Teröristin, önceki bölümlerde verdiğim resimlerde görülen silah ve şarjörlerinde yazılı olup şimdiye kadar anlatmadığım İnebahtı Deniz Muharebesi’ne ve ilgili isimlere geçiyorum.

“Lepanto 1571”, “Sebastiano Venier”, “Marcantonio Colonna”

Kıbrıs Adası Sultan II. Selim Han devrinde, 1571’de fethedildi. Lefkoşe’den sonra Magosa Kalesi de düşürülmüş, böylece 13 ay süren muhasaralardan sonra adanın fethi 1 Ağustos’ta tamamlanmıştı. Bu önemli fetihten 3 ay sonra o sene bir de üzücü hadise yaşandı. 7 Ekim 1571’de müttefik Haçlı donanmasıyla Osmanlı donanması arasında, Mora Yarımadası’nın kuzeyinde, şimdiki Patras Limanı’nın karşısında yer alan İnebahtı açıklarında müthiş deniz savaşı yapıldı. Donanmamızın ne yazık ki büyük kısmı imha edildi. Tarihçiler bu başarısızlığın sebebi olarak donanmadaki kumanda heyetinin en üstündeki donanma serdarı 2. Vezir Pertev ve Kapdan-ı Derya Müezzinzade Ali Paşaların denizci kökenli olmaması ve onlardan sonra gelen Uluç Ali Paşa’nın tavsiyelerine rağbet etmemelerini gösterirler.

Haçlı donanmasında 295 harp gemisi vardı. Bunlardan 114 Venedik, 70 İspanyol, 12 Papalık, 6 Malta, 3 Ceneviz ve 3 Savoise kadırgası olmak üzere 208’i kadırga idi. Başkumandanlık İspanyollarda idi ve bu iş için Kral II. Felipe’nin kardeşi Don Juan seçilmişti. Venedik donanmasına Büyükamiral Sebastiano Veniero (1577-1578 yılları arasında Venedik doçluğu yapmıştır), Papalık donanmasına Paliano ve Tagliacozzo Dukası Prens Marco Antonio Colonna, İspanyol donanmasına da meşhur Cenevizli amiral Andrea Doria’nın yeğeni, 1560’ta Cerbe’de Piyale Paşa’ya yenilen Giovanni Andrea Doria kumanda ediyorlardı.

142 GEMİMİZİ KAYBETTİK…

Türk donanması en kuvvetli rivayete göre 225 parça gemidir. Müthiş çarpışmanın sonunda Uluç Ali Paşa’nın kumanda ettiği 42 parça gemiden müteşekkil sağ kanadımız dışında orta ve sol kanadımızdan 60 gemi düşman eline geçti, 82 gemi de battı veya karaya vurdu. Kapdan-ı Derya Müezzinzade Ali Paşa ve 10 sancakbeyi rütbesindeki amiralimiz şehit düştü. Türk esir ve şehitlerinin sayısının 20.000 olduğu rivayet edilmektedir. 3460 Türk de esir düştü. Gemilerimizdeki 30.000 Hristiyan forsa da müttefikler tarafından azat edildi.

Aslında Haçlı donanmasında da büyük zayiat vardı. İsabet almamış Hristiyan gemisi ve yaralanmamış neredeyse hiçbir muharipleri yoktu. Hristiyan zayiatı 8000 ölü ve 20.000 yaralıdır. Malta Büyükamirali Giustiniani 60 Malta şövalyesi ölüler arasındadır. Başkumandan Don Juan yaralanmış, İspanyol donanmasında bulunan meşhur yazar Cervantes sol kolunu kaybetmiş ve Türklere esir düşmüştü. Ayakta kalan 42 kadırgamızın Modon’a çekilmesi sırasında düşmanın takip etmemesi, zayiatlarının büyüklüğünü gösterir.

Bazı kaynaklara göre bu deniz muharebesi, M.Ö. 31’de Antonius ile Octavianus (sonra Augustus) arasındaki Actium Deniz Muharebesi’nden 1602 yıl sonraki en büyük deniz vuruşmasıdır.

SİZ SADECE SAKALIMIZI KESTİNİZ…

Kapdan-ı Derya olan Uluç Ali Paşa’nın adını Kılıç’a çeviren Sultan II. Selim, donanmanın yenilenmesi emrini verdi. Öyle hızlı çalışıldı ki Kılıç Ali Paşa 13 Haziran 1572’de, 245 harp gemisiyle İstanbul’dan ayrılıyordu. Kapdan-ı Derya’nın dışında Padişah, Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa, 2. Vezir Piyale Paşa, hatta Şeyhülislam Ebussuud Efendi bile gemi inşa faaliyetlerini takip ve teftiş etmişlerdir.

