Müzik onun hayatının tek aşkıydı…Çocuk yaşlarda evlerine gelen misafirlere şarkılar okur alkış yağmuruna tutulurdu… Öğretmen anne ile babanın 2.çocuğu olarak Bursa’da dünyaya gelen Başak Akıncı, öğretmenlik mesleğini bile müzik uğruna bıraktı…’Sahne benim yaşamım’diyen Akıncı,yıllarca İngiltere’de yaşadı ve burada da okuduğu şarkılarıyla  Türk pop müziğini Avrupa’ya sevdirdi.Şu sıralar yeni teklisiyle müzik dünyasında fırtınalar estirmeye hazırlanan Başak Akıncı ile dününü, bugününü konuştuk. Haydi buyurun keyifli sohbetimize..

BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?

Ben Bursa’da 14 Mayıs günü öğretmen anne babanın 2. çocukları kızı olarak dünyaya geldim..Konuşmadan önce daha melodiler uydurmaya çalışan bir bebekmişim:)Bebeklerimi sıralar izleyici yapar elimede mikrofonu alır şarkı söylerdim sürekli.Evimize gelen misafirler haydi bize de konser ver derlerdi ve ben küçüklüğümün vermiş olduğu utangaçlıkla yüzümü kapayarak şarkı söylerdim.Ama sonunda duyduğum alkış sesleri beni büyülerdi..Küçük çocuklara sorarsınız büyüdüğünde ne olacaksın diye..Bazan doktor, bazan öğretmen bazan, avukat olacağım der sürekli değişir.. Ben her zaman şarkıcı olacağım dedim. Hiç bir zaman hiç bir yaşımda fikrim isteğim aşkım değişmedi.Annemin matematik öğretmeni ve babamın edebiyat öğretmeni olması bu durumun DNAlarıma da kodlanması şansıyla hukuk bölümünü kazanmama rağmen ben yinede müziği tercih ederek hayatımı bu yönde ilerlettim.

PEKİ AİLENİZ SİZE DESTEK OLDU MU?

Ailem en başımdan beri bana destek oldu. Çok şanslı bir çocuktum böyle güzel bir aileye sahip olduğum için. Ancak onların da kaygıları vardı. Sanatın hak ettiği değeri görmediğine dair.. O yüzden hobi olarak müzikle ilgilenmemi istiyorlardı. Ama bendeki aşkın vazgeçilmez olduğunu gördüklerin de onlarda müziğin benim işim olması gerektiğine karar verdiler..Sezen Aksu,Ajda,Candan Erçetin,Ayşen,Asya, Fatih Erkoç, Kayahan,Nilüfer,Whitney Houston,MariahCarey,Jennifer Lopez gibi sanatçıları dinleyerek büyüdüm. Pop şarkılar her zaman melodik olarak beni daha çok besledi.. O yüzden müzik eğitimimi batı tarzında almaya karar verdim. Küçük yaşlarda katıldığım müzik yarışmalarında dereceler aldım.16 yaşında keman dersi aldım..17 yaşında da Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi/ U.U. Faculty Of FineArts ses eğitimini kazandım. Ana dalım şan bölümüydü.. Tabi öğretmen olacağımız için piyano,gitar,bando da trompet gibi enstrümanların da 4 yıl boyunca eğitimlerini aldım.Üniversiteyi ilk yılımda kazanırsam babam piyano alacağını söylemişti ve tabiki kazanıp hediyemi de aldım:)

Veganların aklında bir soru; Hayvan Hapishaneleri Ne Olacak? Veganların aklında bir soru; Hayvan Hapishaneleri Ne Olacak?

ÜNİVERSİTEYİ BİTİRP ÖĞRETMEN OLDUM

SAHNE İLE NASIL BULUŞTUNUZ?

Gülerek yanıt veriyor..Şan bölümünü birincilikle kazandım. Üniversite de şan bölümü öğrencilerinin piyasada çalışması yasaktı. Bu yasal bir kural değildi ama eğitmenler doğru bulmuyor ve kızıyorlardı. İlk zamanlar bu kurala uysamda 17 yaşımın son aylarında gizli gizli çalışmaya başlayarak ilk adımımı sahneye atmış oldum. Tek gitar eşliğinde bir bar sandalyesi üzerinde şöminenin önünde şarkı söylüyordum büyük bir heyecanla. Alkış sesleri büyük mutluluğum oluyordu ama teşekkür ederken o küçük kız yine utanıyordu. Tabi günler geçtikçe daha çok çalışarak o utangaçlığım da tabiki bitti.. Ama heyecanım aynı o gün gibi şu anda da benimle. Benimle olmasını da seviyorum. Üniversiteyi hem okuyup , hem çalışarak bitirdim ve öğretmen oldum.

ÖĞRETMENLİK YAPTIĞINIZDA SAHNEYE DEVAM ETTİNİZ Mİ PEKİ?

