Nâşir, Editör ve Müellif Mahmut Çetin, eserinin yazılış hikâyesini ‘Giriş’ bölümünde şöyle açıklıyor.

‘İmam Hatip Okullarının ilk dönem mezunları üzerinde araştırmalarım, Ankara’da Aksakallılar1 Sohbet Toplantıları sırasında başladı. Diyânet İşleri Eski Başkan Yardımcılarından Niyazi Baloğlu ve arkadaşları tarafından tertip edilen bu toplantılarda ‘Din-Devlet İlişkileri’ bağlamında bildiğimi sandığım birçok bilginin yanlış olduğunu gördüm. Karşımda dînî hayatımızın bilinmeyenleriyle ilgili koskoca bir birikim vardı. Ya kitle kültürünün kabulleriyle hareket edip bu bilgi birikimini görmezden gelecektim veya bu birikimi anlamaya çalışacaktım. Ben ikinci seçeneği tercih ettim. Kişilerin hayatlarıyla ilgili ayrıntıları, değişik kaynaklardan derlemeye çalıştım. İkili üçlü soruşturmalarımla Diyânet Bürokrasisi’nde görev alan BİR NESLİN ÖNCÜLERİ’nin hayatlarıyla ilgili hâtırat, röportaj, belge, kupür ve fotoğraflara ulaştım. Bu veriler sözlü bilginin daha nesnel hâle gelmesini sağladı. Verilere ulaşmamda Niyazi Baloğlu, Şükrü Öztürk, Süreyya Balkış ve Ömer Kara yardımcı oldular.’

‘Bir Neslin Öncüleri’ adlı çalışma, ilk dönem İmam Hatip Okulu mezunlarının Diyânet İşleri Başkanlığı bünyesine girişlerini ve bu yapı içerisinde ortaya koydukları târihî değişimi belgelemektedir.

Kritik dönemlerde görev alan bu insanlar kendi reklamlarını yapmadıkları için unutulmaya mahkûm olmak gibi bir kıymet-kadir bilinmezlikle karşı karşıya kalacaklardı. Eserin yazılmasıyla Bir neslin öncülerinin birikimini gelecek kuşaklara aktarmak, ülkemiz ve insanlık kazanç olmuştur.

Onların hayatı ve icraatı, Türk Milleti’nin devam ede-gelen İslâm tasavvurunun merhaleleri ve tezâhürleri olması bakımından mühimdir.

Bir Neslin Öncüleri; Türkiye Cumhuriyeti, Diyânet İşleri Başkanlığı yapısı altında İslâm dininin sağlıklı bir anlatım ve yorumunu uygulama başarısını göstermiştir. Muhtelif zamanlarda düzenlenen Avrasya İslâm Şûraları, kültürel ve sosyal hizmet amacı güden Türkiye Diyânet Vakfı, İslâm Ansiklopedisi ve İslâmî Araştırmalar Merkezi (İSAM) gibi hizmetler bu bakış açısının ürünüdür.

Eserde İmam Hatip Okulları ve Diyânet, Yüksek İslâm Enstitüleri ve İlâhiyat Fakülteleri’yle ilgili çalışmalar ve gelişmeler ele alınmıştır. Portreler bölümünde; Diyânet, Yüksek İslâm Enstitüsü ve İlâhiyat Fakülteleri yöneticiliği ile alakalı bilgilerde ‘Bir Neslin Öncüleri’nin devlet yapısı içerisindeki özel vazifeleri öne çıkmaktadır.

Türkiye’nin yakın târihine ışık tutacak birçok yeni bilgi, târihi yapan şahıslardan alınan bilgilerle okuyucuya aktarılıyor. Ülkemizin sun’i gündemi ‘Dindarlık-Laiklik’ çatışmasıdır… Bu çatışma, ‘Devlet-Millet birlikteliği’ni zayıflatmaktadır.

Çatışmanın çözümü, ‘Devlet-Millet bütünlüğü’nü savunmaktır… ‘Devlet-Millet bütünlüğü’nün en somut biçimde vücut bulduğu kurumların başında Diyânet İşleri Başkanlığı gelmektedir. Türkiye’yi ‘dârülarb’2 olarak niteleyen bazı gruplar, yurtiçinde ve yurtdışında faaliyet göstermektedir… Bu anlayış, Müslümanların üzerinde yaşadığı ülkelerde huzur bozan bir anlayıştır

Mahmut Çetin’nin tespitlerine göre; Bir neslin öncüleri, ‘Dindarlık-Laiklik’ odaklı kısır döngü içine girmemişler, çatışmacı ‘Biz ve Onlar’ oyununa itiraz etmişlerdir. Onların hedefi; din öğretiminin problemlerini çözmek ve dînî hayatın tabîi seyrinde yürümesi için çözüm arayışları içinde olmuşlardır. Fanatik taraftarlıktan uzak durarak, akl-ı selimle3 hareket etmişler, insanımıza dînî hizmetler aslına uygun bir şekilde götürülürse gizemli ve radikal akımların bu alanı doldurmasının engellenmiş olacağına inanmışlar ve bu anlayışla hizmet etmişlerdir.

