Yeni Zelanda teröristinin hastalıklı beyniyle aklı sıra birtakım imalarda bulunmak amacıyla katliamda kullandığı silahlarının ve bunlara ait şarjörlerin üzerine yazdığı yazıları incelemeye devam ediyorum. Şimdi de teröristin katliamda kullandığı diğer yarı otomatik silahın elimizdeki görüntüsüne bakalım. Silahın sağındaki yüksek kapasiteli tambur şeklinde şarjördür.
“Here’s your migration compact!”
Terörist, 2016 yılında Orta Doğu’dan milyonlarca mültecinin Avrupa’ya akın etmesi üzerine BM tarafından hazırlanan ve tarafların ayrımcılıkla mücadeleyi de taahhüt ettiği Güvenli, Sistemli ve Düzenli Göç için Küresel Mutabakat Metni’ni (The Global Compact for Safe, Orderly and Regular Migration “GCM”) ima ederek “İşte sizin göç sözleşmeniz!” şeklinde küstahça alay etmiştir. Bu metin 10 Aralık 2018 tarihinde Fas’ın Marakeş kentinde, ülkemizi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun temsil ettiği, Birleşmiş Milletler’e üye 164 ülkenin katılımıyla gerçekleşen konferansta kabul edilmiştir. Söz konusu mutabakat uluslararası bir anlaşma olmayıp yasal bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır.
“14 Words”
Teröristin bu silahın üzerine iki yere yazdığı, bir yere de sadece 14 olarak işlediği bu ifade, Hitler’in Kavgam adlı kitabında geçen “Halkımızın ve beyaz çocuklarımızın varlığını korumalıyız.” Manasındaki “We must secure the existance of our people and a future for white children.” cümlesini meydana getiren 14 kelimeyi ifade ediyor. Terörist bu ifadeyi “14 Words” veya sadece “14” olarak diğer silah ve şarjörlerin üzerine boş bulduğu yere yazmıştır.
Irkçılığın 88 Prensibi isimli kitabın yazarı olan ve aryan beyaz ırktan gelen milletlerin üstünlüğünü savunan Amerikalı ırkçı David Lane (1938-2007) bu cümleyi slogan olarak kullanmıştır. Günümüzde de pek çok ırkçı gruba ilham kaynağı olan bu kişi anlaşılan Yeni Zelanda teröristini de derinden etkilemiştir.
“John Hunyadi”
Bir rivayete göre Romen, diğer bir rivayete göre de İmparator I. Sigismund’un gayrimeşru oğlu olan Hunyadi Janos (Osmanlı kaynaklarında Yanoş), aynı zamanda Macaristan kralı olan Lehistan Kralı genç Ladislas tarafından 1441’de Erdel voyvodası yapıldı. Görevi ülke sınırlarını Osmanlı akıncılarının akınlarına karşı korumaktı.
Sultan II. Murad Han’ın sancakbeylerinden Mezid Bey, 18 Mart 1442’de Erdel’e (Transilvanya) girmiş, 25 bin akıncı ile Szent-İmre Muharebesi’nde Macar ordusunu bozmuştu. Fakat Hunyadi Janos’un başkumandanlığındaki büyük bir Macar ordusu, Mezid Bey’i Hermanstadt önlerinde durdurmak için ilerliyordu. Hunyadi Janos, akıncılara giyinişine ve yüz hatlarına kadar tarif edilmiş, Mezid Bey, bu azılı Türk düşmanını öldürecek veya ele geçirecek akıncıya büyük mükafat vereceğini duyurmuştu. Ancak Hunyadi, kumandanlarından Simon Kemeny’yi kendi kıyafetine soktu. Akıncılar Macar ordusunun başkumandanını yok etmek için bütün güçleriyle Kemeny üzerine yüklendiler. Gerçekten de Kemeny, üç bin askeri ile beraber imha edildi. Düşman başkumandanının öldürüldüğünü sanan Mezid Bey Türk akıncılarına yağma izni verdi. Bu sırada koruda gizlenmiş olan Hunyadi ortaya çıkarak yağmaya dalmış olan Akıncıları, iki tarafı nehir ve bataklık olan bir üçgen içinde kıstırdı. Mezid Bey ile iki oğlu, 20 bin akıncı ile beraber şehit oldu. Kalan beş bin akıncının çoğu da esir edilip işkenceyle öldürüldü.
