ABD Ulusal Mucitler Akademisi (NAI) tarafından dünyanın dört bir yanından seçilen 168 akademik mucit arasında çalışmalarına ABD’de devam eden 3 Türk de yer aldı. NAI, yaşam kalitesi, ekonomik gelişme ve toplumun refahı üzerine olağanüstü buluşlar gerçekleştiren yılın akademisyenlerini açıkladı.

Georgetown Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Aykut Üren, California Üniversitesi Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mihri Özkan ve Massachusetts Hastanesi Harris Ortopedi Laboratuvarı Yardımcı Direktörü Doç. Dr. Ebru Oral, araştırmaları nedeniyle NAI 2019 akademisyenler listesine seçildi.
Güney Florida Üniversitesi tarafından 2009 yılında kurulan NAI, her yıl dünya çapında inovasyon konusunda öne çıkan akademik mucitleri seçerek onurlandırıyor.
NAI’nin internet sitesinde, NAI üyelerinin şimdiye kadar 41 bin 500'den fazla patente sahip olduğu, bunların da 11 binden fazla lisanslı teknoloji ve şirkete, 36 milyondan fazla da istihdama neden olduğu belirtiliyor. Bunlar üzerinden de şimdiye kadar toplam 1,6 trilyon dolarlık gelir elde edildiği vurgulanıyor.
Georgetown Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Aykut Üren  ile röportajın satır başları....

Röportaj: Anıl Sural
Fotoğraf: Rona Doğan
Önce Vatan Gazetesi Washingto DC


Öncelikle tebrik ederiz. Tüm dünyadaki bilim insanları arasında en başarılı ‘mucitler’ listesine girdiniz. Bu listeden bahsedebilir misiniz?
Ödülü verenler mucitlerin buluşlarına patent aldıkları ABD Ulusal Mucitler Akademisi. Bu kuruma her sene değişik üniversitelerden adaylar gönderilir. Bilime yaptıkları katkılar, aldıkları patentler ve yayınladıkları makaleler gibi farklı kriterleri göz önünde bulundurarak seçiyorlar. Bilimin tüm alanlarını kapsayan 168 kişiyi seçtiler. Benim 14 patentim var ve hepsi birbiriyle alakalı. Çocuklarda ve gençlerde görülen kemik ve kas kanseri üzerine çalışıyoruz.

Listeye girdiğinizi görünce ne hissettiniz?
Yaptığınız çalışmaların başka birisi tarafından objektif olarak değerlendirilip kıymetinin bilinmesi sevindirici, gurur verici bir şey. Tüm laboratuvar olarak yayınladığımız yayınlarda ekip olarak çalışıyoruz ve bu başarıda herkesin katkısı var. Grup olarak yaptığımız çalışmaların ve aldığımız patentlerin böyle bir değer verilmesine sevindik.

Listede toplam 3 Türk bilim insanı bulunuyor. Sizin dışınızda California Üniversitesi Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mihri Özkan ve Massachusetts Hastanesi Harris Ortopedi Laboratuvarı Yardımcı Direktörü Doç. Dr. Ebru Oral ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Ben de listeyi gördüğüm zaman Türkiye’den gelen arkadaşlarımızın da olması gözümden kaçmadı. Ben de onlarla gurur duydum. Ülkemizi bu şekilde temsil etmemiz beni de memnun etti. Umarım Türkiye’de bilime yatkın olan, bilim insanı olmak isteyen genç arkadaşlarıma bir umut olur, yol gösterir. Yılmadan, korkmadan çalışmalarına ilham kaynağı olur diye umuyoruz.

Aykut Hocam sizin ABD yolculuğunuz nasıl başladı?
Araştırma kariyerime Ankara Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tıp öğrencisi olarak başladım. Ve ABD’ye yazları araştırma yapmak için milli kanser enstitüsüne geliyordum. Tıp eğitimi sırasında, temel bilimi klinik problemlere nasıl uygulayacağını öğrenmek ve çalışmak için yurtdışında birkaç fırsatı yakaladım. Okulu bitirince Daha sonra iki yıl süreyle Baltimore, Maryland'deki University of Pediatrik Hematoloji ve Onkoloji Bölümünde çalıştı. 2002 yılında Washington DC'deki Georgetown Üniversitesi'nde Yardımcı Doçent olarak Lombardi Kapsamlı Kanser Merkezine katıldım. 25 senedir buradayım ve kanser araştırmalaır yapmaya devam ediyorum. Buradaki imkanlar araştırma yapmak istediğim konularda uygun olduğu için geldim ve sonucu da hayırlı oldu diye tahmin ediyorum.

