Sırbistan karşısında aldığımız 2-2’lik eşitlik A Milli Takımımızın ardı ardına aldığı beraberlikler zincirinde son halka oldu. Tam dört maçtır çıktığı karşılaşmalarda rakipleriyle yenişemeyen Ay Yıldızlılar 2020 yılında henüz galibiyet sevinci yaşamadı.

Golsüz, tek gollü, iki ve üçer gollü beraberlikler alarak, adeta tüm rakamların da hatırını sorup gönlünü alan milliler, UEFA Avrupa Uluslar Ligi’nde dördüncü maçların ardından, üç puanla grubunda bitime iki maç kala şansını adeta mucizelere bıraktı. Takımımızın kalan iki maçını kazanması ve rakiplerinin de puanlar yitirmesi gerekiyor.

Mucize gerçekleşir mi, gerçekleşmez mi bilemem ancak, doğrusunu söylemek gerekirse, ben bu takımın istediğinde her şeyin üstesinden gelebileceğine yürekten inanıyorum. Yeter ki istesinler…

Almanya gibi bir futbol ülkesiyle oynadığı hazırlık maçında, iki kez geriye düşmesine karşın, eşitliği sağlayan ve performansıyla fark yaratan bir takım olmak sanırım takdir edilesi bir durumdur.

Aynı şekilde Sırbistan önünde de iki farklı yenikken eşitliği yakalayan Ay Yıldızlılar, bir önceki mücadelede de Rusya karşısında geriye düşüp sonrasında beraberliğe uzanmayı bildi.

Son üç maçta, gol yemeden atmayı beceremeyen takımımız, kalan iki maçı da kazanabilecek güce sahip. Umarım 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde en iyi üçüncü takım olarak Fransa'daki finallere katılma hakkı kazanırken yaşanan mucize neden tekrarlanmasın?

Tabi ki mucize de olsa bu başarıyı elde etmek, takımımızın 2020’de oynanması gerekirken, pandemi nedeniyle 2021 yılının Haziran’ına ertelenen Avrupa Futbol Şampiyonası’ndaki performansına da yansıyacaktır.

Tam da bu noktada, altını çizmek istediğim bir şey var. Bu takımın teknik anlamda hiçbir problemi olduğunu düşünmüyorum. Türk insanının karakteristik yapısında olan moral motivasyonunun yüksek olması bu futbolcu gurubunu, kelimenin tam anlamıyla uçurur. Takımın teknik patronu Şenol Güneş’in bilgi birikimi ve ihtisas alanı olan eğitmenlik ve hoşgörülü yapısı da, başarı grafiğimizi doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden kuşkusuz…

Bu arada, her ne kadar geleceği çok parlak genç oyunculardan oluşan bir ekip olsak da aralarında Burak Yılmaz, Hasan Ali Kaldırım, Mert Günok ve Mahmut Tekdemir gibi tecrübeli, ağabeylik vasfına sahip isimler de takımın belirleyici unsurlarından. Özellikle gelecek yılın Haziran ayında oynanacak olan Avrupa Futbol Şampiyonası için, yeteneğin yanında deneyim ve önsezi gerektiği gerçeğini de göz önünde bulundurursak, takım içindeki bu isimlerin önemini çok daha net ve doğru olarak anlayabiliriz kanısındayım.

Hoşçakalın…

Erden AKTOĞU

[email protected]