İlk bakışta ikisi de aynı anlamı taşıyor gibi görünse de yetenekle beceri arasında dağlar kadar fark var.

Herkesin bir becerisi vardır, "Elinden iş gelir" derler bu insanlara. Az biraz anlarlar işten, ustasına gerek kalmadan beceriler, hallederler. Kimilerinin ise pek çok şeye becerisi vardır, onlara da "Elinden her iş gelir" derler. Aynı hesap, biraz daha geniş kapsamlı sadece. Yetenek ise bambaşka bir şeydir, yapılan işe sanat katmaktır. Yetenek incelik ister, detaylarda saklıdır. Herkes iki elektrik kablosunu birbirine bağlamayı ve elektrik bandını üzerine sarmayı becerebilir ama işin ustası o bantı öyle bir sarar ki varla yok arası ve bir zarafet içerisinde karşınıza koyar. Sizinki gibi tombalak, ek yeri belli olan bir bant sarmalı olmaz :) 

Beceri; Becermek, halletmek anlamında kullanılan bir kavramken, Yetenek; Yetkin olmak, işin ehli olmayı ifade eder.

Kiminin matematiksel zekası çok üst seviyededir, kiminin sosyal veya sanatsal. Kimi kas gücünü kullanmakta çok yeteneklidir, kimisi yönetmekte.

Tabii ki herkes her işi yapabilir, heveslidir, "ben hallederim" der, el atar. Becerir de maşallah. Neticede hepimizi aynı Allah yarattı. Azıcık zekanı kullanırsan, fikir yürütürsen şıp diye çözersin konuyu. Joker insandır onlar. Kurtarıcıdır, iş bitiricidir. Hep duyarsınız "Falancanın elinden gelir" diye. İşte onlar becerikli insanlardır. İşi becerir. Spor, müzik, resim, heykel gibi konularda da pek çok kişi hevesli olabilir. Olmalıdır da... Spor bedeni, sanat ruhu geliştirir.

Pek çok kişi bir otel lobisinde rastladığı piyanonun başına oturup bir kaç melodi tıngırdatabilir, azımsanmayacak kadar kısmı da 20 tane şarkı ezberleyip, şarkıcıyım diye kendini sahnelere atabilir, bu beceridir. Belki bu şekilde para bile kazanabilirsiniz ama bu sizin sanatta değil para kazanmada yetenekli olduğunuzu gösterir sadece :) Yani her piano çalan, her şarkı söyleyen sanatçı değildir, bu farkı ortada koyan yetenektir.

Bir ustanın sıvadığı duvar ile kendi sıvadığınız duvarın kıyaslamasını yapar gibi bir farktır bu. Evet siz de elinize malayı alıp büyük bir titizlikle o duvarı dümdüz sıvayabilirsiniz ama siz bir duvarı sıvayana kadar usta tüm evin işini bitirir, takkesini alır gider. Buna "tecrübe" de diyebilirsiniz, "işin pratikliğini çözmüş" te... ama yetenek olmadan ne kadar tecrübe edersen et boş değil mi :)

BECERİ HOBİDİR, YETENEK MESLEK.

Yetenek öyle bir şeydir ki siz aslında farkında olmazsınız yeteneğinizin, sizi keşfederler. Keşfederler ve sevkederler. Takdir aldıkça içinizdeki azim artar ve azim arttıkça yeteneğinizin detayları ortaya çıkmaya başlar. Yetenek öyle bir şeydir ki onu içinizde hissetmeye başladığınızda artık o iş bütün dünyanız olur. Hayalleriniz, geleceğiniz, yaşam tarzınız ve çevreniz hep o yeteneğe göre şekillenir. Çünkü sevk ve teşvik edilirsiniz. Takdir edilmenin mutluluğu sardıkça benliğinizi o her ne ise daha iyisini ve özelini yapmaya gayret edersiniz. Kafa yormaya başlarsınız, beyniniz hep ona çalışır. O artık sizin mesleğiniz olur. İster okulunu okuyun, ister okumayın.

SİZİ MESLEK SAHİBİ YAPAN DİPLOMA DEĞİL YETENEĞİNİZDİR.

Tabii birazcık beceriniz varsa ve çevreniz şakşakçılarla dolu ise kendinizi yetenekli sanıp hayatınızı tüketebilir, boş hayallere savrulabilirsiniz. Her "Bravo, harikasın" diyene de kanmamak gerekir. Kişi, kendini bilmelidir.

Evet, yetenek mesleğinizi belirler. Tabii ki serbest bırakıldığı takdirde. Politik, ekonomik, sosyal, toplumsal baskılar ve şart koşmalar olmadan. Elbette ki ebeveynler de bilinçli ve hoşgörülü olmalı, "Çocuğum illa ki doktor, mühendis olacak" diye tutturmamalı... Bir düşünün herkes doktor, mühendis, avukat olsa yediğimiz domatesi kim üretecek, giydiğimiz kıyafeti kim dikecek! Çiftçilik, terzilik te bir o kadar önemli, gerekli mesleklerdir. Camcı, tornacı veya sanatçı, hepsi önemlidir. Bu yetenek meselesidir.

Yalancı mıyım?