Öğretmen olmak,çocukların gözünüze bakması,o tatlılıkları da çok ayrı bir keyif. Öğretmek büyük bir sanat. Evet seviyorum ama hayatım eksik gidiyor. Sahne almıyor olmak beni boğuyor sanki. Bu duyguları yaşıyorum gelen işleri almıyorum derken.. Ankara’da bir otelden gelen teklif üzerine  bir kez daha kalbimi dinleyerek kabul ettim ve öğretmenliği bıraktım. Haftanın 6 günü orada çalışmaya başladım..2,5 yıl Ankara’da yaşadım. Sonrasında bir süre Londra’da kaldım ve sahne hayatıma devam ettim. En son İstanbul’a yerleştim ve halende burada yaşamaya devam ediyorum.Yıllar sonra eğitmenliğe İstanbul’da özel bir kolejde müzik bölüm başkanı olarak başladım.Aynı zamanda da haftanın 5 günüde sahne almaya devam ediyordum.3 günü İstanbul’da 2 günü Ankara’da. Uzun bir süre bu şekilde devam ettim. Ama artık bedenim çok yoruluyordu ve bir karar vermem gerekiyordu. Ya eğitmen olacaktım, ya da solist. Ve yine küçüklük aşkım,nefesim galip geldi ve sahneyi tercih ederek şarkıcı olarak büyük bir heyecanla hayatıma devam ettim.

BABAMI KAYBETTİĞİMDE SANKİ HAYATA DAİR BİR AMACIM KALMAMIŞTI

ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNİZİ ÖZLÜYOR MUSUNUZ?

Eğitmenliği da özlüyorum tabi.. Özel dersler verdim programıma göre çok yormadan ama pandemiyle beraber o da bitti..Sahne benim gerçek evim gibi..Şarkı söylemek tutkum. Zaten bu işe aşık değilseniz yapamazsınız. Çünkü etrafınızda o kadar sizi aşağı çekmek isteyen, sizi duygunuzu satın alabileceğini düşünen tuhaf insan görüntüsü altında gezen canlılar,yaptığınız işi oooh ne güzel hem eğlenip hem de üstüne para kazanıyor diye basitleştiren dış negatif tuhaflıklarla uğraşmak zorunda kalmak. İşte bunlar normalde uzaklaşma sebebi. Ama işiniz nefesinizse eğer bu imkansız oluyor:) Hayatım böyle devam ederken babamı kaybettim…(Gözleri doluyor…) O dönem benim için tarifi olmayan gerçek acılarla doluydu. Babacığım giderken bile bana öyle büyük bir şey öğretmiştiki… Bu zamana kadar üzüldüğüm,kafama taktığım şeylerin ne kadar boş olduğunu. Ölüm kelimesi bile soğuk.. Sevdiklerinizin başına hiç gelmeyeceğini düşündüğünüz bir şey işte. Ama yaşandığında gerçek acının ne olduğunu öğrendiğiniz bir duygu. Babamı kaybettiğimde sanki hayata dair bir amacım kalmamıştı. Babam bana aferin canım kızım diyemeyecekti,beni alkışlayamayacaktı gurur dolu bakışlarıyla,bana moral verip güç veremeyecekti artık. Çok büyük bir boşluk vardı içimde. Bu yaşadıklarım sonucunda ağır bir hastalığa yakalandım ve 1 yıl boyunca iğne, ışın tedavileri gördüm. Babamın acısı da zaman geçtikçe uyuşuyordu ama özlem her geçen gün büyüyordu. Şimdi de rüyalar iyi ki varlar bizi buluşturuyorlar. Bu süreçten sonra yine müziğe kaldığım yerden devam ettim işime geri döndüm.

2 KIZIN KAVGASI NEDENİYLE HAYALLERİM UÇUP GİTTİ

ALBÜM ÇIKAMAYI DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

Küçük yaşımdan beri albüm yapmayı çok istiyordum. Ama maddi olarak gücüm yoktu. Sponsor ile iş yapmak ise benim tarzım hiç olmadı. Çünkülerini en iyi siz bilirsiniz Habib bey. Bu kanayan başka bir yaradır bu işi kendine saygısını kaybetmeden yapmak isteyenler için. Çok teklif aldım ama , yanında başka tekliflerle.Red etmek için 1 dakika dahi düşünmedim.Evet hayalim önemliydi ama aynada yüzüme bakmak,aileme yüzüm kızarmadan bakabilmek benim için çok daha önemliydi. Ben memur ailesi çocuğuydum en nihayetinde. Tabi ailem evde de özel ders veriyordu özellikle matematik öğretmeni annem. Bu sayede abim ve ben güzel bir çocukluk yaşadık. Her istediğimizi yiyerek, giyerek. Her yaz tatile giderek. Tabi bizde kendini bilen çocuklardık. Ailemizi zorlayacak bir şey istemezdik. Sonuç itibariyle bana albüm yapacak maddi gücü yoktu ailemin. Benim bunu kendim yapmam gerekiyordu. Tabi tek başıma bir yandan çalışıp,okuyup bir yandan da albüm yapmam maddi olarak imkânsızdı. Mezun olduktan sonrada aynı koşullar.Evet çalışıyorsunuz ama kiranız ihtiyaçlarınız derken bütçeler işimize yatırım yapmaya müsaade etmiyor. Bu dönemde 4 kişilik koz grubuna seçilerek albüm teklifi aldım 6 ay süren çalışma sonucunda projemiz hazırlandı.1hafta sonra  albüm çıkıyordu o arada 2 kızın kavga etmesi sonucunda proje iptal oldu. Onca emek herşey boşa gitti. Bazan dürüst insanlarla karşılaşsanız bile bu sektörde kaderinizi 2 ego savaşına giren insanlar da belirleyebiliyor. Olan da sizin emeğinize oluyor. Bu da bana ders oldu.

PEKİ YENİ ÇALIŞMANIZ VAR MI?

Evet sağolsun  sevgili arkadaşım Barış Engürlübu yaşadıklarımı öğrendikten sonra yanımda oldu. Şarkım NetD’deEngürlü Müzik etiketiyle tüm dijital platformlardaki yerini alacak.