1920’li yıllardan beri topraklarımızda süregelen hükümranlıklarının son bulduğunu, siyasete eskisi gibi yön veremediklerini az çok anlayan burjuvazinin ‘’cahil’’ halkı –aydınlatma- amacıyla takındığı, kibir belasından öteye geçmeyen fıkra tadındaki meşhur tutum ve davranışlarını bir kenara koyalım.

Fakat ilginçtir ki bu –beyaz yakalılara- en büyük desteği, atalarının aksine tarihsel sürecin doğal akışına şık bir çalım atarak günümüz proleterleri veriyor. Popüler kültürde kendine -öyle ya da böyle- yer edinen aydınlarımız haliyle, hor gördükleri bu kesimin onlara verdiği şuursuz desteği kullanıp, topluma milli bilinç aşılamak yerine; basın özgürlüğü, yargı politikası, (halk kahramanı) paşalar ve ayakkabı kutusu gibi meseleleri sığ bir düşünce yapısıyla değerlendirip elden ele uzatarak, büyüyen bir Türkiye’yi istemeyen halı altı güçlerin keyifle seyre dalacağı bir biçimde toplumsal reaksiyonu manipüle ediyorlar.

Başkanlık sistemi, güvenlik zafiyeti, diktatorya, -ağaç- meseleleri tartışıladursun. Bu arada ABD ve Rusya olası bir Türkiye-Çin iş birliğine karşı Ortadoğu’da ikili oyunlar oynasın. Darbe girişimi ve terör gibi toplumsal reaksiyonu doğrudan etkileyecek kaos yöntemlerini uygulayarak, halkı provoke etme yetisine sahip iç ve dış organların da desteğiyle algı operasyonları yapsın. Kimisi bunu etnik ayrımcılık kisvesiyle perdelesin, kimisi mezhep çatışmasıyla.

Hangi sebeple müzemmil olursa olsun ortada bir savaş var. Bu savaş artık milli sınırları da aşmış durumda. Taraflar belli: Ülkesini sevenler ve ülkesine ihanet edenler. Gerçekleri görenler ve göremeyenler. Yahut gerçeklerle yüzleşemeyenler. Bir de sefil tabirine müstahak, insanları sürekli olarak cahillik ve yobazlıkla suçlayan bir güruh var. Ama yiğidi öldür hakkını ver. Çok da düşünceliler.

Her akşam sosyal medyada halkla muhatap olma lütfunu gösterip ‘’iyi uykular Türkiye’’ demeden de kimseyi yatağına göndermiyorlar. Yatma vaktinden önce en azından bir bukle Dostoyevski okumadan gözlerine uyku girmeyen entelijansiyamız, modaya uyarak, zannımca bir acizlik belirtisi olan makyevelist düşüncenin girdabına kapılıp, vasat ama bir o kadar da ukala bir muhalefet yapmaktan öteye geçemiyorlar.