Doğrusunu isterseniz mutlu, gururlu ve büyük bir coşkuyla yazmayı arzu ederdim bu yazıyı. Ancak, dört takımla sürdürdüğümüz Avrupa yolculuğumuzda ve tarihimizde ilk kez tüm takımlarımızın da kazanmasıyla yaşadığımız mutluluk, maalesef iki gün sürdü.

Bartın Amasra’daki maden kazasıyla adeta yanıp kavrulduk. Yazıyı yazdığım sırada 41 olan yitirdiğimiz canların acısını yüreğimin taaa derinliklerinde hissettim. Bu nedenle de mutluluğumu yüreğimde hapsetmek durumunda kaldım. Geçmişte de birçok kez olan bu tür faciaları bir daha görmemeyi diliyor, yaşamını yitiren tüm canlarımıza Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.

Evet yaşanan acıyı yüreğimize hapsedip Avrupa’daki muhteşem maç gecesine bir bakalım diyorum.

Bir kere Avrupa’da mücadele eden takımlarımızın hepsinin birden maç kazanmasına bugüne dek ilk kez tanık olduğumuzun altını bir çizelim.

Fenerbahçe’nin stratejik anlamda önem taşıyan maçta, Kıbrıs Rum Kesimi takımı AEK Larnaca deplasmanında ortaya koyduğu iyi futbol ve aldığı 2-1’lik galibiyet çok önemli. Bu karşılaşmada, çarşaf, çarşaf Yunan bayraklarını sanırım hepimiz gördük. Peki, neden Fenerbahçe taraftarının Türk bayrağı açmasına, bırakın açmayı, tribüne dahi sokmasına izin verilmedi. Eğer, diplomatik açıdan hoş olmayan sonuçların oluşabileceği öne sürüldüyse, UEFA aynı hassasiyeti Kıbrıs temsilcisinin taraftarına da uygulayabilirdi.

Neyse, sonuçta Fenerbahçe tüm bu Yunanistan ve onun en az kendisi kadar şımarık kardeşi Kıbrıs Rum Kesimi temsilcisi AEK Larnaa’ya sahada futbolu ve aldığı skorla gereken cevabı verdi.

Trabzonspor’u da Fransa’nın Monaco Takımını, dört dörtlük bir oyunun ardından 4-0 gibi pırıl pırıl bir skorla devirmesini de ayakta alkışlıyorum. Bordo Mavililer bir hafta öncesinde Monaco’da aldığı 3-1’lik yenilginin de rövanşını almış oldu bu skorla.

Sivasspor’a geldiğimizde, evinde 3-2 kaybettiği Makedon ekibi Ballkani’yi deplasmanda ve de üstelik, yenik durumdan gelerek 2-1 mağlup etmeleri takdire 

şayan bir durum. Yiğido’yu yürekten kutluyorum.

Başakşehir ise, Avrupa’daki gol yememe orucunu Rigas FS önünde de sürdürdü ve rakibini 3-0 gibi tertemiz ve net bir skorla yendi.

Yani dört takımımızın dördünün de kazanması, üstelik de üç takımımızın grup lideri konumunda olması ve bu duruma bağlı olarak, UEFA ülkeler sıralamasında altı basamak birden yükselterek, 14’lüğe gelişimiz gerçekten çok ama çok değerli.

Dediğim gibi, aslında gün coşku, sevinç ve mutluluk günü. Ancak yaşanan facia tüm ulusu, yaşadığı mutluluğu Amasra’daki o kapkara kömür madenine gömüp, yitirilen canlara yas tutma noktasına getirdi…

Son olarak ve bir kez daha, “Ulusça başımız sağ olsun” diyor, Allah’tan bir daha böylesine acılar yaşatmamasını temenni ediyorum.

Hoşçakalın…