Yüce dinimiz İslam'ın peygamberi Hz. Muhammed tarafından “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur.” Hadisleri ile İstanbul'un fethi asırlar önceden İslam a hizmet eden komutanlara bir hedef gösterme niteliği taşımakta idi…
İstanbul'un Fethi, dünya tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biridir. Hem Doğu hem de Batı medeniyetleri için büyük bir anlam taşıyan bu olay, bir çağın kapanıp yeni bir çağın başlamasına işaret eder.
29 Mayıs 1453 tarihinde, Osmanlı İmparatorluğu’nun genç ve cesur padişahı II. Mehmed, İstanbul’u fethetmek için başlattığı kuşatma sonucunda Bizans İmparatorluğu’nun başkentini ele geçirdi. Bu uzun süren kuşatma, İstanbul’u kuşatmak ve Bizans İmparatorluğu’na son vermek için yapılan sayısız girişimden sonuncusuydu.
İstanbul, daha önce Bizans İmparatorluğu'nun başkenti olan Konstantinopolis olarak biliniyordu. Şehir, hem Asya hem de Avrupa kıtalarını birleştiren stratejik bir konumda bulunuyordu. Yüzlerce yıl boyunca, şehir birçok kez kuşatıldı, ancak başarılı bir şekilde fethedilemedi.
İmparatorluğun genç sultanı II. Mehmet, tahta çıktığında İstanbul'u fethetmeyi kafasına koymuştu.
İstanbul, o dönemde Bizans İmparatorluğu’nun başkentiydi ve Avrupa ile Asya kıtalarını birbirine bağlayan stratejik bir konuma sahipti. Doğal surlarla çevrili olan şehir, denizden ve karadan yapılan saldırılara karşı oldukça güçlü görünüyordu. Ancak II. Mehmed, bu güçlü savunmaları aşmak için cesur bir plan ve strateji geliştirdi.
İstanbul'un surları, şehri dış tehditlere karşı koruyan büyük ve etkileyici yapılar olarak biliniyordu. II. Mehmet, bu engeli aşmak için topçu ustası Urban'a büyük toplar yapma görevini verdi. Ayrıca şehri kuşatmak için geniş bir ordu toplandı. Böylece padişah II. Mehmed, kuşatma için büyük bir ordu ve donanma hazırlamıştı.
1453 yılının Nisan ayında Osmanlı ordusu, İstanbul'un surlarının önüne geldi. Kuşatma, yaklaşık 53 gün sürdü. Bu süre zarfında, Osmanlı ordusu şehrin surlarını top atışlarıyla dövmeye başladı.
Şehrin karadan kuşatılması için devasa bir topçu ordusu kuruldu ve gemilerle Boğaz’dan denizden kuşatma başlatıldı. Kuşatma, 6 Nisan 1453 tarihinde başladı ve yaklaşık 50 gün sürdü. Bu süre boyunca şehirde büyük çapta çatışmalar yaşandı.
Osmanlı ordusu, sadece karadan değil, denizden de şehre saldırıyordu. Osmanlı donanması, Boğaziçi'nde Bizans donanmasıyla mücadele etti. II. Mehmet, gemilerini karadan Haliç'e indirerek, Bizans'ın denizden gelecek yardımlarını kesmeyi başardı.
29 Mayıs 1453'te, Osmanlı ordusu son bir saldırı için hazırlandı. Bu saldırı, şehrin kapılarını aşmayı başardı ve İstanbul resmen Osmanlı İmparatorluğu'nun oldu.
Şehrin düşmesiyle birlikte Bizans İmparatoru XI. Konstantinos öldü ve İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyetine girdi.
İstanbul'un fethi, hem Doğu hem de Batı için büyük sonuçlar doğurdu. Bizans İmparatorluğu'nun sonunu işaret eden bu fetih, aynı zamanda Orta Çağ'ın sonunu ve Yeni Çağ'ın başlangıcını simgeliyor. İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu'nun yeni başkenti oldu ve şehir, İslam ve Hristiyanlık arasında bir köprü görevi görmeye başladı.
Bu zafer, Osmanlı İmparatorluğu’nun gücünü ve fetih istekliliğini gösterirken, Bizans İmparatorluğu’nun çöküşüne işaret etti. Aynı zamanda İstanbul’un fethi, Osmanlı İmparatorluğu’na eşsiz bir coğrafi konum sağladı Türklr tarihte ilk kez 2 kıtada at oynatan asyadan gelmiş büyük bir millet olarak da tarihe geçtiler.
İstanbul'un fethinden sonra şehirde büyük bir dönüşüm yaşandı.
