RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA
Başarılı yazar Ümit Gür ile yazın hayatına ve “Emanet Sancı” adlı kitabına dair konuştuk. Keyifli sohbetimiz sizlerle…
Öncelikle sizi tanımak isteriz. Ümit Gür kimdir?
İstanbul Kadıköy doğumluyum.
Yazın hayatınız nasıl başladı? Size öncülük etmiş isimler var mı?
Yıllar önce kurduğum bir hayalimdi kitap yazmak. Yaşanmışlıkları ve kendimce kurguladığım öyküleri satırlarda okuyucularımla buluşturmaktı. ‘Yazar’ sıfatı belki biraz ağır gelebilir. Sonuçta yazmak isteğim şiirlerimi derleyerek kitap haline getirdim. Gayem, yazarken karşı tarafa ince bir mesaj vererek duygularımı temaşe etmekti. “Emanet Sancı” adlı ikinci eserimi okurlarıma bir şeyleri anlatabilmek için şiir ve öyküyle süsleyerek, biraz da betimleme yaparak yazdım. Dalkavukluktan çok toplumdaki sancıları, biriken hasret duygularını yoğunlaştırarak öyküyle süsledim. Evet, herkes yazabilir; ama herkes, o mistik duyguyu yansıtamayabilir.
Yazarken nelerden esinlenirsiniz? Örnek aldığınız yazar veya şairler var mı?
Yazarken daha çok şiirsel öyküleme yaptım aslında. Gerçekten ilham aldığım yazarlar; beni etkileyen, kalemi bozkırın edasıyla yazılmış büyük ustalardır. Hüseyin Nihal Atsız, Sezai Karakoç ve Abdurrahim Karakoç gibi yazar ve şairler, yazmamda büyük rol oynadılar.
Geçtiğimiz aylarda okurlarla buluşan “Emanet Sancı” adlı kitabınızdan bahseder misiniz? Bu kitabı neden yazdınız?
Okudukça şunu öğrendim; aslında her kitap, bir dünya. Kurdukları dünyayı nasıl şekillendirdiklerini gördüm.
“Emanet Sancı” okurlara hangi mesajları vermeyi amaçlıyor?
Yazarken fikirlerim, gökyüzündeki yıldızlar gibi çokçaydı; lâkin kayan bir yıldıza takılmamalıydım. Gökyüzü, milyonlarca yıldızla beraber benimdi.
Kitabın ismi nereden geliyor?
Yazmak, aslında kendini bulma sanatının ta kendisiydi. Biraz yokuşlu olsa da ilk yokuşta hemen tıkanıp kalmamalıydım.
Sizce kitap, beklenen başarıya ulaşacak mı?
Yakın bir süre sonra ikinci baskıya geçileceğine inanıyorum; çünkü kitap, kurgudan çok gerçekleri yansıtıyor.
Kitabınıza bir okur gözüyle nasıl bir yorum yaparsınız?
Kitaplarıma bir okuyucu gözüyle bakacak olursam bir çıraktan farkım olmadığını; lâkin daha çok çabayla daha güzel noktalara geleceğimden emin adımlarla yürümeyi kendime şiar ettiğimi söyleyebilirim.
Hazırlık aşamasında olan yeni bir eseriniz var mı?
Hali hazırda “Muallime” adlı bir kitabım bulunuyor. Kitaba dair şunları söyleyebilirim: Vatansever bir öğretmenin bozkır kadar geniş olan kalbini ve verdiği çabanın ne kadar kutsal bir şey olduğunu satırlarıma işledim.
Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?
“Gizli Mektuplar” adlı ilk kitabımda yazdığım mektupları şiirsel bir hal ile işledim. “Emanet Sancı” adlı ikinci kitabımda ise isminden mütevellit hiçbir sancının kalıcı olmadığını, hepsinin birer emanet olduğunu, vakti gelenin nasıl gittiğini yoğun duygularla ve kurgulu bir anlatımla ifade etmeye çalıştım. Hayat, bir merdiven gibidir. Her basamak, seni biraz daha yükseltse de seni biraz daha olgunlaştıracaktır. Sonuçta bu olay, ham bir meyveye benzer. Seni olgunlaştıran zamanı en güzel şekilde kullanmayı bileceksin. Bileceksin ki bu uğurda attığın her adımın ne kadar kutsal olduğunu anlayacaksın. Son olarak gazetenizin okurlarınıza şunları söylemek isterim: Gerçek serüven, yazmaya başladığınız zaman tüm hüneriyle ortaya çakacaktır.