Amerika Birleşik Devletleri'nde 2. Trump Dönemi!
2024 ABD başkanlık seçimleri, kamuoyu yoklamalarında uzun süre başa baş olarak görülse de, Donald Trump'ın rakibi Kamala Harris karşısında açık ara kazandığı bir zaferle sonuçlandı. Bu zafer, hem seçmenler hem de analizciler için bir sürpriz olarak değerlendirildi. Trump'ın başarısı, kampanyasının güçlü mesajlar, ekonomi vurgusu ve güvenlik politikaları üzerine kurulu stratejik bir temele dayanıyordu. Özellikle ülkenin kırsal bölgeleri ve ekonomik olarak zorlanan kesimlerinde yoğun bir destek bulması, zaferinde etkili oldu.
Seçim öncesinde, Kamala Harris’in demokratik birliği sağlama ve daha kapsayıcı bir politika izleme hedefleri ön planda olsa da, Trump'ın ekonomik vaatleri ve milliyetçi söylemi seçmenleri kendisine çekmede daha etkili oldu. Trump, seçmenlerin geçmiş dönemine yönelik güvenini tazeleyerek, ABD'nin küresel arenadaki konumunu güçlendirme sözünü yineledi. Kampanyasının güçlü medya varlığı ve sosyal medya kullanımı da bu zaferi destekleyen unsurlar arasında yer aldı.
Seçim gecesi sonuçlar açıklanmaya başladıkça, Harris’in destekçileri büyük şehirlerden bekledikleri oy oranlarını yakalayamayınca zafer Trump'ın oldu. Bu seçim, ABD siyasetinde önemli bir kırılma noktası olarak değerlendiriliyor ve Trump'ın ikinci dönem başkanlığının ülkeye nasıl bir yön çizeceği merakla bekleniyor.
Donald Trump, 2024 başkanlık seçimlerinde rakibi Kamala Harris'e karşı belirgin bir zafer elde ederek ikinci kez ABD Başkanı seçildi. Bu başarının ardında birkaç temel faktör bulunmaktadır:
- Stratejik Kampanya: Trump, kampanyasında ekonomi, göç ve ulusal güvenlik konularına odaklanarak seçmenlerin endişelerine hitap etti. Özellikle kırsal bölgelerde ve ekonomik zorluk yaşayan kesimlerde yoğun destek buldu. Ayrıca, sosyal medya ve alternatif medya platformlarını etkin kullanarak mesajlarını geniş kitlelere ulaştırdı.
- Demografik Destek: Trump, geleneksel Cumhuriyetçi tabanının ötesine geçerek bazı demografik gruplarda destek kazandı. Özellikle Latin ve siyah seçmenler arasında önceki seçimlere göre daha yüksek oy oranlarına ulaştı. Bu durum, Demokrat Parti'nin bu gruplardaki desteğinin azalmasına yol açtı.
- Ekonomik Vaatler: Trump, ekonomik büyümeyi teşvik edecek politikalar ve vergi indirimleri vaat ederek iş dünyası ve çalışan kesimler arasında güven kazandı. Özellikle pandemi sonrası ekonomik toparlanma sürecinde bu vaatler seçmenler tarafından olumlu karşılandı.
- Rakip Zayıflığı: Kamala Harris'in kampanyası, bazı seçmenler tarafından yeterince güçlü bulunmadı. Ayrıca, Demokrat Parti içindeki bölünmeler ve bazı politikaların eleştirilmesi, Trump'ın avantajına oldu.
- Medya ve İletişim Stratejisi: Trump, geleneksel medyanın yanı sıra alternatif medya kanallarını ve sosyal medya platformlarını etkin kullanarak geniş kitlelere ulaştı. Bu sayede, mesajlarını doğrudan seçmenlere ileterek destek tabanını genişletti. Elon Musk’ın sahibi oldu eski Twitter yeni X’ten büyük destek geldi.
Bu faktörlerin birleşimi, Trump'ın 2024 seçimlerinde belirgin bir zafer elde etmesine katkı sağladı. Seçim sonuçları, ABD siyasetinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilmektedir.
Seçim sonuçları ne anlama geliyor?
ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump, New York'taki ünlü Madison Square Garden’da gerçekleştirdiği mitingde, "en güçlü ekonomi, en güvenli sınırlar ve en güvenli şehirler" vaadiyle heyecan dolu bir konuşma yapmıştı.
