Sekelistan

Sekelistan günümüzde Romanya sınırları içerisinde Transilvanya’nın (Erdel) doğusunda ; Karpat Dağlarının doğu silsilesinde yer alır; Yüzölçümü yaklaşık 13 500 km2 – Lübnan’dan biraz daha büyüktür. 

En büyük şehri Targu Mureş.

Kullandıkları Alfabe Göktürkçe’ ye benzemektedir.

Sekel Türkleri  hristiyandır, ancak sekel  mezarlığına bakınca, hiçte diğer tipik hristiyan mezarlarına benzemediğini görülmektedir. Türklerin eski inancına, Tengri inancından birçok semboller görülmektedir.

Destansı Tuğrul kuşu ile pençesinin altında Hun Başbuğu Atilla'nın kılıcı...

Birçok bayraklar ile rengarenk dilek çaputları...

Gök direkleri de son derece ilginçtir: Ölen kişinin doğumundan ölüm gününe dek tüm aşamalar kazılmıştır direklere.. Ailesi çocuğu olsun, mesleği sevdikleri olsun, ölen kişinin tüm özellikleri kazılıyor... Gök direklerde sonsuzluk buluyor...

Macaristan Bölgesi’nde Hıristiyanlığın kabulüyle pek çok Hun Türkü asimile olup Türklüğünü unutsa da, Macaristan tarihine baktığımızda Sekeller denilen bu küçük topluluğun Macar ordularında uç (sınır) birlikleri olarak kullanıldıkları görülür ki bu da onların  Türk olduklarına temas eden milli bir profildir.

Dahası, sonrasında Sekeller denilen bu topluluk Erdel (Transilvanya) Bölgesi’ne gelmişlerdir ki günümüzde Romanya topraklarında yaşayan yüzbinlerce Sekel Türkü vardır.

Çok ilginçtir ki Sekeller’in günümüze kadar korudukları kendilerine özgü bir alfabeleri vardır ki bu alfabenin Köktürk Alfabesi’ne benzerlik göstermesi, Sekeller’in Türk olduklarına ayrı bir kanıt olarak gösterilebilir. Dahası, masalları, türküleri ve bazı gelenekleri de Orta Asya’dan izler taşımaktadır.

Romanya’da komünist rejimin düşmesinden sonra milli bir uyanış yaşayan Sekeller, 1990 yılında Genç Sekeller Forumu adını verdikleri bir grup oluşturarak, kendilerine özgü Sekel Bayrağı’nı kullanmaya başlamışlardır. Dahası, kendi içlerinde milli bilinci pekiştirmek için bir kitapçık yayımlamışlar ve burada Göktürk alfabesini de kullanmışlardır.

2003 yılında Milli Sekel Konseyi adlı başka bir organizasyon daha kuran Sekeller, Transilvanya’nın doğusundaki Karpatların arasına Sekelistan adını vermişler ve bir anlamda bu bölgeyi kendi ulusal alanları ilan etmişlerdir. Günümüzde Sekeller Türk Dünyası tarafında daha yeni yeni bilinmeye başlasa da, araya giren binlerce yıla rağmen onlar özlerini korumayı başarmışlardır. 

1877 "de Türk - Rus Savaşı esnasında Sekeller Türk ordusuna yardımcı olmak amacıyla

Sekel Lejyonu adıyla bir birlik kurdular.

Günümüzde Romanya’daki Sekelistan’da 800 bin Sekel Türkü yaşamaktadır.

Sekeller, 1918 yılından beri Romen baskısı ve istilası altında yaşayan bir Türk topluluğudur. Hem kendi geleneklerinden anlaşıldığı üzere ve hem de Macar kayıtlarına göre Sekeller, Hunların torunlarıdır. Fakat Sekeller, Türk dünyasında ve buna bağlı olarak da dünyanın kalanında tanınmıyorlar.

