Kadıköy’de bir kişi eksik oynayan Kayserispor karşısında kaybederek, Ziraat Türkiye Kupasına da havlu atan Fenerbahçe ligdeki kötü gidişini, olumsuz anlamda adeta taçlandırdı. Hem de eksik kadrolu ve daha da önemlisi koskoca bir devreyi Kadıköy’de bir kişi eksik oynayan Kayserispor karşısında.

Hoş, son yıllarda Fenerbahçe için Kadıköy büyüsü bozulmuş olsa da yine de vurgulamak istedim. 

Öncelikle altını çizelim. Yukatel Kayserispor’u yürekten kutluyor, çeyrek finalde Hikmet Karaman ve öğrencilerine başarılar diliyorum.

Kupada da umduğunu bulamayan Fenerbahçe için büyük umutlarla başlayan 2021-2022 sezonu da böylece kayıp yıllar albümünde yerini aldı. Sanırım bundan sonra Sarı Lacivertli takım için içerideki sezon sonu hedefi, en iyimser şekilde ikincilik olacaktır. Doğrusunu söylemek gerekirse, o da hayli zor görünüyor.

Tabi ki Fenerbahçe için halen devam eden ve son bir kulvar daha var. O da UEFA Avrupa Konferans Ligi. İki gün sonra Kadıköy’de, önümüzdeki hafta da Prag’da mücadele edeceği Çek rakibi Slavia Prag maçlarında Sarı Lacivertlilerin alacağı sonuçları merakla bekliyorum.

Vitor Pereira yönetiminde ve büyük umutlarla başlayan Fenerbahçe kazandığı maçlarda bile futbol otoritelerinin beklentisini karşılamadı. Ancak, 17. haftada Kadıköy’de oynanan Beşiktaş maçı sonrasında Portekizli teknik adamla yolların ayrılması, en az yapılan kötü transferler kadar yanlıştı.

Evet Pereira, ilk gelişinde olduğu gibi, ikinci Fenerbahçe macerasında da başarılı olamadı. Ancak ne olursa olsun sezon onunla tamamlanmalıydı. Çünkü Fenerbahçe tarihine dönüp bakarsanız, yarı yolda takımın başına geçirilen hocalarla pek başarılı olamadığını görürsünüz.

Bu arada, kötü transferler diyorum. Çünkü bana, “Fenerbahçe oyuncu grubundan istediğin oyuncuları al ve bir takım kur” deseler, inanın seçeceğim isim sayısı 10’u ya bulur ya bulmaz.

Kimse kusura bakmasın, dost acı söyler. Çok sevip inanıp güvendiğim başkan Ali Koç’u birileri kandırıyor. Yapılan transferler kimler tarafından izlenip yönetime tavsiye ediliyor bilemem. Ancak şurası çok net ki, bu görevi üstlenen kişiler başkana adeta suikast yapıyor. Kanımca Ali Koç’un en büyük yanlışı, yönetimine futboldan gelen en az bir ismi almamış olması diye düşünüyorum. Tabi ki Fenerbahçe gibi bir kulübün yönetiminde ekonomik anlamda güçlü isimler olmalı. Ancak, unutulmamalı ki yönetimlerin başarısının ölçütü, özellikle Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray gibi kulüpler için saha başarısıdır. Ve maalesef bu kriter Ali Koç tarafından yerine getirilememiştir.

Evet, kısacası sıkıntının diz boyu olduğu Fenerbahçe, kupa şokuyla bir kez daha yıkıldı ve elde bir tek Avrupa Konferans Ligi kaldı. Dilerim orada yola devam edilebilir.

Hodşçakalın…