KIRILMADIK NE KALDI?
Zaman Asla Kaybolmaz


Atilla Çilingir; Kıbrıs Gazisi Emekli Yarbaydır. 25 yıldır sigorta sektöründe çalışmaktadır. Gazete ve dergilerde yazmakla yetinmeyip, çoğunluğu Kıbrıs hakkında olmak üzere 14 kitap telif edip yayınlamıştır.
Kırılmadık Ne Kaldı? Zaman Asla Kaybolmaz isimli, 13,5 X 21 santim ölçülerinde, 260 sayfa hacimle Kasım 2015’te yayınlanan eseri; memleket, millet bayrak mevzularında hassasiyet sâhibi, gözlemci bir münevverin tahlil ve tenkit ağırlıklı düşünce, görüş ve çözüm önerilerini içeriyor.  Yer yer askerî disiplin ve hitabın izlerinin hissedildiği kitap, his ve şiir yüklü bir üslupla kaleme alınmıştır.
Yazarın kendi ifâdesiyle, ‘Kitapta anlatılmaya çalışılan en önemli konu; 92 yıllık ulu bir çınar olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurarken, bu aziz vatan toprakları uğruna omuz omuza savaşıp, uğruna hep birlikte kan ve can verdiğimiz vatanımızda, Kürt asıllı kardeşlerimizle aramızı bozmak isteyenlerin, hangi maksada hizmet ettikleri yönünde yapılmış analizlerdir.’ Sayın Çilingir eserinde, ‘olayların analizini yaparken 1974 yılında ülkemizin yüksek menfaatleri ata yâdigârı Kıbrıs Adası’nda, buradaki soydaşlarımızın Rumlar tarafından topyekûn öldürülmelerini önlemek adına savaşan, savaş denilen canavarı iyi tanıyan bir Kıbrıs Gazisi; aynı zamanda 41 yıldan bu güne, Kıbras’ta yaşanan süreci tâkip eden bir Kıbrıs Sevdalısı olarak, bu adada yakın tarihimizde yaşanan olayları’ da ihmal etmiyor. Yazar 1987-1990 yılları arasında olağanüstü hal uygulamalarının yaşandığı Diyarbakır’da 3 yıl görev yapmıştır. Bu güzel ilimizin sokaklarını, insanlarını iyi tanıyan biri olarak o döneme ait gözlemlerine de eserinde yer veriyor. 
Hamâsetle duygunun ideal karışımı olan bir hitâbetle; Türkiye’mizin güzel insanlarına şöyle sesleniyor:
‘Vatan Nedir Bilir misiniz?
Tarih sayfalarında; 'Atalarımızın','Türk Milletinin' o muhteşem mirasına sâhip çıkmaktır.
Ey Halkım, Mehmet'im, Genç Kardeşim; kan ve can bağı ile aynı dili, aynı dini, aynı ülküyü, aynı ortak değerleri paylaşan yiğidim: Vatan nedir bilir misin?
Aramızdaki sevgi bağlarıdır, saygı ve kültür mirasıdır. Ocağındaki aş'dır. Özgürce soluduğun hava, bahçende kokan çiçek, lezzetle yuttuğun lokmadır...
Hani bu gazi toprakların işgali boyunca kokusuna hasret kaldığın, kucaklamak için can attığın, ata yadigârı, ata toprağın Anadolu'dur, Anadolu'nun can insanıdır...
Vatan nedir bilir misin kardeşim?
Her sabah işine giderken özgürce kullandığın yolların, keyifle sürdüğün aracın, emeğinin karşılığında son kuruşuna kadar hak ettiğin paran ve bu parayı keyfince harcamandır...
Bütün bu saydıklarım; sana hamasî bir nutku; 'Vatan, Millet, Sakarya' söylemlerini çağrıştırmış da olabilir!
Ama bilir misin? Bu söylemler, 'Vatan' kavramının ta kendisidir.
Onun içindir ki, bulunduğun durumu, daha sen doğmadan yaşanan yıllar öncesini, bağımsızlığımız uğruna Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve dâvâ arkadaşlarının önderliğinde milletçe verilen mücadeleyi, ya da unuttuğun o acılı yılları hatırla...
İstiklal savaşımızda, bu mukaddes topraklar uğruna ve hiçbir etnik kimliğini öne çıkarmadan, sadece vatanını seven yurttaşların hayatlarını seve seve nasıl feda ettiklerini unutma!
Hiçbir şey gelmiyor ise aklına! Bakışlarını Çanakkale'ye çevir, orada yazılan tarih; sana bu yüce milletin vatan sevgisini bir kez daha anlatacaktır.
Sen bacası tüten her aile ocağında birçok 'şehidi' olan, 'gazilik' unvanı ile yücelen bir milletin evladısın.
