimde net ve anlaşılır olmasına özen gösterilmiştir.
Bu satırların yazarına göre, Türkçemizin, bulunduğu çıkmaz sokaktan kurtarılabilmesi için yegâne çözüm, Dil Akademisi kurulmasıdır. Dil akademileri, millî dillerin korunması ve gelişmesi konusunda hassasiyet gösteren bütün ülkelerde vardır. Dil akademileri; millî bir dil politikası tâkip eder, dilin zenginliğinin korunmasına ve geliştirilmesine önem verir. Türkçenin, baba ile evladın anlaşmasını önleyecek tarzda; ‘Ata Türkçesi’ ve ‘Ataç Türkçesi’ adları ile iki ayrı dil oluşumuna yol açan aşırılıklardan ve ilim dışı zorlamaların tasallutunu bertaraf eder. Türkiye’mizde tek bir dil olarak Türkçeyi geçerli kılar. ‘Arı dil’ ve ‘öz Türkçe’ olarak adlandırılan dilleri uygulamadan kaldırır. 
Kaçınılmaz bir ihtiyacı özetle belirttikten sonra ‘Dilbilgisi Kavramları Sözlüğü’ne dönerek, kitaptan elde edilebilen bazı bilgilere örnek verelim: 
*Büyük harflerle yapılan kısaltmalar, kendisinden sonra gelen eklerle (‘) kesme işâreti ile ayrılır ve son harfle uyumlu ek konur: BDT’ye, TRT’den, THY’de. Ancak kısaltması büyük harfle yazıldığı halde kelime gibi okunan kısaltmalara getirilen ekler şöyle okunur: ASELSAN’da, BOTAŞ’ın, UNESCO’ya.  
*Sonunda (.) nokta bulunan kısaltmalar,  (‘) kesme işâreti ile ayrılmaz. Bu tür kısaltmalarda ek, noktadan sonra kelimenin okunuşuna uygun olarak yazılır:  vb.leri = (ve benzerleri), mad.si = (maddesi), Alm.dan = (Almanya’dan), İng.yi (İngiltere’yi) 
(Not: Bu satırların yazarı, bu tür kısaltmalardan kaçınıp, parantez içerisinde gösterilen yazılışı tercih etmektedir.) 
*Bileşik cümle: En az iki cümleden oluşan, tek başlarına kullanıldıklarında da bir hüküm bildiren, özneleri, nesneleri veya tümleçleri ortak olmayan ancak, mânâ itibâriyle birbirini tamamlayan, bütünleyen ve birbirine bağlaçlarla veya virgül veyahut noktalı virgülle bağlanan cümlelerden oluşur. 
*Belirsiz geçmiş zaman: okumuşum. Belirli geçmiş zaman: okudum. 
*Bileşik kelimeler mânâ ve şekil yönüyle tek kelime özelliğindedir. Hecelerken tek kelime gibi düşünülmelidir: Kı-zı-lır-mak. 
*Büyük ses uyumu: Türkçe kelimenin ilk hecesinde a, ı, o ve u gibi kalın sesli varsa, sonraki hecelerde de kalın sesli harf bulunur. E, i, ö ve ü gibi ince sesli harf bulunmaz. Yabancı kelimelerde büyük sesli uyumu aranmaz. Birleşik kelimelerde de büyük ses uyumu aranmaz: Bilgisayar, hanımeli, kazandibi… gibi. 
Kitaptaki ek bölümlerde; temel dilbilgisi terimleri ve bu terimlerin yüzlerce yıldan beri kullanılan Osmanlıca -Türkçe; Osmanlıca bilmeyenler için de Türkçe-Osmanlıca ve Türkçe-İngilizce ve İngilizce-Türkçe karşılıkları da listelenmiştir. 
16,5 X 23,5 santim ölçülerinde, 383 sayfalık kitap, 2014 yılında Uyanış Yayınevi tarafından kültürümüze kazandırıldı. 