2005 yılına kadar Türk dünyası, kelimenin tam anlamıyla Sekeller hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Yalnızca, üniversitelerin Göktürk yazıtlarıyla ilgilenen birkaç öğretim görevlisi Sekelleri tanıyordu. Onlar da Sekellerin kullandığı alfabe Latin, Kiril ya da Semitik yazıdan farklı olduğu için, az çok bilgi sahibi olmuşlardı. Sekel alfabesinin bir çok karakteri, hala Orta Asya’daki Orhun Vadisi’nde bulunan yazıtlardaki, Göktürkler’in kullandığı karakterlerin aynısı ya da benzerleridir.

Sekeller, diğer Türkî halklara çok uzak olmamalarına ve Avrupa gibi çok iyi bilinen bir kıtada olmalarına rağmen, haklarında  az şey biliniyor, Bunun sebebi, Karpatya Dağları ve çevresindeki vadilerde, izole edilmiş halde yaşamaları ve aynı zamanda tarihsel ve politik birçok talihsiz olaylarınyaşamış olmalarıdır... Macarlar, 895 yılında Karpatya Limanı’na ilk geldiklerinde, Sekeller zaten oradaydı. Macarlar, Sekel sınırlarına geldiklerinde Sekeller savunmaya geçtiler. 100 yıl süren bu savaş dönemi, aynı zamanda Sekellerin orijinal Türkî dilini de kaybetmek zorunda kaldığı dönemdir.

Hem Macarlar, hem Sekeller savaşmak azminde ısrarlı olduklarını bu 100 yıllık dönemde belli ettiler. Müttefik ulusların teşvikiyle Sekeller barışı kabul etti ve bu olay da Sekel adının tarihten kayboluşu anlamına geldi. O andan itibaren Sekeller, yalnızca Macar ulusunun bir parçası olarak istatistiklere geçtiler. Dünya da zamanla bu adı unuttu.

Dışarıdan gelenler, yabancı gözlemciler ve ziyaretiler için Sekeller, Macarların bir kolu olarak kabul gördü. İstatistik anlamında Macar ulusunun nüfusunu kalabalıklaştırdığı için Macarlar da bu durumdan memnundu. Sekelistan da Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun büyük göçlerle oluşturduğu bir tampon bölge haline getirildi.

19. Yüzyıl Macaristan’ında en önemli olaylardan biri de kalem savaşlarıdır. Bazı dilbilimci ve tarihçiler, Macarların kökenleri konusunda iki cepheye ayrıldılar. Bir kısmı Macarların Türkî bir ırk olduğunu savunurken, diğerleri –ki bunlar Germen kökenli yabancılardı- Macarların Fino-Ugrik dil ailesinin üyesi oldukları ve Türklerle bir alâkalarının olmadığını iddia ettiler. Şimdilerde okullarında öğretildiği gibi, Fino,Ugrik köken iddiası daha çok destek gördü.

11. Yüzyıldan başlayarak, neredeyse bütün Sekeller, kendilerini güvene almak adına Macar Krallığı’nın doğu sınırlarındaki dağları yurt edindi. Burası onların Sekelistan’ı kurduğu ve yeniden bir blok halinde yaşamlarını sürdürebildikleri tek yerdi. Kendi dillerini kaybedip, Macarların diyalektiğini konuşuyor olmalarına rağmen, Türkî metinlerini unutmadılar ve etnik kökenlerini unutmadılar. Asimilasyon süreci, burdan daha ileri bir noktaya gidemedi.

Aynı zamanda burada, bölgesel-politik otonomilerini, yasalarını, özel yerel yönetimlerini, sosyal hayatlarının yapı taşlarını ve yüzyıllarca varlıklarını sürdürebilmelerini sağlayan her şeyi oluşturdular. Önce Macarların, daha sonra da Avusturyalıların bütün savaşlarına da katıldılar. Sekeller, savaşlardaki becerileri ve cesaretleriyle ünlüydüler ve bu şöhret Orta Çağ’dan 1848’deki devrime kadar sürdü.

