Muhteşem Kurtuluş Savaşımızın önemli olayları arasında özel bir yeri olan Sivas Kongresi malumları 4-11 Eylül 1915 tarihleri arasında yapılmıştı. 

Erzurum’da rütbelerini ve yetkilerini terk eden Mustafa Kemal Paşa; Kazım Karabekir Paşa’nın büyük desteği ile kongre sonunda, nevema geçici bir hükümet gibi nitelenen Temsil Heyeti’nin Başkanı seçilip bir halk lideri olarak 2 Eylül 1919’da Sivas’a gelmişti. 

Sivas’ta toplanacak kongreye ülkenin her yanından temsilci katılması için Mustafa Kemal Paşa Erzurum’da bulunduğu süre içinde girişimlerde bulunmuşsa da 4 Eylül’de kongreye beklenenden az, 31 delege katılmıştı. Ancak kongre, katılan delege miktarı ile ölçülemeyecek önemde kararlar almış, içte ve dışta etkili de olmuştur. Her ne kadar Sadrazam Damat Ferit Paşa; İşgal Kuvvetlerine bu hareketi milletin tasvip etmediğini ifade etse de Padişah ve Hükümetinin telaşı gizlenemez hale gelmiş ve kongrenin de toplanmasını engelleme gayretleri başarısız olmuştu. 

Damat Ferit, kongrenin toplantı halinde iken dağıtılması için yine Elazığ Valisi Ali Galip’i görevlendirdi. Emekli bir subay olan Ali Galip, Kürt aşiretlerinin de yardımı ile Sivas’a bir baskın düzenleyerek kongreyi dağıtacak, delegeleri yakalayıp İstanbul’a gönderecek ve atandığı Sivas Valiliği ve 3ncü Kolordu Komutanlığı görevlerini yürütecekti. 

Mustafa Kemal Paşa; bu defa da, daha önceden öğrendiği bu baskını önlemek için gerekli tedbirleri aldırmış, yeterli desteği bulamayan Ali Galip de hiç bir iş başaramadan İstanbul’a kaçmıştı. 

İşgal kuvvetlerinin bir icra unsuru gibi çalışan İstanbul Hükümetinin bu acı teşebbüsü bütün ülkede büyük nefret uyandırmış, halkın Heyeti Temsiliyeye ve O’nun Başbakanına güvenini artırmıştı. 

Kongre, 4 Eylül günü öğleden sonra Mustafa Kemal Paşa’yı başkan seçerek başladı. Kongre çalışmalarının başlıcaları; Erzurum Kongre kararları, manda sorunu ve kongre üyelerinin hazırladıkları teklif ve önerilerdi. 

Değerli okurlarım, 

Sivas Kongresinde; Anadolu’da ve Rumeli’de kurulan cemiyetlerin tamamı Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti bünyesinde toplanmış, Heyeti Temsiliye vatanın bütününü temsil edecek şekilde yetkilendirilmiş, Milletçe müdafaa ve mukavemet esası kabul edilerek, gerektiğinde geçici bir hükümet kurulacağı kararlaştırılmış ve manda yönetimi yerine de siyasi bağımsızlık fikri öne çıkarılmıştır. 

Ayvalık’ta bir çoban ateşi gibi başlayan Milli Mücadelenin Amasya’da yayınlanan ihtilal bildirisinin ardından Sivas Kongresi’nde de, ileride kurulacak Milli Hükûmetin adeta çekirdeği bir Heyeti Temsiliye ortaya çıkmıştı. 

İstanbul Hükümetinin tevkifine bile teşebbüs ettiği Mustafa Kemal Paşa’nın Heyeti Temsiliyenin başkanı olması da anlamlı idi. Ve bu kongre ile; dağınık bir durumda, birbirinden kopuk, Anadolu ve Trakya’daki mukavemet unsurları, Mustafa Kemal Paşa’nın yüksek yönetiminde toplanmış ve belirlenen hedefine koşmuştur. 

Yine bu kongre ile Ankara-İstanbul arasında bir kuvvet dengesi tesis edilebilmiştir. 

Ve yine bu Kongre ile; TBMM kuruluncaya kadar Anadolu’nun bütün milli kurum ve kuruluşlarına hükümet edecek bir hükümet, Heyeti Temsiliye ortaya çıkmış ve kısa görüşlü birçok aydının bile cazibesine kapıldığı manda sorunu tasfiye edilebilmiştir.

İki ay önce 100ncü yılını idrak ettiğimiz bu muhteşem kongrenin başta Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, iç ve dış hainlere, düşmanlara karşı koyan korkusuz kahramanları büyük bir saygı ile anıyorum. 

Ruhları şad, mekanları cennet olsun.