Güzel ve ünlü sözler; bilim insanı, din insanı, şair, yazar, filozof ve benzeri gibi kişiliklerin geliştirdikleri insanları düşündüren, insanlara ders ve öğütler veren etkili sözlerdir. Bu sözleri okuyan herkes bu sözlerden kendi yaşadıklarından, kendi duygularından ve hayatından parçalar bulur. Hatta insanlar üzüldüğünde, mutlu olduklarında ya da hüzünlendiklerinde de bu sözleri okuyarak kendi hislerinin tercümanı olurlar. Ayrıca bu sözleri zaman zaman insanların duygularını anlatmak için kullandıkları en etkili yol haline gelir. İşte ünlü bir yazarın söylediği güzel ve ünlü sözlerden insanı olgunlaştıracak ve yardımlaşmaya, dayanışmaya, metanetli olmaya, kanaatkar olmaya ve öz eleştiriye yönlendirecek birkaç tanesi şöyledir :
“Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder ama hiç kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez.
Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez
Ne diye şeytana kızarsın? Bir iyilik yap da, o sana kızsın!
Bil ki, yaşadıklarınla değil yaşattıklarınla anılırsın. Ve Unutma; ne yaşattıysan elbet bir gün onu yaşarsın
Bir insan acı duyuyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyuyorsa insandır Kendi mutluluğundan başka hedefi olmayan insan kötüdür
İnsanların çoğu onu yapıyor diye yanlış, yanlış olmaktan çıkmaz
Kimse, kimseyi küçümseyecek kadar büyük değildir, bilmelisin. Küçümsediğin her şey için gün gelir, önemsediğin bir bedel ödersin Birine çamur atmadan önce iyi düşün ve sakın unutma: önce senin ellerin kirlenecek
Başkalarının hayatından ders alın. İnsan, bütün hataları kendisi yapacak kadar uzun yaşamıyor
En güçlü iki savaşçı sabır ve zamandır.
İnsanın gerçek gücü sıçrayışta değil sarsılmaz duruşundadır.
Öyle horozlar vardır ki öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar.
Bir insanı bulunduğu mevkiiyle değil göz koyduğu mevkiiyle ölçmek gerekir.
Varlığı bir şey kazandırmayan insanların yokluğu bir şey kaybettirmez.
İnsanı bedenen ameliyat etmek için uyutmak ruhen ameliyat etmek için ise uyandırmak gerekir.
Bozuk para insanın cebini deler bozuk insanda kalbini. Bu yüzden ikisini de harcayın gitsin.
Hayat ne gideni getirir ne de kaybettiğin zamanı çevirir. Ya yaşaman gerekenleri zamanında yaşayacaksın ya da yaşamadım diye ağlamayacaksın.
Evliliğe kutsallık veren aşktır.
Sadelik iyilik ve doğruluk olmayan yerde büyüklük yoktur.
İnsana aklı dertlerinden kurtulması için verilmiştir.
Biz hem kurtların doymasını hem de koyunların sağ kalmasını istiyoruz.
Sakın ahlak kurallarını çiğnemeyin çünkü öcünü çabuk alır.
Güzel bir gülüş karanlık bir eve giren güneş ışığına benzer.
Sevdiğin insanları kaybetmeye başladığın zaman hayatı önemsememeye başlıyorsun.
İnsanlara en adil şekilde dağıtılan nimet akıldır. Çünkü kimse aklından şikayetçi değildir.
Mutluluğu ihtiraslarda değil kendi yüreğinizde arayın. Mutluluğun kaynağı dışımızda değil içimizdedir.
Bil ki yaşadıklarınla değil yaşattıklarınla anılırsın. Ve unutma ne yaşattıysan elbet bir gün onu yaşarsın.
Kimseyi küçümseyecek kadar büyük değilimdir bilmelisin. Küçümsediğin her şey için gün gelir önemsediğin bir bedel ödersin.
Herkes hep mutlu olmak ister mutsuzluğu yaşamadan. Oysa düşünsene hiç gece olmasaydı güneşin tadını çıkarır mıydı insan?”
Bu güzel ve hayatımızın yol haritası olabilecek sözler kime aittir derseniz. Bu sözleri; ünlü Rus yazar LevNikolayeviç Tolstoy’a aittir.
Peki Kimdir Tolstoy?
Lev Nikolayeviç Tolstoy 28 Ağustos 1828 tarihinde Moskova'nın güneyinde yer alan Tula şehrinin Yasnaya Polyana bölgesindeki çiftlik evinde, varlıklı ve asil bir ailenin dördüncü çocuğu olarak doğdu. Hukuk okurken öğrenimini yarıda bıraktı ve yaşadığı çiftliğe geri döndü. 3 yıl sonra Rus ordusuna yazıldı. Astsubay olarak topçu bataryalarında görevlendirildi. Bunalıma giren Tolstoy çevresinden, ailesinden kaçmak ve uzaklaşmak için yanına en küçük kızını ve doktorunu alarak trene binerek güneye yolculuk yaptı.Yolculuk sırasında halsiz düştü Astopova, istasyonunda indi, gar şefi ünlü yazarı evinde misafir etti. Yemeden içmeden kesilen Tolstoy, 20 Kasım 1910 yılında zatürreden yaşama veda etti.
Dünyanın en ünlü edebi eserlerinden olan; “Savaş ve Barış,” “Diriliş” “Anna Karenina’nın” dışında “Ölüm Manifestosu,” “Çocukluk,” “Din Nedir,” “Güç Ölüm,” “Sivastopol Hikayeleri,” “Hacı Murat,” ve “Kazaklar” kitaplarının da yazarıdır. Odesa-İstanbul üzerinden Bulgaristan'a gitme hazırlığı yaparken yolda zatürreye yakalandı. Astapovo'daki metruk tren istasyonunun bir odasında 20 Kasım 1910 sabahı 82 yaşında gözlerini yaşama kapadı.
Sonuç olarak; “söz güzel olduktan sonra kim söylemiş ne önemi var!”