UYANIŞ YAYINEVİ: Ticarethâne Sokağı Nu: 41, Tevfik Kuşoğlu İş Hanı Kat: 2 Nu: 14 Sultanahmet, İstanbul.                                                      
Telefon: 0.212-527 29 49 
Belgegeçer: 0.212-527 58 87 
e-posta: i[email protected]  //  www.uyanis.com.tr    
TAHİR YÜKSEL
1953 yılında Yozgat’ta doğdu. Öğrenimini çeşitli şehirlerde tamamladı. 40 yılı aşkın meslek hayatında değişik lise ve yükseköğretim kurumlarında edebiyat öğretmenliği ve ‘Pratik Yayınlar’ isimli kuruluşun genel yayın yönetmenliğini yaptı. Halen İstanbul Fazilet Eğitim Kurumları’nda Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yapmaktadır.
‘Pınar’ başta olmak üzere birçok sanat ve edebiyat dergisinde şiirleri; ‘Bayrak’ ve ‘Bizim Anadolu’ gazetelerinde makaleleri yayınlandı. Protest ve modern epik şiirin günümüz temsilcilerindendir. Şiirleri Fransızca ve İngilizceye çevrilip yurt dışında yayınlanmıştır. Bazı şiirleri bestelenmiş ve TRT repertuarına alınmıştır.
Yayınlanmış Eserleri: 
Yorgun Atların Nal Sesleri: (1982),  Sevda Şiirleri Antolojisi: (1983) (Hasan Kartoğlu ile birlikte) Ayrıca editörlüğünü üstlenip yayına hazırladığı Fazilet Eğitim Kurumları’nın kitapları bulunmaktadır.
Son yıllarda dilbilimi üzerine ilmî çalışmalar yapıp, konferanslar vermekte, yazılar yazmaktadır.

DERKENAR:
DİL VE DİLBİLGİSİ
Dil; düşünce, duygu ve isteklerin, bir toplumda ses ve anlam yönünden ortak olan unsurlar ve kaidelerden faydalanarak başkalarına aktarılmasını sağlayan, çok yönlü, çok gelişmiş sistemdir. ‘Lisan’ olarak da isimlendirilir. 
Kaşgarlı Mahmud, Türk dili için şunları söylemiş: ‘Türk dilini öğreniniz. Çünkü Türklerin uzun sürecek saltanatları olacaktır.’ Türkçe âşığı büyük edebiyatçımız Nihat Sâmi Banarlı, Kaşgarlı Mahmud’un sözlerine şu eklemeyi yapıyor: ‘Bu söz, bugün için de doğrudur ve şöyle bir değişiklikle söylenebilir: ‘Türk dilini seviniz. Çünkü Türklerin en az geçmişleri kadar büyük bir geleceği olacak ve bu gelecek o geçmişe dayanacaktır.’
Eskiler ‘Gramer’ diyorlardı. Günümüzde ‘Dil Bilgisi’ olarak anılan ilim dalı, bir dilin ses, biçim ve cümle yapısını inceleyip, kaidelerini belirler. Kaideler, dil uzmanı bir grup tarafından hazırlanmayıp, o dili kullanan insanların zaman içinde gerekli kuralları oluşturmaları veya var olan kuralları dilin gelişimine göre değiştirmeleri sonucu oluşur. Kaideler; dilin doğru, düzgün kullanış yollarını gösteren bilgileri içerir. Bunların dışında; kelime kökleri, türeme yolları, anlam bilgisi / (semantik), deyimler, noktalama işâretleri, imla kuralları da dilbilgisi ilminin sahâsındadır.  
Dil bilgisi çok eski ilim dallarından biridir. Grekçeden, Latinceye, oradan diğer dillere yayılmıştır. En eski gramercilerin Hintliler olduğu bilinir. M.Ö. 1. yüz yılda batıda dil bilgisinin kurucusu Aristoteles kabul edilir. Dionysos M.Ö. 1. yüz yılda ‘Dilbilgisi Sanatı ’ adıyla ilk dilbilgisi kitabını yazmıştır. M.S. 4. asırda Romalı Donatus’un yazdığı dilbilgisi kitabı, batıda yıllarca okutulmuştur. Bunların dışında İskenderiye Dil Okulu’nun gramer ve sözlük konularında önemli yer tuttuğu görülür. 
Türkiye’de 1839 yılında ‘rüştiye’ olarak anılan ve ortaokul seviyesinde eğitim veren okulların açılması ile bu okullarda Dilbilgisi dersi okutulmaya başlandı. 
