Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD)’nin 14 ncü olağan genel kurulu, 5-7 Nisan 2010 günlerinde Ankara’da yapıldı. 5 Nisan günü; Genel Kurula katılan delegelerle diğer emekli subay ve eşlerinin katılımı ile Anıtkabir’de önce Ebedi Başkomutanımız Ulu Önder ATATÜRK’ün daha sonra İsmet İNÖNÜ’nün kabirlerine çelenk konularak saygı duruşunda bulunuldu. 5 Nisan aynı zamanda TESUD’un kuruluş günü de olduğu için daha sonra Merkez Orduevinde tahsis edilen salonda onur konukları ile emekli subay ve eşlerinin de katıldığı toplantı, Genel Başkan E. Tümg. Rıza KÜÇÜKOĞLU’nun konuşması ile açıldı, TESUD’un kuracağı Mehmetçik Üniversitesi’ne bağış yapan komutanlara ve diğer hayırseverlere şilt ve teşekkür belgeleri takdim edilerek gündeme göre kongre faaliyetleri yürütüldü. Çarşamba günü yapılan, Genel Başkan E. Tümg. Rıza KÜÇÜKOĞLU’nun katılmadığı seçimlerde E. Tümg. Melih TUNCA TESUD Genel Başkanlığına seçildi. Yönetim Kurulu üyeliklerine E. Tuğg. M. ÖZMEN, E. Alb. N. DEMİR, E. Alb. N. ER, E. Alb. F. ALTAŞ, E. Alb. B. ÇAKMAKGİL, E. Alb. V. YÜKSEL, E. Alb. İ. TÜRK, E. Alb. F. TOSUN, E. Alb. B. ADIGÜZEL ve E. Alb. H. OKUR seçildi. E. Tuğg. C. GÜRKAN, E. Alb. İ. GÜLEN ve E. Yb. H. TAŞDELEN Denetleme Kurulu, E. Alb. A. R. AKSAKAL, E. Alb. H. KUŞ ve E. Yb. A. EHLİDİL de Disiplin Kurulu üyeliklerine seçildiler. Bir yandan anayasa değişikliklerinin yapılmaya çalışıldığı; bir yandan da darbe rivayetlerinin araştırıldığı bu önemli günlerde, yeni görev alan arkadaşlarımıza, büyük onur ve gurur duyduğumuz camiamız, ordumuz ve Yüce Milletimiz için faydalı ve başarılı hizmetler diliyorum. Bu arada Balyoz Operasyonu kapsamında tahliye edilene emekli ve muvazzaf general, amiral ve subayların tahliyelerine, bilindiği gibi ilgili savcıların hemen itirazları üzerine ağır ceza mahkemesi yeniden tutuklama kararı verdi, hemen ardından da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, savcılar arasında görev değişikliği yaptı. Birkaç gün içindeki bu hızlı gelişmeler olayları takip edenlerin bile adeta başını döndürdü, kafalar karıştı. Bu durumu 9 Nisan 2010 günü Milliyet’te, Sayın Rıza TÜRMEN Özgürlüğün Sınırlandırılması ve Balyoz başlıklı makalesinde; “Kamuoyunun dikkatinin yoğunlaştığı böylesine önemli bir davada, birbiri ile çelişen iki karar verilmesi yargının güvenilirliği hakkında olumsuz bir gelişme oldu” diye değerlendirdi. AİHM ve hukuk alanında engin tecrübesi ve vukufiyeti ile olayları objektif ve çağdaş pencereden değerlendirdiğine inandığım Sayın Türmen; tutuklama nedeni olan “suç işlendiğine ilişkin makul kuşku” nun tutukluluğun sürmesi için yeterli olmadığını da vurgulayarak, bireyin özgürlüğü açısından suçun niteliği ne olursa olsun, teminatla salıverilme, yurtdışına çıkış yasağı gibi önlemleri de hatırlatmaktadır.