Trump, konuşmasında "içerideki düşman" olarak nitelendirdiği rakiplerine yüklendi ve Başkan Yardımcısı Harris için "düşük IQ'lu" ve "kötü bir insan" ifadesini kullandı. Kalabalığa hitap eden Trump, "Joe [Biden] veya Kamala [Harris]'ten daha büyük ve güçlü bir rakibe karşı mücadele ediyoruz; bu, günümüz Demokrat Partisi’ni yöneten vahşi ve radikal sol bir makinedir," dedi.
Trump'ın ekonomi ve göç konularındaki vaatleri, birçok Amerikalı seçmende yankı bulurken, Harris’in birlik çağrısı ve Trump’ın "intikam peşindeki küçük bir tiran" olduğu uyarısı daha az ilgi gördü. Göç konusundaki sert söylemini daha da ileri götüren Trump, göçmenlerin ülkenin sağlığını bozduğunu öne sürdü ve Venezuelalı bir sokak çetesinin Amerika’yı ele geçirdiğini iddia etti.
Seçim sonuçları, Amerikalıların Trump'ın söylemlerini daha az önemseyip değişim istediğini ortaya koyarken, anketler Harris'in Biden yönetimiyle özdeşleştiği için değişim arayışını karşılayamadığını gösterdi. Biden yönetiminin kontrol edemediği enflasyonun Harris'in düşüşünde önemli bir rol oynadığını savunan birçok uzman, fiyatların Trump dönemine göre yüksek kalmaya devam ettiğine dikkat çekti.
Trump, 2016'daki seçimlerde olduğu gibi bu dönemde de özellikle işçi sınıfı beyaz erkek seçmenleri etkisi altına alırken, çıkış anketleri Latin ve Siyah erkek seçmenlerin de Demokratlardan uzaklaştığını ortaya koydu. Sonuç olarak, Trump’ın başarısı eski bir siyasi gerçeğe dayanıyor olabilir: "Ekonomi her şeydir, aptal."
Cumhuriyetçi anketör Jon McHenry, "Başkan Trump’ın zaferi, halkın cebine oy vermeyi tercih ettiğini gösteriyor," dedi. "Demokrasi eleştirilerinin abartılı olduğunu düşünüp ceplerine oy vermeyi daha önemli buluyorlar."
Biden, Trump destekçilerini "çöp" demişti
Trump, Biden yönetimi döneminde artan sınır geçişlerinden de faydalandı. Sadece Cumhuriyetçilerin değil, bazı Demokrat valilerin de Biden yönetiminin sınır politikalarını eleştirmesi, Trump’ın elini güçlendirdi. Bazıları, eski Temsilci Liz Cheney gibi önemli figürlerin Cumhuriyetçi Parti’den ayrılmasının Trump’ın zayıflamasına neden olabileceğini düşündü. Ancak Harris, Trump’a karşı oy toplamanın ötesinde ülkenin geleceği hakkında net bir vizyon sunmakta zorlandı.
"Donald Trump, Amerikan halkını bölerek ve korkutarak on yıl geçirdi. Ama Amerika bu değil," diyen Harris, Beyaz Saray önünde dikkat çeken bir konuşma yaptı. Ancak Biden, Trump destekçilerini "çöp" olarak nitelendirdiğinde, birlik mesajını baltalamış oldu.
Trump, Wisconsin’deki mitinginde destekçilerine turuncu yansıtıcı bir yelek giyerek hitap etti ve Biden’ın açıklamalarına gönderme yaparak öfkeyi körükledi. Skandallarından kaçmak yerine, hukuki sorunlarını kampanyasının bir parçası olarak kullanan Trump, "sistemin hileli" olduğunu ve muhafazakarlara karşı özellikle düşmanca davrandığını savundu.
Trump, mitinglerde kendine özgü, kışkırtıcı konuşmalar yapmaktan büyük keyif aldığını belirterek, "Dikkatli mi olmalıyım yoksa insanları eğlendirmeli miyim? Genelde eğlenceyi seçiyorum ve sonra kendim de eğleniyorum," ifadelerini kullanmıştı.
Donald Trump’ın önceki dönemindeki gibi mi olacağını, yoksa farklı bir yaklaşım mı sergileyeceğini zamanla göreceğiz. Görünüşe göre Elon Musk sık sık Beyaz Saray’da olacak ve bizi hareketli bir dört yıl bekliyor…