Yaz geldi geliyor derken, sonunda geldi çattı bile. Bugün yaz aylarının ilk günü. Yani 1 Haziran. Hava sıcaklığı bakımından ise kararsız günlerden geçiyoruz. İnce mont giysek fazla geliyor, montsuz çıksak üşüyoruz. Ama bu hafta sonundan itibaren havalar gittikçe ısınıyor.
Okullar içinse geri sayım başladı. Kapanması için son 2 haftaya girdik. Öğrenciler tatil rehavetine girmeye başladı bile. Nereden mi biliyorum, iki çocuk sahibiyim de ondan. Yarın yani 2 Haziran Pazar günü Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavı yapılacak. Sınava girecek olan 1 milyondan fazla öğrenciden biri de benim güzel kızım Güneş Anlı. Hangi ara büyüdü, sınava girecek yaşlara geldi, ben de bilmiyorum. Zaman su gibi akıp geçiyor.  Sınava girecek tüm öğrencilere başarılar diliyorum.  
Bu haftadan itibaren televizyon programlarının da çehresi değişecek. Gezi programları gözlerini tatil kasabalarında açmaya başlamıştır bile. Magazin programları da ekiplerini Bodrum, Çeşme, Antalya ve Kuzey Kıbrıs’a göndermeye başlayacaktır.
Önümüzdeki hafta sonu da üniversite sınavı var. Sonraki hafta da dediğim gibi okullar kapanıyor. Böylelikle yaz sezonu başlayacaktır. Yazlığı olan yazlığına gidecek. Yıllık izni gelen tatil yörelerine kaçacak. Böylelikle İstanbul biraz nefes alacak. Özellikle de İstanbul trafiği…
Eskiden, eski dediysem 90’lı yılların ikinci yarısında kadar, İstanbullu tatilini mega kentin yakın çevresinde geçirirdi. Adalar’da, ya da, Büyükçekmece – Tekirdağ hattındaki beldelerde yazlıkları vardı. Şimdi Marmara Denizi’nin eskisi kadar temiz olmayışının yanı sıra, ulaşım gelişti. Arabalar uzun yola çıkmaya daha uygun. Yollar yenilendi. Ayrıca havayolu da gelişti. Tüm bunlar, daha önce Silivri – Kumburgaz gibi yerlerde tatil yapan insanları, Bodrum’a, Çeşme’ye, Kuşadası’na v.b yönlendirdi.
Benim de mesela çocukluğum ve gençliğim B.Çekmece’de geçti. Gündüz arkadaşlarla yüzer, öğleden sonra plaj voleybolu oynar, akşam futbol ya da basketbola geçer, hava kararınca sahilde yürüyüş yapardık. O günleri yaşadığım için kendimi şanslı hissediyorum. O zamanlar boş gelincik tarlası olan Beylikdüzü gökdelenlerle kaplı. Haliyle B.Çekmece de şehre dahil oldu. Yine bir belde olmaya direniyor. Ama eski tadı yok tabi.
Sonuç olarak, günümüzde ağır çalışma şartları ve ekonomik koşullar göz önüne alındığında İstanbullular olarak hepimiz en fazla bir – iki hafta tatil yapabileceğiz. Görülen o ki, yaz aylarının büyük bir kısmında İstanbul’dayız. İstanbul’da olmanın en güzel yanı bence yaz konserleri. Özellikle Harbiye Açıkhava’da konserleri çok severim. Bu gece Dolu Kadehi Ters Tut adlı grubun konseri var. Harbiye Açıkhava, 4 Haziran’da Ferhat Göçer’i ağırlayacak. Bu ay içinde, Nazan Öncel, Selda Bağcan, Kenan Doğulu ve Serdar Ortaç, sevenleriyle buluşacak.
 52. İstanbul Müzik Festivali, Mayıs ayında başlamıştı. 12 Haziran’a kadar sürecek.  Vadi Açıkhava Konserlerinde ise Haziran ayı takviminde; Simge, Adamlar, Redd Senfoni ve Sertab Erener’in isimleri var.
Evet, Haziran ayında İstanbulluları bekleyen başlıca konserler bunlar. Fakat şöyle bir gerçek var ki, onu da belirtmeden geçemeyeceğim. O da İstanbul’daki en güzel konser alanının, yıllardır kapalı olan Rumeli Hisarı olduğu gerçeği. Böylesi büyüleyici bir atmosferi olan tarihi mekan neden artık kullanılmıyor, merak ediyorum.
Haftaya bir sonraki yazımda daha sizlerle yine Önce Vatan Gazetesi’nde görüşmek dileğiyle!  Sevgiyle kalın…