Son birkaç aydır kitabıma yoğunlaştığımdan dolayı uzun süredir köşe yazamıyorum. Ama artık köşe yazmaya devam etmek ve sizlerle yeniden buluşmak ümidiyle kocaman bir Merhaba!

Geçtiğimiz günlerde New York’tan başarılı iş insanı ve Beşiktaş USA Başkanı Ferruh Zor ve başkan yardımcısı Talat Ulutaş Washington DC’ye geldi. Şehirde dolaşırken bir Meksika restoranına oturduk. Ben nerede olsam mutlaka ucu Türkiye’ye değen birilerine denk gelirim yine öyle oldu; bize bakan garson arkadaşımız Türk çıktı. Hâl böyle olunca sohbet de kaçınılmaz oldu. Garson arkadaşımız İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümü okurken Work and Travel programı ile Amerika’ya gelmiş. Geliş o geliş. Bölümü bırakıp Amerika'da kalmaya karar vermiş...

Bu durum elbette ne ilk ne de son. Özellikle son yıllarda öğrenci vizesiyle gelip Amerika'da kalanların sayısı oldukça arttı. Okuduğu bölüm dolayısıyla istediği takdirde yurtdışında çalışabilecek 'görece' daha iyi maaş alabileceği bir meslek seçen kardeşimiz de TL karşısında sürekli değer kazanan Dolar yüzünden artık umudunun daha çok Amerika’da olduğunu söylüyor

Genç arkadaşımız "aslında bölümü bitirip mezun olduğumda ortalama 5-6 bin Dolar maaşla işe başlayabiliyoruz ama ben Türkiye’ye dönmeye çekiniyorum" dedi. Şimdilerde garsonlukla Amerika’da 5 bin Dolara yakın para biriktirerek Türkiye’deki borçlarını ödediğini söyledi. Türkiye’de mühendis olmayı Amerika'da garsonluğa tercih ederim diyen gençlerin sayısı her geçen saniye artıyor...


‘Amerika’da ne iş olsa yaparım’

Dolar 16, Euro 18, Pound ise 21’yi geçti ve biliyorum ki bu satırları yazarken güncel değil bu rakamlar... İlkokul kitaplarında ilk kez tanışmıştım 'beyin göçü' tamlamasıyla. ‘Çok iyi yetişmiş meslek ve bilim adamları ile uzmanların, bir başka ülkeye yerleşip çalışmak amacıyla, kendi ülkelerini bırakıp gitmesi’ artık anlamını aştı…  'Ne iş olsa yaparım yeter ki Amerika'ya gideyim' diyen insanlarla dolu Türkiye. Sadece Amerika değil Avrupa için de aynı görüşe sahip gençler

Peki bu insanların beklentisi ne? Türkiye’deki stresten kaçmak ve daha iyi şartlarda yaşamak. Hangi mesleği icra ettiğinin bir önemi yok. Mühendis, avukat, doktor, profesör, şoför ‘ne iş olsa yaparım’ modunda Amerika’ya geliyorlar...


Meksika’dan kaçak girenler bile var

Şimdilerde yeni bir furya var: Amerika vizesi alamayan gençler Meksika’dan kaçak yollarla Amerika’nın yolunu tutuyor. 2020’de binlerce Türk genci Amerika’ya girebilmek için Türkiye’den Meksika’ya oradan da kaçak yollarla Amerika’ya geldi gelmeye de devam ediyor. Meksika sınırından geçip Amerika'daki kamplarda kalan birkaç kaynağım, son dönemde özellikle Ağrı ve Çorum'dan gelenlerin kamplarda çoğunlukta olduğunu söyledi. Ancak Amerika'ya kaçak yollarla giren kim olursa olsun burada vatandaş olamıyor. Vatandaş olmayanların Amerika'daki yaşamları da bir hayli zorlu olabiliyor...


Çorum’un Alaca ilçesinde genç kalmadı!

New Jersey’de yaşayan ve kendisiyle bir haber dolayısıyla tanıştığım İsmail Demirci Bey geçen gün dert yandı. "Anıl Bey bir Meksika furyası başlamış. 20 bin nüfuslu Alaca ilçesinden 1500’e yakın kişinin geldiğini söylüyorlar. İlçede genç kalmamış. Sürekli telefonum çalıyor. Gecenin bir yarısında arıyorlar. Bıktım! Yardımcı olmak isterim fakat yasa dışı kimse iş yapmasın, adımız çıkacak" diye içini döktü, rahatsızlığını dile getirdi. İsmail Bey gerçekten yardımsever bir beyefendi fakat onu bile çileden çıkarmışlar. Üstelik ekliyor ‘Bize gurbetçi de demeyin lütfen. Amerika’da yaşayan Alacalıların sayısı şu an Alacanın nüfusundan daha fazla. Eee şimdi kim gurbetçi?’ diyerek gelenlerin yasa dışı iş yapmamaları gerektiğini de haklı olarak vurguluyor...


ABD'yi tehdit olarak görenlerin oranı azaldı

Kadir Has Üniversitesi'nin her yıl hazırladığı Türk Dış Politikası Kamuoyu Algıları Araştırması raporunda her sene yüzde 90’lara yakın çıkan 'Amerika bizim için tehdit' sonucu son zamanlarda değişmiş görünüyor. Zira bu oran yüzde 54’lere kadar düşmüş.

Ve biliyorum ki aynı anketlerde Amerika’yı sevmediğini söyleyenlerin yüzde 80’i vizeler kalksa ilk iş çalışmaya Amerika'ya gelecek kişiler...


Türkiye'de mühendis vs. Amerika'da Uber şoförü

Son olarak yazımın başlığına gelelim… Üniversitesi dönemimde okulumuzun dekanı Prof. Dr. Suat Teker görev yaptığı Işık Üniversitesi'deki Girişimcilik ve İnovasyon dersine konuşmacı olarak çağırdı. Amerika mevzu bahis olunca birçok güzel soru geldi öğrenci arkadaşlarımdan. Birisi 'Türkiye'de mühendis olmak mı Amerika'da pizza dağıtmak mı?' sorusunu yöneltti. Ben de kendisine bunu yanıtladım...

Gerçekten de Türkiye’den Amerika furyası başladı. Yemek dağıtanlar ortalama ayda 4-5 bin Dolar, Uber, Lyft gibi taksi uygulamalarını yapanların bazıları 10 bin Dolara yakın para kazandıklarını söylüyor. Özellikle şu TL-Dolar kur'larındayken kulağa hoş gelen bu rakamlar kimseyi yanıltmasın Amerika’da ehliyet alabilmek ve bu işleri yapabilmek için bile sosyal güvenlik numaranızın olması gerekiyor. Yani siz siz olun yasal yollardan sapmayın…


“Beyin Göçü” olsun ama “Kalp Göçü” olmasın

Dr. Murat Kuzlu'nun sözü ile bitireyim bu yazımı...
"Bizler 'Bilim Çinde’de olsa ara bul', 'İlim, fen ve ihtisas nerede varsa, sanat nerede varsa gidip öğrenmeye mecburuz' sözlerini duyarak büyüyen çocuklarız. Beyin göçü olsun ama yeterki kalp göçü olmasın..."