İlk Türkçe dilbilgisi kitabı, bugün elde bulunmayan Kaşgarlı Mahmud’un 11. asırda yazdığı ‘Cevahirü’n-Nahv’ isimli eserdir. Osmanlı Türkçesinde yazılmış ilk dil bilgisi kitabı; Bergamalı Kadri’nin 1530 yılında yazdığı ‘Müyessiret-ül-Ulum’ adlı eseridir.
Daha sonra ortaöğretimde kullanılacak dilbilgisi kitabını 1940 yılında Tahsin Banguoğlu ‘Türkçenin Grameri ’ adı ile hazırlamıştır. Sonraki yıllarda; Tâhir Nejat Gencan, Kemal Demiray, Prof. Dr. Necmeddin Hacıeminoğlu, Prof. Dr. Muharrem Ergin. Prof. Dr. Faruk Kadri Timurtaş’ın dilbilgisi konulu eserleri yayınlandı.
KUŞBAKIŞI:
BAŞKA BİR DÜNYA MÜMKÜN
Danışman Yavuz Tufan Koçak, ‘Başka Bir Dünya Mümkün’ isimli kitabı ile uyuşturucunun pençesine düşmüş gençlerin ailelerine rehber oluyor. 
12 yıldır madde kullanmayan ve son iki yılını gece gündüz başkanlığını yaptığı Ayık Yaşamda Buluşalım Derneği (AYBUDER)’de bağımlılarla geçiren yazarın kitabı, şiir gibi bir metinle başlıyor. Ardından, kitabın sayfalarını çeviren okuyucular, Koçak’ın hayat hikâyesi ile karşılaşıyor.
Kitapta sadece Koçak’ın çocukluğu, ilk gençliği, maddeyle kurduğu ilişki, sonraki yıllarda danışmanlık eğitimi alıp her yaştan bağımlıya danışmanlık yapmaya başlaması bulunmuyor; aynı zamanda, dünya ve Türkiye’deki uyuşturucu ve bonzai gerçeğinin ilaç sanayi, hastaneler ve sistemle olan ilişkisi de canlı örneklerle anlatılırken, çözüm teklifleri de sunuluyor.
Dernekteki gençlerin hayat hikâyelerinden kesitlerin verildiği ‘Denizyıldızlarının Hikâyeleri’ adında CD hediyeli olarak satışa sunulan ‘Başka Bir Dünya Mümkün’, bonzai bağımlılarının arttığı, bu uyuşturucu ile mücâdele etmenin zorluklarından bahsedildiği günümüzde, çok kişiye faydalı olacaktır.  
MARTI YAYINLARI: Maltepe Mahallesi, Davutpaşa Caddesi, Yılanlı Ayazma Sokağı Nu: 8 Zemin Kat. Davutpaşa, İstanbul. 
Telefon: 0.212-483 27 38 
Belgegeçer: 0.212-483 27 38  
e-posta: [email protected] //
 www.martiyayinlari.com   
TARİHTEN GELEN ÇIĞLIK
Kıbrıs Gazisi, Emekli Yarbay ve Yazar Atilla Çilingir, hayata korkusuzca bakan ve hürriyete koşarken yok edilen, diri - diri toprağa gömülenlerin ‘tarihten gelen çığlıklarını’ anlatıyor.
Bu kitap: sizlere, ata yadigârımız olan Kıbrıs Adası’nda, yok edilmek istenen Kıbrıs Türklerine yaptıkları mezâlimler, uygulamak istedikleri soykırım suçuyla, bu insanlık ayıplarına imza atan Rumların; neler yaptıklarına şâhitlik ediyor
Tarihin yazıldığı bazı defterler vardır! O defterlere konu olan gerçekler, günü geldiğinde sorgulanır, sonucu alınır ve bir daha açılmamak üzere kapanır…
Fakat bâzı defterler ise hep açık kalır! Hele o defterin başında, ‘Kıbrıs Türk’üne Uygulanan Soykırım’ yazılı ise! Ve bugüne kadar, bu insanlık suçunu işleyen Rumlar; milletlerarası yargı karşısında değil hesap vermek, en azından bu utançlarını kabul ederek, Kıbrıs Türklerinden özür bile dilememişlerse!
Ya sizler! Yıllardan beri bu gerçekleri görmezden ve duymazdan gelen barış havârileri, batılı devletler…
Ve sizler! İnsan hakları ve beynelmilel hukukun temsilcileri! Hukukun üstünlüğü sâdece sizler için mi geçerli?