Gönderinde bağımsızlığının ifadesi nazlı, nazlı dalgalanan 'Ay Yıldızlı, Al Bayrağın' var. Rengi; damarlarında dolaşan o asil kanın ta kendisidir. Üzerindeki 'Ay' ile 'Yıldız', evrenin derinliklerinden yansıyan ve 'Türkiye Cumhuriyeti Devletinin' sonsuza kadar yaşayacağının ifadesidir.
Bu dağlar, bu ovalar, akarsular, dört mevsimi aynı anda yaşayan bu mukaddes topraklar, senin 'Vatan'ın' ona gözün gibi bak, dört elle sarıl, sahip çık.’
Sonraki sayfalarda; 1999 Marmara Depremi’nin ülke ekonomisine etkisi anlatılıyor.
‘Dünya tek bir devletten ibâret olsa, Türkiye o devletin başşehri, İstanbul ise başşehirdeki yönetim merkezi olurdu’ diyerek yüceltilen İstanbul’umuzun ‘şehir rantı’ adlı magandaya peşkeş çekilmesinin hüznü ilmik ilmik işleniyor. Mâden ocaklarındaki grizu patlamalarının sebebiyet verdiği yangınlar, göz ve gönül yaşlarıyla söndürülmeye çalışılıyor. Trafiği canavarlaştıran düşüncesizlikler lânetleniyor. Çevre felaketlerine ağıtlar düzülüyor. Ormanlarla birlikte yanan ciğerlerimizin feryatları sorumlulara ve sorumsuzlara duyuruluyor.
64 – 242 sayfalarda Türkiye’yi yöneten kadronun ‘Çıraklık’, ‘Kalfalık’ ve ‘Ustalık’ dönemleri ile ‘Yeni Türkiye’nin inşa dönemleri, 13 yılda yaşanan iç ve dış bütün mühim olaylar hatırlatılarak tarihe not düşülüyor. 
Kırılmadık Ne Kaldı? İsimli eserin müellifi Atilla Çilingir, ‘Kitabıma Son Verirken’ başlıklı bölümde,  yaşanan bütün olayları kısa cümlelerle özetledikten sonra, iman tâzeler gibi mesajlar veriyor. Dinleyelim:
‘Neredeyse bir asır önce; vatanımızın işgalinde, düşman çizmesi ile kirletilen ata yadigârı topraklarımızı kurtarabilmek ve yüce dinimiz İslam'ın camilerimizdeki sesi 'Ezan-ı Şerifi' yeniden duyabilmek için hiçbir etnik kimliğe bakılmaksızın biri, birimize sımsıkı sarıldık.
Hürriyetimiz ve bağımsızlığımız uğruna hep birlikte omuz, omuza savaştık.
Birbirimizin kucağında nefes alıp, nefes verdik. Medeniyetler otağı Anadolu'muzun bütün zenginliklerini birlikte paylaştık.
Gün geldi hep birlikte gururlandık, sevindik, güldük; günü geldi ortak acılarımız için kenetlendik hep birlikte ağladık.
Türk, Kürt, Laz, Arap, Çerkez, Roman, Sünni, Alevi demedik; birbirimizden kız alıp, kız verdik, milletimizin temelini oluşturan aile birlikteliğini kurduk. Hiçbir zaman ne inanç kimliğimizi, ne de etnik kimlik kimliğimizi sorguladık.
Tarihimize kazınan bu gerçekleri yok edeceklerini, aşacaklarını sanarak; son vatan topraklarımızın bölünmesi, parçalanması için her türlü melaneti sergileyenlerin bu ölümcül oyununa; sağduyu sahibi yurttaşlarımız hiç bir şekilde itibar etmeyecektir.
Hepimize düşen görev; millî değerlere, bilince, Cumhuriyete sahip çıkarak; 7 düvele diz çöktüren Çanakkale'yi, Kurtuluş Savaşı'nı kazanan ruhu korumak ve bu bilinci gelecek nesillere aktarmaktır.
Millî-Devlet kimliğini sonsuza kadar muhafaza edecek olan Türk Milleti dili, dini, kültürü, tarihi ve saygın kimliğiyle aydınlık yarınlara el ele güçlü bir biçimde yürümeye devam edecektir.’
İnsanoğlu nisyan ile mâlûldür. Bu zaafımızı, hakikatleri bir defa değil, her gün okuyarak, okuduktan sonra çevremizdekilere anlatarak giderebiliriz. ‘Kırılmadık Ne Kaldı?’ isimli eser, ‘Milletim nev-i beşer, vatanım rûy-i zemin’ zihniyetini reddedenlerin başucu kitabı olmalı.
DERİN YAYINLARI:    
Molla Fenari Sokağı Nu: 28/A Der Han. Cağaloğlu, İstanbul. Telefon: 0.212-527 01 65 Belgegeçer: 0.212-511 47 76 
e-posta: [email protected]  www.deryayinevi.com.tr 
 