Macaristan idarecilerinin çoğu, Sekellerin otonom hayatlarından ve farklılıklarından rahatsız oldu. Çoğu zamanda baskıyla Sekelleri idare altında tutmaya çalıştılar. Sekellerin bütün direnişlerine rağmen, kurdukları otonomi sürekli zarar gördü. 1867 Antlaşmasından sonra Avusturya iktidarı, 1868 ve 1876 yasalarının özel maddeleri Sekel varlığını bitirme gücüne sahipti.

Bu yasalarla Macaristan iktidarı, vatandaşları arasında dil birliği olan, modern bir ulus tanımı yaptılar. Bu nedenle de Sekellerin Macarca konuşmasını, Macar ulusuna katılmanın temel şartı saydılar. 1000 yılından itibaren, batı komşularını taklit ederek Hristiyanlaşan Macarların, Türkî köklerinden uzaklaşmasının bir sebebi de işte bu dil ayrılığı oldu.

Macaristanlıların (ya da çoğunluğun) aksine Sekeller, kendi köklerini ve bağlarını unutmadılar. Sekelistan, hiçbir tarihte Fino-Ugrik tezine inanmadı. Sekeller, her zaman atalarının, dilleri ve kökenleri hakkında anlattıklarına sadık kaldılar. Batılıları taklit etme heveslisi asla olmadılar. Hiçbir devirde uyum sorunu yaşamadan, kendi gelenek ve görenekleriyle varlıklarını devam ettirdiler.

2. Dünya Savaşı’ndaki Romen işgalinden sonra Macaristan halkı da Sekelleri tamamen unuttu. Transilvanya’yı işgal ettikten sonra Romenler, dünya çapında oldukça başarılı bir anti-Macar propagandası yürüttüler. Maalesef Macaristan buna karşı bir propaganda üretemedi. Bu propaganda başarısının bir neticesi olarak, dünya kütüphanelerindeki kitaplar Macarları Romenlerin özgürleştirdiği yalanını yazar fakat hiçbiri Sekeller’den bahsetmez.

1952’de Sovyetler Birliği, Romen hükümetini Sekellere özerklik vermeye zorladı. Bu özerklik 1968’de sona erdi. Bu, Macaristan’ın Romanya’ya Sekeller üzerindeki üstünlüğünü kabul ettirme konusunda kazandıkları bir zafer gibiydi; çünkü Sekelistan, Sekel Özerk Bölgesi yerine, Macar Özerk Bölgesi olarak adlandırılmıştı. 1989’da komünist Romen diktatörlüğünün devrilmesi sonrasında Romanya’daki Macarlar, Sekellerin kendilerini Macar olarak ilan etmesi konusunda ısrar ettiler. Basın yayın ve hatta kiliselerdeki papazlar bile bu kampanyaya destek verdiği halde başarılı olamadı.

Her şeye rağmen Sekeller resmi olarak tanınmış bir ulus değildir. Son ve en önemli etken de Romen istilacılardır! Sekel varlığını gizlemek için ellerinden geleni yaptılar. Turist broşürleri ve haritalarda bile, Atlaslar ve tarih kitaplarında bile Sekelistan yoktur.

Romanya’yı ziyaret eden biri, Sekelistan’ı görmeden ve adını bile duymadan geri döner. Romenlerin kitaplarını okuyarak yetişen bir insan bile Sekellerin varlığından haberdar olamaz.

Sekeller 1000 yıl Macaristan emellerine hizmet etmenin kendilerine ülkelerini kaybettirdiğini ve Romen istilası altında da yok olma noktasına geldiklerini anladılar. 1990 yılında Genç Sekeller Forumu’nu kurarak Sekelistan bayrağı ve Türkî alfabelerini kullanmaya, aynı zamanda da özerklik için mücadele etmeye karar verdiler. 

Sekeller, Macarlar ya da Romenler arasında asimile olmamış ve şimdi yeniden tüm dünyada yükselmeye başlamıştır.