Kendisiyle ve dünya ile barışık Müslüman-Türk, Avrupa başta olmak üzere dünyanın her yerinde aşırılıklara prim vermeyen nev’i şahsına münhasır bir tavır ortaya koymuştur. Onlar, her eyleminde ‘Devlet-Millet ikilemi’ni ‘Devlet-Millet birlikteliği’ne çevirmenin yollarını aramışlardır. Onların yönetimindeki Diyânet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyânet Vakfı tarafından, aşırılıkların önünü kesmiş, Türkiye, Türk Dünyası ve Avrupa’da büyük bir rol model boşluğunu gidermiştir.

Mahmut Çetin eserinde; ‘Bir Neslin Öncüleri’ni; vazifelerini îfa ederken ulaştıkları başarıları ve şahsiyet özelliklerini simgeleyen ifâdelerle tanıtıyor: Soğukkanlı duayen: Tayyar Altıkulaç, Memleket sevdalısı: Hüseyin Albayrak, Felsefede bir İmam Hatipli: Hüseyin Aydın, Eğitimle geçen bir ömür: Halis Ayhan, Kritik anlarda bir kararlı adam: Niyazi Baloğlu, İlim geleneğimizin izinde: Ahmet Baltacı, Arap Milliyetçisi Satı Bey’in Arapça danışmanı: Ali Şakir Ergin, Yeni mahkum hem imam, hem gazeteci: Halit Güler, Sonuca odaklanan pratisyen: Kemal Güran, ‘Olmaz’ diye bir şey yok diyen azimkâr: Ahmet Gürtaş, ‘Kızıl elma’sı Yüksek İslâm Enstitüsü olan idealist: Avni İlhan, Bürokrasi’de ince diplomat: Mehmet Kervancı, İmam Hatip’li kalemşör: Hamdi Mert, İsimsiz kahraman: Şevki Özkan, Dişleriyle kurban derisi taşıyan adam: Şükrü Öztürk, Problem çözmeye odaklı bir adam: Selahattin Parladır, Beyoğlu’nda bir hâfız: Mehmet Ali Sarı, Âmirini seçen memur: Rıza Selimbaşoğlu, Salsuma Değirmenleri gibidir dünya: Mehmet Solmaz, Maturidi’yi yeniden keşfeden adam: Bekir Topaloğlu, Kenan Evren’in umre arkadaşı: Sami Uslu, Ahmet Uzunoğlu, Ebu Hanife’nin izinde: Mustafa Uzunpostalcı, Siyâsete karşı milletvekili: Yakup Üstün, İmam Hatip’te bir İstanbullu: Mustafa Saim Yeprem, Çetrefil meselelerde: İrfan Yücel ve diğerleri: Yasin Hatiboğlu, Halil Hayıt ile Hayreddin Karaman…

Devlete, millete hizmet, İ’lâ-yi Kelime-T’ullah için cihad, bir bayrak yarışıdır. Çeşitli sebeplerle kadrolar yenilenir. Yeni kadroların, hizmetleri devam ettirebilmeleri için vazifeye başlamadan önce geçmişin tecrübeleri ile mücehhez olmalarında fayda vardır. Mahmut Çetin’in yazdığı eser, bu hizmeti en iyi şekilde verecektir.

16 X 23 santim ölçülerinde, Iwory kâğıda çok renkli olarak, kapağından sayfa tertibine kadar üstün bir zevkle hazırlanmış 702 sayfalık kitap, Kasım 2017’de yayımlandı.

BİYOGRAFİ NET YAYINCILIK: Bağlıca Mahallesi, Gökçekent Sitesi1269. Sokak Nu: 20/2 Etimesgut, Ankara. Telefon: 0.542-235 72 49 [email protected] // www.biyografi.net 1 aksakallılar: Türk Cumhuriyetleri’nde ilerlemiş yaşlardaki seçkinler için kullanılan bir tâbirdir. 2 dârülharb: Harb (savaş) meydanı. İslâm hukukunun yürürlükte olmadığı bölgeler. 3 akl-ı selim: Doğru karar verebilen, sağduyu.

