İnsanlar neden sürekli eleştirdikleri bir kurum olan siyaseti yapıp, siyasetçi oluyorlar? Aslında cevabı çok basit, biz zaten sürekli siyaset yapan bir milletiz. Hiçbir şey bilmeden her konudan anladığımız için, evden sokağa, pazardan kahvehaneye kadar her yerde siyaset yapıyoruz. Bir fikir sahibi olmakla, siyaset sahibi de olacağımızı sanıyoruz. Bu nedenle de kavramlarla değil, başlık ve sloganlarla yaşamı düzenlemeye çalışıyoruz.

Fikri ideoloji açısından sağlaşmış ama sol olduğunu söyleyen bir muhalefet partimiz var CHP. Solun evrensel ilkelerinden gittikçe uzaklaştığının farkında değil ve bu nedenle de bir türlü kendisinden beklenen sol politikaları gerçekleştiremiyor. İnsanlar neden sürekli eleştirdikleri bir kurum olan siyaseti yapıp, siyasetçi oluyorlar.Aslında cevabı çok basit, biz zaten sürekli siyaset yapan bir milletiz. Hiçbir şey bilmeden her konudan anladığımız için, evden sokağa, pazardan kahvehaneye kadar her yerde siyaset yapıyoruz. Bir fikir sahibi olmakla, siyaset sahibi de olacağımızı sanıyoruz. Bu nedenle de kavramlarla değil, başlık ve sloganlarla yaşamı düzenlemeye çalışıyoruz.

 
Parti tüzüğünün biraz gerisinde milliyetçi söylem ve politikalara imza atan  bir başka muhalefet partimiz var MHP. Sürekli ilkesizlikle ve başı sıkıştıkça iktidara destek vermekle suçlanıyor, böylece iktidar partisinden bunalan muhafazakar seçmenin oylarına talip olarak, kendinden beklenilen politikaları istenildiği gibi hayata geçiremiyor.
 
Bir türlü kendi bahsettiği politikalarla senkronize olamayan bir iktidar partimiz var Ak Parti. Muhafazakardeğerlere sahip çıkacağım derken gittikçe liberalleşen bir politika izliyor. Bunu muhafazakar ataklar yaparak kapatmaya çalışıyor. Hatta bazen sol partilerin bile cesaret edemediği adımları atarak, ilkesizlikle suçlanıyor.
 
Politikayı oluşturması gereken ana kaynak partiler böyle olunca, halkın kafası daha da karışıyor. Sakın geçen hafta bahsettiğim, insanların şu parti demeden, şunun partisi demesinin nedeni de bu olmasın? Fikir ve ideoloji açısından durum bu olunca, insanlarda kimin ne yapacağından çok, eve nasıl ekmek götüreceğim, bu devam edecek mi diye düşünüyorlar.
 
Politika yada siyaset adı üstünde, yönetime gelince yapılacak şeyleri ve bunun için izlenecek yolları ifade ederken, bizim ülkemizde hiçbir siyasetçi, halktan oy istediği ve yapacağına söz verdiği, bunu programıyla deklare ettiği şekilde davranmıyor. Siyaset ilkesiz ve omursuz bir organizma gibi görülüp, sürekli eleştiriliyor. Siyaset bir yerlere gelip, güçlü görünmek ve güçlü bir kişi olarak algılanmak için yapılıyor. İlkeler için değil.
 
İçinde bulunduğumuz siyaset dünyasında bunlar oluyor. Partiler kendilerine vücut veren program ve ilkeleriyle değil, bazen iddia ettiğinin tam tersi davranan liderler etrafında dönüyor. Kadrolarda buna ayak uydurmayı siyaset zannederek davranıyor. Böylece siyasete olumsuz bakıp eleştirilirken, siyasetçi oy için her şeyi yapacak kişi olarak görülüyor. Siyaset açık ve temiz olmadığı için, ülkemizde bir türlü temizlenemiyor.