ÜST ÜSTE MAĞLUBİYETLER
Bu zafer Hunyadi Janos’u Hıristiyan dünyasının kahramanı hâline getirdi. II. Murad Han bu mağlubiyet üzerine, beylerbeyi rütbesindeki Şihabeddin Paşa’yı Macaristan üzerine gönderdi. Paşa 1442 Eylül’ünde 80.000 kişi ile Macaristan’a girdi. Fakat tecrübeli Akıncı beylerinin tavsiyelerine kulak asmadığı için Vazag Muharebesi’nde Hunyadi Janos’a mağlup oldu. 5.000 Türk şehit düştü, daha fazlası esir alındı, gerisi bozgun hâlinde geri döndü. Şehitler arasında 15 sancak ve alaybeyi vardı.
Hunyadi Janos’un bu başarıları, Balkanlardaki Osmanlı hâkimiyetini tehlikeye düşürdü. Artık Haçlı seferi projeleri ele alınabilirdi. Nitekim birkaç ay içinde, Osmanlıya karşı büyük bir koalisyon teşkil edildi. Bu koalisyonun başlıca üyeleri büyük devlet olarak Almanya, Fransa, Macaristan ve Lehistan idi. Bunlara Karaman, Eflak, Boğdan, Sırbistan, Bosna, Arnavutluk, Papalık Bizans gibi devletler katılıyordu. Haçlı seferinin tertipçisi Papa idi. Teşebbüsün lideri Macaristan-Lehistan kralı genç Ladislas, başkumandanı ise şüphesiz Hunyadi Janos idi.
Hunyadi Janos büyük ordusu ile Sırbistan’a girdi. Alacahisar ve Niş’ten geçti. Geçtiği yerlerde büyük zulüm yapıyordu. Arkasından Kral Ladislas geliyordu. 3 Kasım 1443’te Niş yakınlarında Morava kıyısında Türkler, Haçlıları karşıladı. Fakat 4.000 esir, 2.000 şehit veren Rumeli Beylerbeyi Kasım Paşa yenildi.
Kasım Paşa’nın yenildiğini ve Sofya’nın düştüğünü öğrenen II. Murad Han, Sofya’nın doğusunda İzladi Derbendi’nde düşmanı karşıladı. 24 Aralık 1443’te iki tarafın öncüleri arasında geçen vuruşmada Türkler yenildiler ve korkunç bir kışın tesiri altında IL Murad, seferi bahara bırakarak büyük ordusunu Edirne’ye yolladı.
KARAMANOĞLU’NUN İHANETİ
22 Temmuz 1443’te Budapeşte’den ayrılan Kral Ladislas ile Hunyadi Janos ve Kardinal Cesarini, bu suretle büyük Macar-Leh ordusu ile Osmanlı üzerine başarılı bir sefer yapmışlardı. Seferin çabuk teşekkülüne, Karamanoğlu İbrahim Bey’in Papa’ya “Siz oradan, biz buradan Osmanoğlu’nun işi tamamdır.” şeklinde mektup gönderip düşmanı cesaretlendirmesi sebep olmuştu. İbrahim Bey’in Macaristan-Lehistan kralına, “Sen öteden, ben beriden yürüyelim. Rumeli senin, Anadolu benim olsun. Osmanlı’yı ortadan götürelim!” şeklinde haber göndermesi ve Anadolu’daki tacizlerine devam etmesi üzerine hem Anadolu hem Rumeli’de rahat hareket edemeyeceğini anlayan II. Murad 12 Temmuz 1444’te Kral Ladislas ile Segedin’de barış antlaşması imzaladı.
Ancak II. Murad’ın, 12 yaşındaki oğlu II. Mehmed lehine tahttan feragat ettiği haberini alan Haçlıların iştahı kabardı. 10 yıl geçerli olacak antlaşmayı çok çabuk bozdular. 100.000 kişilik bir ordu teşkil edip Osmanlı topraklarına girdiler. Kumandan görünüşte Ladislas, gerçekte Yanoş’tu. Genç Padişah’ın “Eğer padişah biz isek size emrediyoruz gelip ordunuzun başına geçin, yok siz iseniz gelip devletinizi müdafaa edin!” şeklindeki mektubu üzerine II. Murad Han ordunun başına geçti.