MAHMUT ÇETİN: 1 Ocak 1963 târihinde Ankara’da doğdu. Reşat Bey İlkokulu, Sokullu Mehmet Paşa Ortaokulu, Atatürk Lisesi ve Adapazarı Akyazı Lisesi'nde okudu. 1986’da Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. TRT Yardımcı Prodüktörlük Kursu’na katıldı. 1989 yılında İstanbul’a geldi. Çeşitli gazete, dergi ve televizyon kuruluşlarında çalıştı. 1996 yılında Edille Yayınları'nı kurdu. 2000 yılında www.biyografi.net internet sitesinin yayınını başlattı. Aynı yıl, yayınevi ismini ‘Biyografi Net’ olarak değiştirdi. Nilüfer Edebiyat, Yeni Hafta, Kültür Dünyası, Târih ve Düşünce, Platform, Yarın, Türk Yurdu ve Biyografi Analiz dergilerinde yazdı. 1995 yılında ‘Beyan’ ve 2003 yılında ‘Biyografi Analiz’ dergilerini çıkardı. Milletlerarası Eminönü Sempozyumu, Milletlerarası Göç Sempozyumu ve 2010 Kültür Başkenti Ajansı'nda danışmanlık, şehir kültürü üstüne araştırmalar yaptı. Biyografi Kitabı ile İLESAM 2011 Yılı Biyografi Ödülü'nü kazandı. Hâlen Biyografi Net yayınevinin editörlüğünü, www.biyografi.net ve www.biyografianaliz.net internet siteleriyle biyografi merkezli bir yayıncılık yapıyor. Gülay Kezban Çetin ile evli, Mustafa Çağrı ve Fatmagül ile Selcen Çetin'in babasıdır.

Eserleri: 1-İslâm Sanatı’nın Yeniden Teşekkülü, 2-Aydın Yabancılaşması, 3-Hünkâr Hacı Bektaş Veli (roman), 4-Bebek ile Mücahit (destan-şiir), 5-Boğaz’daki Aşiret, 6-Hırka (roman), 7-Radyo İçin Üç Oyun, 8-X İlişkiler, 9-Kart Kurt Sesleri, 10-Teyze ile Prenses, 11-Çalıntı Polemikleri, 11-Genetik İhânet, 12-Çinli Hoca'nın Torunu Ecevit, 12-Dersaadet Sözlüğü, 13-Biyografi Kitabı, 14-Bir Neslin Öncüleri.

KUŞBAKIŞI:

MİTOLOJİDEN TÂRİHE SEÇME HİKÂYELER

Eserin yazarı Hüseyin Özdemir,1974 yılında İstanbul’da doğdu. Aslen Kars ilimizin Selim ilçesi, Çıplaklı köyündendir. Marmara Üniversitesi Târih Öğretmenliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra Yüksek Lisansını da aynı okulda tamamladı. Hâlen İstanbul’da bir lisede târih öğretmeni olarak vazife görmektedir. Yeri geldikçe derslerinde anlattığı mitolojik ve târihî hikâyeleri, öğrencilerinin ve dostlarının ısrarlı talepleri üzerine; çeşitlendirip zenginleştirerek ve kaynaklarından sâde bir dille kaleme alarak ‘Mitolojiden Târihe Seçme Hikâyeler’ başlığı altında kitaplaştırdı. Eserinde; ölümsüzlüğün peşindeki Gılgamış'tan Mısır tanrılarına, Midas'tan Troya Savaşı'na, Doğu’nun bilgelerinden Zerdüşt’e, Roma’nın kuruluş hikâyesinden Büyük İskender’e ve Arşîmet’e; Yaratılış, Oğuz Kağan, Ergenekon destanlarından Mete'ye, Attila'ya, Kürşad’a… Bedir'den, Uhud’dan, Hz. Ali'den, Hz. Osman’dan Hârun Reşid'e; Satuk Buğra Han'dan, Gazneli Mahmud’dan Alparslan'a, Melikşah’a, Hoca Ahmed Yesevî’ye, Yunus Emre'ye; Doğu’nun ve Batı’nın, millî târihimizin ve efsanelerimizin belirleyici hikâye ve hadiselerinin güzel nasihatler ve ibret sahneleriyle süslenmiş keyifle okunacak destan ve destansı 99 adet hikâye var. Okuyanları hem bilgilendiriyor hem dinlendiriyor… 13,5 X 21 santim ölçülerinde, 304 sayfalık eser, 2018 yılında yayımlandı. ÖTÜKEN NEŞRİYAT A. Ş. İstiklal Caddesi, Ankara Han Nu: 63/3 Beyoğlu 34433 İstanbul Telefon: 0.212- 251 03 50 Belgegeçer: 0.212-251 00 12 e-Posta: [email protected] www.otuken.com.tr