ATİLLA ÇİLİNGİR:


12 yaşındayken Selimiye Askerî Orta Okulunda başladığı askerlik mesleği sırasında Teğmen rütbesiyle 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’na katıldı. Gazi unvanı ile taltif edildi. 1985 – 1987 yıllarında tekrar Kıbrıs’ta görevlendirildi. Güneydoğu Anadolu’da terörle mücâdele etti.  Yarbay rütbesinde iken çocuklarının tahsili sebebiyle ve kendi isteğiyle emekli oldu. 25 yıldan beri Türkiye Sigorta Sektöründe yönetici olarak çalışmaktadır. Evli ve 2 çocuk babasıdır.
Yayınlanmış eserleri:
Yayınlanmış Eserleri:
*Kırılmadık Ne Kaldı? *10’ların İzleriyle Türkiye, *Sigortalı Hayatın Gerçekleri, *Tarihten Gelen Çığlık, *Andımız Olsun ki O Topraklar Bizim, *Elveda Kıbrıs, *Unutanlar-Unutturulanlar-Hatırlayamadıklarımız, *Girne’den Doğan Güneş, *Özgürlük Nefesi.

DERKENAR


OKUMAK, DİNLEMEK, SEYRETMEK…


*Türkiye’de günde ortalama beş saat televizyon seyredilirken, kitap okumaya yılda sadece altı saat ayrılıyor.
*Kitap Türkiye’de ihtiyaç maddeleri sıralamasında 235. sırada yer alıyor.
 *8.000.000 nüfuslu Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100.000 tirajla basılırken, 78.000.000’a yakın Türkiye’de bu rakam ortalama 1.000 ile 4.000 arasında. 500 hatta 250 adet basılan kitaplar da var. Çünkü Türkiye’de okuma alışkanlığına sâhip kişilerin sayısı 70.000 civarındadır. 
*Türkiye’de insanlarımızın % 4’ü dergi,  % 22’si gazete okuyor. Radyo dinleme oranı % 24, televizyon seyretme oranı % 95.
*Kitap okuma alışkanlığında İstanbul, % 70 ile 1. sırada. Sonra da sırasıyla Ankara, İzmir, Bursa ve Adana geliyor. Eskişehir’de ise nüfusun % 1’inde kitap okuma alışkanlığı olduğu belirlenmiş.
*Yılda kişi başına 142 $ harcayarak, dünyada eğitime en az pay ayıran 5. ülkeyiz.
*Bilgisayar kullanmada 140 ülke içinde 20. Sıradayız.
*Bilgi sahibine gerekli değeri vermediğimizden, Üst seviyede yetişmiş her 100 kişiden 59’u yurt dışına gidiyor.
*Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen yıllık kitap alımı, ortalama 100 ABD doları, Türkiye'de ise bu rakam 10 ABD dolarının altındadır.