7 Mart 1573’te Venedik ile sulh antlaşması imzalanırken Sokollu Mehmed Paşa, Venedik balyozu yani büyükelçisi Barbaro’ya şöyle diyordu:

“Biz sizden Kıbrıs’ı alarak bir kolunuzu kestik. Siz donanmamızı yenmekle bizim sakalımızı kestiniz. Kesilen kol yerine gelmez. Fakat tıraş edilen sakal daha gür biter.”

Şimdi de bugün verdiğim resimdeki şarjörlerine yazdığı isimleri inceleyelim:

“Josué Estébanez”

11 Kasım 2007'de Madrid metrosunda 16 yaşındaki anti-faşist eylemci Carlos Palomino'yu kalbinden bıçaklayarak öldüren ve Neo-Nazilerin kahraman ilan ettikleri İspanyol ordusu mensubu 23 yaşındaki terörist.

“Miloş Obiliç”

Terörist bu ismi Sırp Kiril alfabesiyle yazmıştır. Osmanlı Padişahı Sultan I. Murad Han’ın başkumandanlığındaki Osmanlı ordusunun, 20 Haziran 1389 yılında yapılan I. Kosova Muharebesi’nde müttefik Haçlı ordusunu imha etmesi ve başkumandanları Sırbistan Kralı Stefan Lazar'ın maktul düşmesini anlatırken Miloş’tan da bahsetmiştim. Bir Sırp asilzadesi olan Miloş Obiliç, Lazar’ın damadı idi. Muharebe sırasında yaralanmıştı. Sultan Murad Han harp sahasını teftiş ederken sinsice Padişah’ın yanına sokuldu ve kalbinden hançerleyerek şehit etti.

“Sigismund of Luxembourg”

Yıldırım Bayezid Han’ın müttefik Haçlı ordusuna karşı 25 Eylül 1396 günü kazandığı muazzam Niğbolu Zaferi sırasında Macaristan Kralı ve Haçlı ordusu başkumandanı olan Sigismund, muharebe meydanının Hristiyanlar için hazin olan manzarasını büyük bir teessürle seyretmişti. Durumun ümitsiz olduğunu görünce yanına üç küçük hükümdar ve bazı devlet ileri gelenlerini de alarak Tuna üzerinden kaçmıştı. Sonradan Venedik doçu olacak olan Amiral Tomasso Mocenigo kaçakları gemisine almış, Tuna’dan Karadeniz’e çıkmış, oradan İstanbul’a gelip Çanakkale Boğazı’ndan geçmiş, Mora’nın güneyindeki Modon’da dinlenip Adriyatik üzerinden Dalmaçya kıyılarına ulaşıp yolcularını Macar topraklarına çıkarmıştı. Kralın kaçtığından haberi olmayan Yıldırım cesedinin aranması için emir vermişti.

50 yıl tahtta kalan Macaristan Kralı Sigismund daha sonra 1433-1437 yılları arasında Kutsal Roma-Cermen İmparatoru olacak ve Sultan II. Murad Han'la mücadeleye girişecektir. Türklerle savaşanları mükâfatlandırmak üzere beyaz üzerine kırmızı haçlı Dragon nişanını ihdas etmiştir.

“Feliks Kazimierz Potocki”

Polonyalı asilzadesi ve kumandandır. Sultan IV. Mehmed Han’ın 2. Lehistan Sefer-i Hümayunu sırasında, 1673 yılında Hotin’de ve 1683'deki II. Viyana Kuşatması’nda Türklere karşı savaşmıştır. Ayrıca 1698'de Ukrayna'da Pidhaitsi'deki Kırım birliklerine karşı başarı kazanmıştır.

“Sarıkamış Savaşı”

Terörist bu ifadeyi iki satır halinde Ermenice yazmıştır. 22 Aralık 1914-4 Ocak 1915 tarihleri arasında, Osmanlı ordusunun Rus ordusuna karşı Kafkas cephesinde, kış mevsiminde giriştiği ve büyük bir hezimetle biten Sarıkamış Harekâtı’nı ima etmektedir. Bu muharebelerde Rusların zayiatı 30.000, Türklerin zayiatı ise 60.000 kadardır. Bu muharebeler sonucunda Doğu Anadolu, Rusların işgaline maruz kalmıştır.

Terörist muhtemelen Rus Ordusu’nda bulunan gönüllü Ermeni alaylarının, Türk birliklerine karşı nasıl amansız bir şekilde savaştıklarını ve 42 yıl Kars ile birlikte düşmanın esareti altında kalan Sarıkamış’ın 1920’ye kadar Ermeni çetelerinin elinden neler çektiğini bize hatırlatmak istemektedir.