Masalların sihrine ve gücüne inanan bir masal terapisti olarak en önemli değerin sevgi olduğuna inanıyorum. Çocuklara da sevgiyi aşılamamız gerektiğini savunuyorum. Eminim bu konuda hepimiz aynı düşüncelere ve duygulara sahibiz. Herkes iyilikten ve güzellikten, sevgiden yanaysa; bu sevgisiz toplum nasıl ortaya çıktı? Hangi ara kendimizden bu kadar uzaklaştık.

Mevlâna Celaleddin Rumi ne demişti?

Güneş gibi ol şefkatte, merhamette. Gece gibi ol ayıpları örtmekte. Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte. Ölü gibi ol öfkede, asabiyette. Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette. Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.
Öyle miyiz peki?

ŞEFKAT VE MERHAMET!
VİCDAN VE MASUMİYET!
EĞİTİM VE SAYGI!

Çocuklarımıza öyle çok iş düşüyor ki! Diyoruz sürekli. Hayır efendim! Çocuklarımıza gelene kadar bize iş düşünüyor hem de cilt cilt görevler.

Örnek olmamız gereken öyle konular var ki! Hangisinden başlamalı, neyi örnek göstermeli? Bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var! Aydınlığı artırmazsak karanlıkta kalırız. Ve ışığa çıktığımızda, yanar gözlerimiz hiçbir şey göremeyiz artık. Körlük başlamıştır!

Peki ne yapmamız gerekir.

Mini bir uygulama:

Sakin bir köşeye çekilin. Gözlerinizi kapatın. Derin nefesler almaya başlayın. O gün yaşadığınız tüm olumsuzlukları dış kapıda bırakın. Hatta apartman ya da evin en dışında! Derin nefes almaya devam edin! Sonra sağ elinizi sol tarafınıza götürün. Ne hissediyorsun? Kalbinin ritimlerini hissedebiliyor musun? Ne kadar ritmik ve ahenkli, uyumlu, saat gibi tıkır tıkır, değil mi?

Yaşadığına inanıyorsan  Sevdiğine  Sevildiğine  Ve daima seveceğine  Gözlerin hep doluyorsa mutlulukla  Ve gözyaşların pınarlarından akıyorsa  yavaşça  Usulca;  Okşarcasına tenini;  Ve sonra, uzanıyorsa damla yüreğine  İşte bu bütün mesele…