Bu hafta sizlerle siyaset dışında ne konuşabilirim diye biraz araştırdım. Düşündüm, çabaladım. Fakat bir şey bulamadım. Farkında mısınız, her şey ve her konu o kadar siyasileştirilmiş durumdaki, dokunduğunuz anda eliniz siyasete bulaşıyor.
Bütün şehirlerde seçimler öncesi durum malum. Ekonomi deseniz hakeza öyle. Spor deseniz kendi kazanında kaynıyor. Gençlik deseniz bu günlerde tüm ülkemizde genç olmak, en zor şey. Balık deseniz, dağ deseniz, dere deseniz hep aynı şey. Siyasete girmeden hiçbir konuyu konuşamaz, tartışamaz duruma geldik vesselam.
Sayın siyasetçilerimiz her ne kadar biz kimin yaşam alanına karışıyoruz, kime müdahale ediyoruz dese de, zaten siyaset her konuda içimize işlemiş, çocuğumuza neyi nasıl öğretip, yaşatacağımıza kadar evlerimize girmiş durumda. Her gece yatak odamızda geziyor. Üçü tamamlamak için, millet olarak performans yakalamaya çalışıyoruz.
Çarşıda pazarda fiyatlar almış başını gidiyor, gıda maddelerinin, sebze ve meyvenin fiyatları ortada. Geçen seneyle mukayese bile edilemiyor. Mesela Ordu'nun milli ürünü fındık,bu sene geçen seneye bakınca biraz para etmiş. Hani ortada bir şey yok.
Hoca’nın ciğeri yiyen kedi meselinde olduğu gibi bakıp, düşünüyoruz. Kedi buysa ciğer nerde, ciğer buysa kedi nerede diye. Yaşadıklarımızla, yaşadığımızı söylenen şeyler arasında ki fark büyümeye, makas açılmaya başladı. Sanki bir rüya alemindeyiz gibi. Bunu düşününce de uyanmak ürkütüyor beni. Biliyorsunuz bu durumda iki şekilde uyanılıyor. Güzelse sakin ve rahatlamış olarak, değilse kabusun devamı uyandıktan sonra da devam ediyor.
Kışın son günleri yaşanıyor, bahar geldi gelecek. Ama bu bahardan sonra yaz ne zaman gelecek? Memleket üşürken, siyaset ısınacak. Önce yerel seçimler ardından Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında da genel seçimler derken siyaset kazanı fokurdadıkça biz donacağız gibi görünüyor. On senedir gördüğümüz rüya, kabusa dönüyor.
Yine muhabbet edemedik, siyaset yaptık.
Ne derler? Hayırlara olsun.