MEVLÂNÂ

Emrah Bekçi tarafından hazırlanan 13,6 X 21 santim ölçülerinde 254 sayfalık eser; âriflerin kalemlerinden dökülen incilerle süslüdür. Yazarın ifâdesine göre ‘Mevlânâ,’İslâm’ı Türkleştiren kişidir’ ve ‘Mevlânâ’yı anlamak için, ilk önce târihe yolculuk etmek gerekmektedir.’ Yazar, okuyucuyu bu yolculuğa; Aralarında Millî Eğitim eski bakanlarından Hasan Ali Yücel (1897-1961), Ferid Kam (1864- 1944), Hâlid Ziya Uşaklıgil (1866-1945), Prof. Dr. Mehmet Ali Ayni (1868-1945), İsmail Hakkı Baltacıoğlu 1886-1978), Ord. Prof. Dr. Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu (1901-1974), Tâhir Olgun / Tâhir’ül Mevlevî (1877-1951), İbnu’l-Emin Mahmut Kemal İnal (1870-1957), Prof. Dr. A. Süheyl Ünver (1898-1986), Ord. Prof. Dr. Mehmed Fuad Köprülü (1890-1966), Ord. Prof. Dr. Sâdi Irmak (1904-1990) gibi isimler dâhil olmak üzere 26 kişinin derin tahliller ihtiva eden makaleleri rehberliğinde çıkıyor. Emrah Bekçi, gerek makalelerin yazarı gerekse makalede ismi geçen şahıslar ve kavramlar hakkında değerli bilgiler vermek suretiyle önemli bir vazifeyi ifâ ediyor. 207-222. sayfalar arasında Divan-ı Kebir’den seçmeler, 225-254. Sayfalar arasında ise, karakalem, yağlı ve suluboya ile hazırlandığı tahmin edilen 37 adet tablonun tek renkli matbaa baskısı yer alıyor. ORAN / ORTA ANADOLU KALKINMA AJANSI: Mevlânâ Mahallesi, Mustafa Kemal Paşa Bulvarı Nu: 79 Kat: 5-6 Kocasinan, Kayseri. Telefon: 0.352-352 67 26 Belgegeçer: 0.351-352 67 33 e-posta: [email protected]. www.oran.org.tr

OSMANLI TÂRİHİ SÖZLÜĞÜ:

Şehir ve bölge, Selçuklu târihi ile Osmanlı döneminde eğitim, saray yönetimi, siyâset, ordu, medeniyet ve kültür faaliyetleri hakkında geniş çaplı ve çok sayıda incelemeleri bulunan târihçi yazar Necdet Sakaoğlu’nun eseri 13,5 X 23 santim ölçülerinde 750 sayfadır. Eserde verilen bilgiler, târihe meraklı pek çok kişinin ‘ben bunu biliyorum’ diyenlere bile, okuduğunda geniş ve farklı bilgiler sunuyor. Târih araştırmacısı Mehmet Zeki Pakalın’ın Osmanlı Târih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, şüphesiz çok kapsamlı, değerli ve klasik bir kaynaktır. Sakaoğlu’nun eseri daha farklı bir bakış açısıyla hazırlanmıştır ve günümüz târih meraklılarına hitap etmektedir. Eserde 6000 madde yer almaktadır. Yazar eserini; kitâbî birikimler, arşivlerdeki belgeler, yabancı kaynaklar, albümler üzerinde uzun süren araştırmalar neticesinde hazırladığını, elde ettiği bilgilerin hangilerinin sözlüğe girip girmeyeceği hususunda ciddî bir eleme yaptığını ve târihle meşgul olanların önüne zevkle faydalanabilecekleri bir kültür kaynağı hazırladığını belirtiyor. Eserde aradığını bulamayanlar için de neyi nerede bulacaklarına dâir bilgiler de bulunmaktadır. ALFA BASIM YAYIM DAĞITIM: Alemdar Mahallesi, Ticârethâne Sokağı Nu: 15 Cağaloğlu, Fatih, İstanbul. Telefon: 0.212-511 53 03 Belgegeçer: 0.212-519 33 00 e-posta: [email protected] // www.alfakitap.com

KISA KISA / KISA KISA...

