Teknolojik gerilememiz, Avrupa’ya ayak uyduramamamız, ticareti küçümseyip sadece bürokrat yetiştirme çabalarımız Osmanlı’nın sonunu hazırlamıştır.

Osmanlı, çok uluslu bir İmparatorluktu, milli devlet olursa, daha başarılı olacağımız var sayıldı!

Bu yüzyılda, ırk birliği üzerine bir devlet düşünmek, olmayacak bir hayalden ibarettir.

Din birliğini de öne çıkarmak, ilaç ve çözüm değildir.

Osmanlı’ya isyanlar önce Avrupa kısmında başladı ama Müslüman olmasına rağmen 1800 yılından itibaren Kürtler de isyana başladı ve ayrılma mücadelelerini halâ sürdürüyorlar.

“Osmanlı şeriattan ayrıldı!...” gerekçesiyle Suudiler’in ayaklanması, isyanı olayın başka bir boyutu. Sadece Müslüman olmak da, ulusları bir devlet çatısı altında tutmak için yeterli gözükmemektedir.

Hıristiyan kültüründe olmalarına rağmen, aralarında mezhepsel farklılıklar da olan Avrupa ülkeleri, ortak çıkarları doğrultusunda yüz yıllık savaş ve küslüklerini de unutarak ekonomik bir birliktelik oluşturabilmişlerdir.

Bir dönem dünyanın ikinci süper gücü olan Rusya ve 3-5 yıl içinde dünyanın ekonomi liderliğine yürüyen Çin bile, bölgelerinde ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ’nü kurma gereğini hissetmişlerdir.

Şanghay İşbirliği 1996 yılında Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan arasında kurulmuştur. 2001 yılında Özbekistan’ın da katılmasiyle üye sayısı 6’ya çıkmıştır.

Tarihimizin ve geçmişimizin, büyük deneyimlerini değerlendirebilmiş olsaydık, ne Avrupa Birliği’ne yamanmak ne de Şanghay Örgütü’ne üye olabilmek için, alenen talepte bulunurduk!

Büyük bir imparatorluğun varisi olarak, böyle bir işbirliği örgütünü Orta Doğu’da biz kurardık!...

Özal zamanında kurulan Karadeniz İşbirliği Teşkilatı, zaman içinde maalesef işlevsiz bir hale dönüştürülmüştür.

Kurtuluş Savaşımızdan sonra, İngiliz sömürgesi altındaki Suriye, Atatürk’e başvurarak, “Federasyon şeklinde size katılmak istiyoruz” der...

Atatürk, Suriye’lilere, “İstiklalinizi kazanın, gelin ondan sonra bu konuyu konuşalım” der.

SADABAT PAKTI

Atatürk henüz hayatta iken 1937’de SADABAT PAKTI’nı kurdu. Bu birliğe Türkiye, İran, Irak ve Afganistan katılmıştı. 8 Temmuz 1937’de İran’da, Tahran’da Sadabat Sarayı’nda imzalanan dörtlü saldırmazlık paktıydı.

İran’da Humeyni rejimi işbaşına gelince 1979’da İran’ın ayrılmasiyle pakt sona ermişti.

BALKAN PAKTI

Atatürk’ün öncülük ettiği işbirliği anlaşmasıdır. 9 Şubat 1934’te Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya arasında kurulmuştur.

2. Dünya Savaşı’ndan sonra Balkan Paktı dağılmıştır.

BAĞDAT PAKTI

Türkiye, Irak, İngiltere, İran ve Pakistan arasında kurulan Ortak Savunma ve Bölgesel İşbirliği Teşkilatının 2 Nisan 1954’te ilk adımı atıldı. 24 Şubat 1955’te kuruluş tamamlandı. 21 Ağustos 1959’da Irak’ın çekilmesiyle, paktın adı CENTO olarak değiştirildi.

12 Mart 1979’da CENTO da dağıldı.

Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasından sonra, Atatürk ve arkadaşları, Türkiye’nin çevresini güvence altına alabilmek için, komşularla paktlar oluşturmuştur.

Ortadoğu’nun ve Türkiye’nin selameti için, mezhepsel farklılıkları bir kenara bırakarak, önce ekonomik, sonra da siyasi bir birliğe gidebilmek için, adı ne olursa önemli değil, ülkemizin ve çevremizin, barışa ve özgürlüğe kavuşabilmesi için, emperyalistlerin planları dışında, bize özgü bir yapılanmaya acilen gidilmelidir.

Tüm insanlığa, barış ve huzur dolu bir dünya temennisiyle...