Osmanlı İmparatorluğu, şehri yeni başkent yaptı ve bu tarihi şehir zamanla imparatorluğun sosyal, kültürel ve ekonomik merkezi haline geldi. İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’nun 600 yıl boyunca başkenti olarak büyük öneme sahip oldu.
Camiler, medreseler, hamamlar ve diğer birçok yapı inşa edildi. Ayasofya, camiye dönüştürüldü ve Osmanlı mimarisinin en iyi örneklerinden biri olan Topkapı Sarayı inşa edildi.
İstanbul'un Fethi, tarihin akışını değiştiren büyük bir olaydır. Bu fetih, hem Osmanlı İmparatorluğu için hem de dünya tarihi için yeni bir dönemin başlangıcını işaret eder. II. Mehmet'in vizyonu ve liderliği, İstanbul'u bir dünya şehri haline getirdi ve şehir, Doğu ve Batı medeniyetlerinin kucaklaştığı bir merkez oldu.
Sadece Osmanlı ve Bizans Devleti’nin değil; kıtaların, milletlerin, medeniyetlerin, inançların tarihî seyrine de tesir etmiş bu çok yönlü ve etkili feth-i mübini; yeryüzünün merkezi, şehirlerin sultanı, sultanların şehri olan İstanbulu özetle dünyanın başkentinin fethini kutluyoruz…
“Çanakkale geçilmez” sözü, boğazın derin sularından Gelibolu Yarımadası’nın sırtlarına kadar her yere kazınmıştı. Ancak Osmanlı İmparatorluğu yenilmişti.
30 Ekim 1918’de Yunanistan’ın Limni adasındaki Mondros Limanı’nda imzalanan mütareke ile Osmanlı kayıtsız şartsız teslim oldu. Mondros Mütarekesi’nin imzalandığı geminin adı Agamemnon’du. 25 asır önce Ege’nin öte yakasından gelip Troya Savaşı’na katılan ordunun, Yunan komutanının adını taşıyan zırhlıda imza, hırsın bir başka göstergesiydi!
İstanbul işgal edilmişti. 13 Kasım 1918’de İstanbul’a gelen Mustafa Kemal, o gün boğazdaki işgal kuvvetlerine bakıp o ünlü sözü söyledi: “Geldikleri gibi giderler!”
Atatürk, Samsun’dan başlayıp Kurtuluş Savaşı’nı ilmik ilmik ördü, 9 Eylül 1922 günü İzmir’i gördü. O gün Kurtuluş Savaşı’nın sonuçlandığı gün kabul edilir. Doğrudur, Anadolu işgalden kurtarılmıştır ama...
İstanbul hâlâ işgal altındadır!
Ve İngilizler başta olmak üzere İstanbul’ele geçiren işgalci emperyal devletler İstanbuldan vazgeçemiyorlardı Onlar Türk ordusunun çok yorgun olduğunu ve cephane ile mğhimmatının oldukça azaldığını düşünmekteydiler .
Mustafa Kemal, bu durumu hisseder hissetmez 11-12 Eylül 1922’de iki süvari birliğinin Trakya’ya doğru hareket etmesi emrini verir.
İstanbul, İzmir’in kurtuluşundan 13 ay sonra zorlu diplomatik-askeri restleşmelerden sonra işgalden kurtarılır. 5 yıllık işgal sona erer. İstanbul yeniden Türklerin yönetimine geçer. Türkler, İstanbul sokaklarında yeniden özgürce dolaşmaya başlarlar. Camilerde yeniden özgürce ezanlar okunmaya ibadetler yapılmaya başlar.
Mustafa Kemal, 1915’ten sonra 1923’te de İstanbul’u işgalden kurtarır, İstanbul’u vatan topraklarına yeniden kattıktan 7 gün sonra 13 Ekim 1923’te Ankara’yı başkent ilan etmiştir.
Mustafa Kemal, İstanbul’u vatan toprağına kattıktan 23 gün sonra Cumhuriyeti ilan eder. İstanbul’u almadan bu kararları almaz.
Mustafa Kemal, Fatih Sultan Mehmet’in 1453’te fethettiği İstanbul’un 462 yıl sonra işgal edilmesini önlemiş oldu.Atatürk atası Fatihin Türk milletine Mirası olan Güzel şehir İstanbul’u yeniden vatan topraklarına katarak İstanbul’un ikinci fatihi olmuştur.
Eşsiz güzellikteki bu dünya şehrini bizlere miras bırakan Fatih Sultan Mehmet Han ve onun kahraman ordusunu, Kurtuluş savaşımızın mimarı büyük önder Atatürk ve silah arkadaşlarını İstanbul'un Fethi'nin 571. Yıl dönümü münasebetiyle özlem rahmet ve minnetle bir kez daha anıyoruz.