KUŞBAKIŞI:


DAMLA DAMLA YAŞADIKLARIM:


Uzun yıllar Ötüken Neşriyat A.Ş.’nin Genel Yayın Müdürlüğü’nü yaptıktan sonra sağlık sebebiyle çalışmalarına evinde devam eden Erol Kılınç, hâtıralarını anlatırken, yayın dünyasının gizli kalmış taraflarını da gözler önüne seriyor.
Başarılı yönetici Erol Kılıç, kitabı hakkında şunları söylüyor: Yazdıklarımı; isteyen bir gençlik macerası, isteyen ibretlik işler ve yaşanmışlıklar, isteyen sıradan bir ülkücünün ilk gençliğinden kocamışlığına kadar hayatının şahsî veya dâvâsı bakımından kendisince sivri yanları ile sosyal araştırmalar için malzeme olabilecek yönlerinin kaydedildiği bir hâtıra defteri telakki ederek okusun… Bilinsin ki, küçük şeyler de olsa, tarihe doğru notlar bırakmak arzusu, bunları kaleme alırken en başta gelen duygumuzdu. İnanıyorum ki, bizim kuşağın hayat serüvenleri aşağı yukarı böyleydi… Onun için, zannederim, Damla Damla Yaşadıklarım'da okuyucu, kendi vicdanı ile yüzleşecek, hayatının muhtelif veçhelerinin yansılarını bulacaktır...
14 X 20 santim ölçülerinde, 314 sayfalık kitap, 2012 yılında yayınlandı.
ÖTÜKEN NEŞRİYAT: 
İstiklal Caddesi Ankara Han Nu: 65/3 Beyoğlu 34433 İstanbul.  Telefon: 0.212-251 03 50  Belgegeçer: 0.212-251 00 12 www.otuken.com.tr  e-posta: [email protected] 

Tarihin Akışını Değiştiren
SON PEYGAMBER:


Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) Efendimiz’in insanlığa tebliğ ettiği mesaj, hem kendi döneminin hem de sonraki asırlarda dünya tarihinin ana belirleyicilerinden biri olmuştur. Allah (cc) Resûlü, Mekke’de mütevazı bir hayat yaşarken, tarihin en ağır ve en mukaddes görevlerinden biri olan elçilikle görevlendirilmiş; ancak yaşadığı toplumun mensuplarının çoğu O’nun çağrısına olumlu cevap vermemişlerdir. Buna rağmen Allah Resûlünün mücâdelesi, kendisine karşı çıkan birçok insana mesajı ulaştırma imkânı buluncaya kadar devam etmiştir.
Prof. Dr. Adnan Demircan, Son Peygamber isimli eserinde, örnek bir tebliğci olan Hz. Peygamber’in, dikkat ettiği ilkeler, tebliğde kullandığı yöntemler, Peygamberliği ispat talepleri ve Hz. Peygamber’e yönelik ithamlar, Medine Vesikası ve Yahudilerle bir arada yaşama tecrübesi, Hz. Peygamberin münâfıklarla ilişkileri, Nebevî merhametin tezâhürleri ve Son Elçi’yi anlamak, başlıkları altında iki cihan serveri Efendimiz’i anlattıktan sonra yazdıklarını; ‘Her dönemde yaşayan Müslümanların, içinde yaşadıkları döneme, topluma ve şartlarına göre sınandıkları imtihanları vardır. Ancak her Müslüman’ın en büyük imtihanı, nebevî mesajın bilinçli bir tâkipçisi olması ve Kur’an ile Kutlu Elçi’yi kendisine rehber edinmesidir. O’nun gerçek tâkipçilerine ne mutlu ’ cümleleriyle bitiriyor.
BEYAN YAYINLARI
Ankara Caddesi Nu: 21 Cağaloğlu, İstanbul. Telefon: 0.212-512 76 97 Belgegeçer: 0.212-526 50 10
e-posta: [email protected]  //  www.beyanyayinlari.com 
    