1-HIRİSTİYAN MÜSLÜMAN İLİŞKİLERİ TÂRİHİ: Hugh Goddart – Şükrü Alpagut / Say Yayınları. 2- TEK UMUT TÜRKİYE: Hâlit Refiğ. Bizim Kitaplar. 3-ASİMİLASYON ÇEMBERİNDEKİ BULGARİSTAN MÜSLÜMANLARI: Emin Atasoy / Beta Yayınları. 4- GÖKŞİN / TUNÇ ÇAĞINDA AŞK: Reha Oğuz Türkan. Altın Kitaplar. 0.212-513 63 65 5-OSMANLI’DAN CUMHURİYETE İKTİDAR OYUNU: Avni Özgürel / Ketebe Yayınları

EĞİTİM-ÖĞRETİM HAYATIMIZ İÇİNDE TÜRKÇENİN YERİ VEYA TÜRKÇE NEREYE GİDİYOR?

Prof. Dr. RIDVAN CANIM (Trakya Üniversitesi)

Ülkemizde, ‘anadili eğitimi’ olarak adlandırabileceğimiz Türkçe eğitiminin lâyık olduğu ilgi ve alâkayı görmediği hemen herkesin mâlûmudur. Anne-babalar, çocuğuna ısrarla herhangi bir yabancı dil becerisini kazandırmaya çalışırken, varını yoğunu bu yolda sarf ederken, çocuğunun Türkçe bilgisinin veya Türkçeyi kullanma becerisinin ne durumda olduğunu hiç merak etmiyor veya buna önem vermiyorsa o noktada biraz durup düşünmek gerekir. Hiç şüphesiz bir insanın bir değil birkaç yabancı dil bilmesi, takdirle karşılanacak bir gayret ve başarıdır. Hattâ bir meziyettir. Buna asla bir diyeceğimiz yoktur. Yadırganacak olan şudur: Bugün ülkemizde kendi ana dilini konuşmaktan âciz, iki kelimeyi bir araya getiremeyen, konuşma sırası kendine geldiğinde kızarıp bozarıp etrafına bakınan, iki satırı, bir dilekçeyi doğru dürüst yazamayan milyonlarca gencin var olduğu gerçeğidir. Yadırganacak olan, artık bu dilin felsefesinin yapılacağı üniversite sıralarında öğrencilerimize hâlâ kendi ana dilimizin imlâ ve noktalama işâretlerini öğretmeye çalışmamızdır. Bu çok ayıp bir şeydir. Hiç bir ülkede üniversite öğrencisi kendi anadilinin temel kaidelerini üniversitede öğrenmez. Hatta lisede veya ortaokulda bile öğrenmez. Bu iş ilkokulda biter. Ama bizde maalesef bu iş üniversite sıralarına kadar taşınıyor. Üniversitelerimizde, hattâ bütün eğitim kurumlarında okumamaktan veya az okumaktan kaynaklanan sıkıntılarımız var. Öğretmenler öğrencilerine kitap okutamıyorlar. Halbuki okumak dille ve konuşma ile alakalı problemlerin yarısını kendiliğinden çözer. Türkçeyi doğru ve güzel kullanamayışımız, yazarken ve konuşurken çektiğimiz sıkıntılar hep az okumaktan kaynaklanıyor. Özellikle televizyon, okuma ihtiyacını önemli ölçüde köreltiyor. Çünkü gençler bir hikâye veya roman okumak yerine bir film seyretmekle bu ihtiyaçlarını karşıladıklarını zannediyorlar. Bir de argo kelime kullanma salgını var. Bu salgın Türkçemizi soysuzlaştırıyor, çirkinleştiriyor. Bir toplum kendi anadilini ancak bu şekilde ortadan kaldırabilir. Dünyanın en önemli dilleri arasında ilk sıralarda yer alması gereken güzel dilimizin kendi öz evlatları tarafından böylesine vurdumduymaz tavırlarla ihmale uğraması, bir dilin başına gelebilecek en büyük felâkettir. Bu dil bize analarımızın, atalarımızın mukaddes bir emânetidir. Emânete sâhip çıkmalıyız. Çarşı- pazarda gördüğümüz mağaza isimleri, iş yerlerine konulan tabelalar da dilin yozlaşmasına sebebiyet veriyor. Bu problemler üzerinde, Türk dili ve edebiyatı öğretimi-eğitimi yapan öğretmen ve öğrencilerimizin ve onlarla birlikte ana-babaların, ağabey ve ablaların düşünmesi, elden geldiğince kendilerinin ve kendilerinden sonra gelenlerin okuma alışkanlığı kazandırmak için çalışmaları gerekiyor. (Özetlenerek iktibas. Prof. Dr. Necmettin Hacıeminoğlu Hâtıra Kitabı. Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları. s: 220- 223)