Ya tarihten gelen bu çığlıklara ne demeli?
Ey Rumlar! Ey insanlık âlemi! Size sesleniyorum: Bu suçu işleyenler; bu bedeli, milletlerarası platformda ve hukuken mutlaka ödemeli…
DERİN YAYINLARI: Molla Fenari Sokağı Nu: 28/A Der Han. Cağaloğlu, İstanbul. 
Telefon: 0.212-527 01 65 
Belgegeçer: 0.212-511 47 76
e-posta: [email protected]  www.deryayinevi.com.tr 
DERİN CİNÂYETLER
Cumhuriyet’in ilk yılları, bugüne kadar aydınlanmamış/aydınlatılamamış, kaza veya intihar görüntüsü verilmiş şaibeli cinayetlerle doludur. Her nedense bu cinayetlerin çözülmesi için fazla çaba gösterilmemiş; tarihçiler bu cinayetleri çoğu zaman görmezden gelmiştir.
*Atatürk’ün sofra arkadaşları olarak bilinen Huzur-ı Mutat Zevat kimlerden oluşuyordu?
*İttihat ve Terakki’den Huzur-ı Mutat Zevat’a uzanan yolda komitacılık nasıl bir değişim geçirmiştir?
*Mustafa Kemal Paşa’nın bu faaliyetlerden haberi var mıydı?
*Eski Karakol Cemiyeti üyesi Yahya Kaptan nasıl öldürüldü?
*Topal Osman’ın Sivas Kongresi muhaliflerini tasfiyesiyle başlayan faaliyetleri nasıl devam etmiştir?
*Millî Mücadele liderliği konusunda Mustafa Kemal Paşa’yla hangi önemli komutan nasıl mücadele ediyordu?
*Trabzon’daki İttihatçı yapılanmanın en önemli isimlerinden Yahya Kâhya nasıl öldürüldü?
*İstanbul’dan Anadolu’ya yapılan silah ve cephane sevkiyatında canla başla çalışan Ali Şükrü Bey neden ve kim tarafından öldürüldü?
*Fikriye Hanım intihar mı etti, öldürüldü mü? Fikriye Hanım’ın ölümünün üzerindeki sır perdesi yıllar sonra nasıl aralanıyor?
*Kılıç Ali’nin önderliğinde Recep Zühtü ve diğer Huzur-ı Mutat Zevat, Kâzım Karabekir’i hangi yöntemlerle susturmayı denemişlerdi?
*Devrimin üç silahşörü: İsmail Hakkı, Kılıç Ali ve Recep Zühtü nasıl bir hayat sürüyorlardı ve hangi şartlar altına öldüler?
Doç. Dr. İsmail Akbal, Derin Cinayetler isimli kitabında, Türk siyasî hayatında, komitacı ve komitacılık adıyla yer alan kavramlardan hareketle Mustafa Kemal Paşa’nın çevresini kuşatan, hep sofrasında olan ve illegal faaliyetler yürüten Huzur-ı Mutat Zevat’ın karıştığı olayları ve cinayetleri inceliyor. Akbal’ın Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Arşivi, TBMM Arşivi gibi arşivlerle birlikte, konuyla alakalı bütün kaynak kitapları ve gazeteleri inceleyerek ortaya koyduğu bu eser, yakın tarihin en karanlık dönemini aydınlatıyor.
TİMAŞ YAYINLARI: Alayköşkü Caddesi Nu: 11 Cağaloğlu, İstanbul. 
Telefon: 0.212-511 24 24
Belgegeçer: 0.212-512 40 00
e-posta: [email protected] /  www.timas.com.tr
KISA KISA…
1- KADERCİLİK: Mustafa Mâcit / Ötüken Neşriyat.
2- GELECEĞİMİZDE İSLAM VAR: Roger Garaudy’den Çeviren: Cemal Aydın / Türk Edebiyatıı Vakfı Yayınları. 
3- RUSYA RUSYA DEDİKLERİ: Mustafa Necati Sepetçioğlu. İrfan Yayıncılık.
4- DİNİ DÜNYA İŞLERİNE KARIŞTIRMANIN FAYDALARI: Mustafa Akyol / Etkileşim Yayınları. 
5- BAB-I ÂLİ’DE HAYAT: Mehmet Nuri Yardım. Çağrı Yayınları.