SULTAN II. MURAD HAN’IN DUASI
Varna’da karşılaşan iki ordu II. Murad Han’ın askeri dehası sayesinde kazanıldı. Muharebe başlamadan az önce Sultan Murad namaz kılıp şöyle dua etmişti:
“Ya İlahî, mümin kullarını benim günahımın çokluğu sebebiyle küffar elinde zebun eyleme. İlahî, Habib’in hürmeti için, ümmetini sen koru ve muzaffer eyle!”
10 Kasım 1444’teki bu savaşta Osmanlı’nın kaybı ancak 150 şehit olup düşmandan 80-90.000 esir alınmış kalanı imha edilmiştir. Kral Ladislas ve Kardinal Cesarini öldürülmüş, kesik başları mızrakların ucunda teşhir edilmiştir. Hunyadi Janos kaçarak canını zor kurtarmıştır.
Hunyadi Janos 4 sene sonra 100.000 kişilik Haçlı ordusunun başkumandanı olarak Osmanlıya karşı tekrar şansını deneyecek ancak Osmanlı ordusunun başındaki Sultan II. Murad Han’a II. Kosova Muharebesi’nde tekrar yenilecektir. 19 Ekim 1448’deki bu savaşta Türk şehitlerinin sayısı 4.000’dir. Haçlılar ise en az 17.000 ölü bırakmış, gerisi esir edilmiştir.
Hunyadi Janoş son olarak Fatih’in 6. Sefer-i Hümayunu olan 3. Sırbistan Seferi’nde, Belgrad’ın Osmanlılar tarafından ikinci defa muhasara edilmesi sırasında ortaya çıkacaktır. 13 Haziran-22 Temmuz 1456 tarihleri arasındaki bu muhasarada Fatih’in alnından ve dizinden iki önemli yara alması şehrin ele geçirilmesine engel olmuştur. İki taraf da mühim zayiat vermiştir. Ancak Hunyadi Janos ve Papa’nın temsilcisi Giovanni di Capistrano çok ağır yaralanmışlar ve birkaç ay sonra ölmüşlerdir.
Belgrad ise ancak 65 sene sonra Kanunî’nin 1. Sefer-i Hümayunu’nda 1521’de fethedilmiş ve 346 yıl Osmanlı hâkimiyetinde kalmıştır. Bu bölümü bilerek uzun tuttum ki uzun Osmanlı tarihinde her girişilen savaşın kazanılmadığı, ama eninde sonunda amaca ulaşıldığı iyice anlaşılsın.
“Turkofagos”
I. Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında katliamcı Yunan çeteleri kendilerini “Türk yiyici” manasına gelen bu ifade ile tanımlıyordu. Özellikle Trakya’daki Müslüman Türklerin yok edilme idealini sembolize eden bu ibare Yunanca “Turko” ve “fagos” kelimelerinden meydana gelmiştir. Benzer şekilde “sargofagos”.et yiyen, “hortofagos” ot, yeşillik yiyen manasındadır.
Bu ifade ayrıca 1821’den itibaren Osmanlılarla savaşan Yunan isyancılardan Nikitas Stamatelopoulos’a lakap olarak verilmiştir. Tripoliçe katliamı başta olmak üzere binlerce Türk’ün öldürülmesinde rol oynamıştır. 23 Eylül 1821 günü bu şehirde, pek çok tarihçiye göre 10.000 sivil, kadın erkek ayrılmadan katledildi. 8.000 de Osmanlı askeri şehit edildi.
Bu durumda Yeni Zelanda katliamcısının neden Turkofagos Nikitaras’ı örnek aldığını anlayabiliyoruz.
“Crab Rave”
Teröristin bu silahta namlunun altına yazdığı ve “Çılgın Yengeç Partisi” manasına gelen bu ibare, meşhur bir internet oyununun adı olduğu gibi sahne adı Noisestorm olan İrlandalı bir DJ ve müzik yapımcısı Eoin O’Broin’ın en tanınan şarkısıdır.
Bu silahın üzerinde de yazılı olan “Tours 732” ve “Charles Martel” ibarelerini ilk bölümde anlatmıştım. Kabzanın altında belli belirsiz görülen Malta 1565”, tetiğin üst tarafındaki “Lepanto 1571” ve ön kabzadaki “Vienna 1683” ibarelerini sonraki bölümlerde anlatacağım.