Georgetown Üniversitesi’nden çalışmaktan memnun musunuz?
Georgetown buranın en eski üniversitelerinden birisi. Kuruluşundan bu yana 250 sene geçmiş ve köklü bir geleneği var. Saygın üniversitelerden birisi. O yüzden buraya gelen öğrenciler de gerçekten çok kaliteli oluyor.  Hem laboratuarındaki hem de ders verdiğim öğrenciler çok kaliteli öğrenciler, sürekli sizi sorguluyor ve daha iyi olmanızı sağlıyor. Böyle bir ortamda çalışmaktan memnunum. Burada tamamen akademik özgürlük de var. İstediğiniz konuda istediğiniz gibi çalışabiliyorsunuz. Üniversitenin size bir baskısı yok. Onların sizden beklediği üretken olmanız. Yeni bir şeyler buluyorsanız, yeni bir yayınlar yapıyorsanız, patentlerinizi alıyorsanız üniversite sizin arkanızda. Öyle geniş bilimsel ortamda kanser araştırması yapmak haz verici. O yüzden bu ortamdan memnunum.

Sizin üniversitede bulunan laboratuarınızda neler yapıyorsunuz?
Laboratuarda aktif projelerden bazıları Ewing's Sarcoma'da EWS-FLI1 ve CD99'a yönelik hedefli tedavilerin, prostat kanserinde ERG, osteosarkomda ezrin ve rabdomiyosarkomda Pax3-Foxo1'in gelişimini araştırıyoruz. Georgetown Üniversitesi'nde yüzey plazmon rezonans teknolojisi sağlayan bir çekirdek tesisi işletiyor (Biacore 4000 ve Biacore T200). Golden Apple ve Golden Orchard da dahil olmak üzere birçok öğretim ödülü alan ve tıp öğrencilerine brüt anatomisini mezun etmek için tümör biyolojisi öğretiyoruz.

ABD’deki üniversiteler sizin hibe bulmanızı bekliyorlar, bu baskı oluşturuyor mu?ABD’deki üniversitelerde her işin başı para. Araştırma yapabilmek çok pahalı bir iş ve onun parasının tamamını benim bulmam gerekiyor. Üniversite benim laboratuarımda yapılacak araştırma için ya da laboratuarda çalışacak arkadaşların maaşları için para vermez. Onu benim proje yapıp grant (hibe) almam gerekiyor. O da çok rekabetçi bir iş. Bizim para kaynağımızın başında federal hükümetten gelen Amerikan Kanser Enstittüsü var. Oraya başvuranların sadece yüzde 7’si para alabiliyor yani yüzde 93’ü eleniyor. Bu da çok riskli bir iş. Çok güzel bir proje yazabilirsiniz ama çoğunluğu eleniyor. Bazen para alamadığınız oluyor. Hepimiz bu işe bilerek girdik. Keşke bilime daha çok yatırım olsa da araştırma yapabilsek, buranın da kötü yanı o.

Bilim ile uğraşan gençlere mesajınız nedir?
Hiçbir zaman yılmasınlar. Birisi size bu imkansız yapamazsınız dediğinde oturup ona üzülüp karamsarlığa kapılmasınlar. Ne olursa olsun eğer karar verirlerse ve çok çalışırlarsa her şeyi başarabilirler. Umarım bu üç kişinin örnekleri de onlara ilham olur ve yılmadan amaçlarına yönelik çalışmalarını yaparlar. Sonuç olarak çalışarak herşeyi başarabilirler, kimsenin onlara bir şeyi yapamayacağını söylemesine izin vermesinler, isterlerse yaparlar.