İŞGAL VE KURTULUŞ:


Edebiyatçı Yazar Hüseyin Adıgüzel, 13,5 X 21 santim ölçülerinde, 392 sayfalık İşgal ve Kurtuluş isimli tarihî romanında; yaşlı çınar Osmanlı Cihan Devleti’nin kök filizlerinden, aziz ve necip milletimizin yeşerttiği Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşunu anlatıyor.  
Tarih boyunca çok az millet, mutlak ve kesin bir tehdide karşı; sonu kesin olarak yok olmaya yönelik işgal, acı ve gözyaşı dolu yılların ardından, ortaya yepyeni bir devlet çıkarmış, Simurg efsânesini doğrularcasına kendini yakan küllerinden Anka Kuşu gibi yeniden doğmuştur! Birinci Dünya Savaşı kaybedilmiş, fakat ebedîlik ispat edilmiş; Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının vesile olmasıyla yepyeni bir hayatın, yeni ve çok dirençli bir ruhun yolu açılmış, yeni ve kararlı bir irâde ile yeryüzüne ‘millet’ olarak yeniden dönülmüştür. Her safhası düşünülmüş, planlanmış, idrak ve zaferle taçlandırılmış bu hareket, Türk Ordusu'nun, Türk subay ve komuta heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihte tespit eden muazzam bir eserdir.
Mustafa Kemal Atatürk bu eser için; ‘Türk Milleti'nin hürriyet ve istiklâl fikrinin benzersiz âbidesidir! ’ Diyor ve devam ediyor: ‘Bu eseri vücuda getiren bir milletin evlâdı, bir ordunun başkomutanı olduğumdan dolayı ilelebet mesut ve bahtiyarım!’
Büyük işleri her zaman, büyük milletler başarır. Türk Milleti Kurtuluş Savaş'ı yıllarında, tarihin eşini az kaydettiği, inanılmaz bir dâvâyı, büyük bir cesâret ve kahramanlık örneği göstererek başarmıştır. Dahi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde; O’nun cesâreti, azmi ve yol göstericiliği sâyesinde kazanılan bu büyük dâvâ; Dünya tarihine altın harflerle yazılan, Türk'ün ‘mûcize’ değerinde en büyük başarılarından biridir. Bu büyük başarıyı, başkomutan ve komuta heyeti, kahraman askerlerimiz savaş meydanlarında; memuru, çiftçisi, hekimi, yazanı, çizeni, esnafı, iş adamları, din adamları, öğretmenleri, öğrencileri, eşkiyası, efesi, çetecisi el ele, yürek yüreğe vererek şehirlerde, kasabalarda, köylerde çalışarak, çarpışarakelde etmişlerdir. 
İşte Millet Savaşı budur! Bu kitap, bu Millet Savaşı'nın, bu büyük dâvânın, bu muazzam eserin, mûcizelerle eşdeğerdeki başarıları gerçekleştiren kahramanların romanıdır!
BİLGEOĞUZ YAYINLARI:  
Alemdar Mahallesi Molla Fenarî Sokağı Nu: 35/B Cağaloğlu, İstanbul. Telefon: 0.212-527 33 65 
Belgegeçer: 0.212-527 33 64  e-posta: [email protected]  www.bilgeoguz.com.tr 

KISA KISA… KISA KISA…


1-ANADOLU’NUN GÖZYAŞLARI: Yaşar Yılmaz / Yem Yayınları
2- NAZ BİTTİ: Ali Ayçil. Timaş Yayınları. 
3-SENİNLE BİN YIL: Osman Çeviksoy. Akçağ Yayınları  
4-RÖNESANS ve OSMANLI DÜNYASI: Derleyen: Anna Contadini, Claire Norton. Tercüme: Ebru Kılıç. Koç Üniversitesi Yayınları. 
5-Ermenilerin Kaleminden KÜRTLEŞEN ERMENİLER: Ester-Thomas Nugerditchian. Tercüme Eden ve Yayına Hazırlayan: Kaya Atabek. Tarih ve Kuram Yayınları.