ABD’deki Türklere neler söylemek istersiniz?
Hepimiz buraya bir şekilde geldik. Kendi alanımızda ilerlemeye çalışıyoruz ama yaptığımız başarılar biz istesek de istemesek de Türkiye’de büyük etkileri oluyor. Herkes bundan gurur duyuyor. Yaptığınız işleri bunun bilinciyle, onun sorumluluğuyla yapmalı ve büyük ülkenin (Türkiye) arkamızda olduğunu hatırlamamız gerekiyor.

Aykut Üren kimdir?
Aykut Üren, araştırma kariyerine Ankara Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tıp öğrencisi olarak başladı. Tıp eğitimi sırasında, temel bilimi klinik problemlere nasıl uygulayacağını öğrenmek ve çalışmak için yurtdışında birkaç fırsat yakaladı.
İtalya'daki Padova Üniversitesi'nde (1990) Dr. Giovanni Biasi ile (1990) ve ABD'nin Bethesda, Maryland eyaletindeki Ulusal Kanser Enstitüsü'nün (1991) ABD'deki (ABD) Ulusal Kanser Enstitüsü'ndeki Hücresel ve Moleküler Biyoloji Laboratuarında Dr. Stuart Aaronson ile özel bir gönüllü olarak 1993 yılına kadar çalıştı.
1994 yılında Hacettepe Üniversitesi'nden Tıp Doktoru derecesini aldı ve beş yıl boyunca doktora sonrası araştırmacı olarak çalıştığı Ulusal Kanser Enstitüsünde Hücresel ve Moleküler Biyoloji Laboratuvarı'na katıldı.
Daha sonra iki yıl süreyle Baltimore, Maryland'deki University of Pediatrik Hematoloji ve Onkoloji Bölümünde çalıştı. 2002 yılında Washington DC'deki Georgetown Üniversitesi'nde Yardımcı Doçent olarak Lombardi Kapsamlı Kanser Merkezine katıldı. 2010 yılında görev süresi ile Doçent, 2015 yılında da tam profesörlüğe terfi etti. İlk ataması Onkoloji Bölümünde ve ikinci ataması Biyokimya ve Moleküler ve Hücresel Biyoloji Bölümündedir.
Araştırmaları, malign dönüşümün moleküler mekanizmaları üzerine odaklanmaktadır. Laboratuarındaki aktif projelerden bazıları Ewing's Sarcoma'da EWS-FLI1 ve CD99'a yönelik hedefli tedavilerin, prostat kanserinde ERG, osteosarkomda ezrin ve rabdomiyosarkomda Pax3-Foxo1'in gelişimini araştırmaktır.
Ayrıca Georgetown Üniversitesi'nde yüzey plazmon rezonans teknolojisi sağlayan bir çekirdek tesisi işletiyor (Biacore 4000 ve Biacore T200). Golden Apple ve Golden Orchard da dahil olmak üzere birçok öğretim ödülü alan ve tıp öğrencilerine brüt anatomisini mezun etmek için tümör biyolojisi öğretiyor.
Ulusal Sağlık Enstitüleri, Amerikan Kanser Derneği, Savunma Bakanlığı ve Avrupa Komisyonu'ndan hibe başvurularını değerlendirmek için çalışma bölümlerinde görev almaktadır. Ayrıca, Kanser Araştırmaları, Klinik Kanser Araştırmaları, FASEB Dergisi, Biyolojik Kimya Dergisi, Klinik Araştırmalar Dergisi, Moleküler ve Hücresel Biyoloji ve Onkogen dahil olmak üzere iki düzineden fazla uluslararası akran incelemesi dergisinde ed-hoc olarak çalışmaktadır.
Eğitim: Hacettepe Üniversitesi - MD Uzmanlık / Klinik Alanlar Moleküler Onkoloji
Ruhsat ve Sertifikalar ECFMG Kasım 1997 - Ekim 2004
Profesyonel üyelikler üye: Bağ Dokusu Onkoloji Derneği Ocak  2007 - Şu Anda Aktif üye Amerikan Kanser Araştırmaları Birliği Ocak  1998 - Şu Anda üye Amerikan Bilimin Gelişimi Derneği Ocak  1998 - Şu Anda
Aykut Üner'in şimdiye kadar 14 patentli buluşu ve 110'dan fazla yayınlanmış bilimsel makalesi bulunuyor.