Edebiyata olan büyük aşkı nedeniyle sürekli konuştuğum ve muhabbetinden keyif aldığım yazar Sinan DEMİR’ in yeni kitabı ‘’Şairin Güz Notları’’ kısa bir süre önce piyasaya çıktı. Hali hazırda birçok projenin mimarı olan ve bu yıl ‘’ Tolstoy’un Bisikleti’’ adında bir e-dergiyi edebiyat camiasına kazandıran genç yazarla keyifli bir söyleşi yaptık. İşte detaylar;


Merhaba Sinan Bey öncelikle yeni kitabınız hayırlı olsun.  ‘’Şairin Güz Notları’’ kitabınızdan biraz bahsedebilir misiniz?
Öncelikle merhaba, tabii ki, Şairin Güz Notları yaklaşık olarak 4 yıldır üzerinde çalıştığım deneme ve şiir türünde bir eserim, çok kafa yorduğum hem dil işçiliği, hem de tema işçiliği üzerinde baya zaman harcadığım kıymetli bir eserim. Nihayetinde çok büyük bir Kıvanç sahibiyim. İyi ve yoğun duygu yoğunluğuyla yazdığım bir eser. Umarım tüm kıymetli kitap okurları tarafında da beğenir. Ve bilhassa herkesin duygusuna ve yarasına merhem olur Şairin Güz Notları


Ah şu şiir işçiliği yok mu?!
Büyük bir yaşanmışlıktır
Büyük bir inançtır.


Sizi Şairin Güz Notları’ na yazmaya iten şey neydi? Nelerdi?
Çok hatırnaz bir dönemde geçiyordum, baya şiir sanatını kendimle içselleştirdiğim ve hakeza yaşadığım minimalist yıllar geçiyordum. Yıllar geçtikçe, yıllar içerisinde âşık olduğum, âşık olurken tutkuyla bağlı olduğum, ilahi emsalleşecek bir aşkla şiire inandığım ve dava ettiğim için o yüzden adını Şairin Güz Notları bıraktım. Hem güz, hem ekim ve hem de sonbahar...

Uzun yıllar sonra yeniden kitap çıkartmak nasıl bir duygu?
Harikulâde bir duygu, hani çok aşina bir söz var ağzımızda ANLATILMAZ YAŞANIR tamda öyle bir şey güya yeni aşık olmuş gibiyim… yeni sabaha uyanmış gibiyim… yeni baba olmuş gibiyim.

Bir çok alanda başarılısınız tiyatro ve dergicilik konusunda ilk önce tiyatro projelerinizde bahsedebilir misiniz?
Çok teşekkürler Mehmet Bey o sizin kıymetli teveccühünüz çok naziksiniz beni onure ettiniz..
Ben elimde geldikçe iyi şeyler yapmaya çalışıyorum, hayatta yaşadığım süre zarfında salt hayallerimi kendi mecalimle gerçekleştirmeye çalışıyorum, umarım mütemadiyen başarılı olurum siz tüm kıymetli sanat ve edebiyata severlerin takdirini kazanmış olurum.
Yaşadığımız hayat çok kısa ve bizde bu hayatta yeter ki güzel bir şeyler olsun ve güzel bir şeyler yapalım diye çok didiniyoruz ve çabalıyoruz. Yeter ki toplumca gülelim ve mutlu olalım çünkü salt birimiz değil bilakis bir çoğumuz mutsuzluğu hakketmiyoruz. Etrafımızda ve yanı başımızda bir sürü muhtelif mutsuzluk ve adaletsizlik hadiseler var ve keza bu beni derinden yaralıyor. Ah hiç ağlamasa insan denen varlıklı şey.

Sinan Bey tiyatro mu? ve edebiyat mı? En çok hangisinde kendinizi görüyorsunuz.
Cevap her iki şıkta Mehmet Bey
Çünkü her ikisi de benim evlatlarım ben onlarsız yapamam, ikisi de beni ayakta tutuyor.


Sevdiğiniz yazarlar ve şairler hangileri?
Lev N. Tolstoy, Anton P. Çehov, Fyodor M. Dostoyevski, Bernard Shaw, Jean-Paul Sartre, Jorge L. Borges, Umberto Eco, Alberto Manguel, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Tezer Özlü, Leyla Erbil ve Ahmed Arif bunları çok okuyorum ve onların sanatına çok imreniyorum ve aşığım onların sanatına.

Sinan Bey şuan ki ruh haliniz nasıl?
Dürüst olmak gerekirse mutsuzum bu aralar çünkü hayat şartları çok değişti, toplum git gide mizanleşiyor hem duygusal bağlamda, hem de empati bağlamda. Örneğin günümüzdeki siyasetten çok mutlu değilim, insanları çok bloklaştırdılar, ayrıştırdılar ve biz bizle mizanleştirdiler.  Sosyo-Ekonomik denge keza bunların yaşanmasının en büyük faktörü. Eskiden orta sınıf vardı o da ortadan kalktı zira artık zengin çok zengin oldu fakirde çok fakir oldu. İnsanları çok gözlemleyen bir yazarım ve insanların yüzünde mutsuzluk ve elemlik fışkırıyor. Herkes aceze ve biçaresiz heyhat!

Gelecekte ümitli misiniz?
Tabii ki ben hiçbir zaman umudumu kaybetmedim, güneşli günler elbette gelecek bizimle olacak ama bu dönemle çokta sancılı geçecek bu da ayrı ve acı bir gerçek.

Türkiye’de sanat ve edebiyatla ilgilenmek nasıl bir duygu?
Çok zor ve büyük fedakarlık göstermek ve çabalamak gerekir..

Mesela?
Mesela edebiyat ve sanatta çok az maddi kaynak sağlıyorsun bu dönemde parayı çok seven ve tapan biri sanatı da ve edebiyatı da ne kadar sevse de bu dönemde bu projeleri yapmaz çünkü cebi eksileceğini biliyor ve ondan dolayı yanaşmaz o tür projelere ama gerçekten edebiyat ve sanatta tutkuyla bağlı olan kişi ve kişiler gözünü kırpmadan ve zınk düşünmeden bu tür projeleri yaparlar çünkü onlar için para her zaman ikinci plandadır..

Siz birinci planda mısınız? İkinci planda mısınız?
Parayı çok sevseydim bu dönemde bu projeleri yapmazdım, fedakârlık göstermezdim giderdim yerimde otururdum. Ben tam aksine sanat ve edebiyatta en yoğun olduğum dönemi yaşıyorum yeni kitabım çıktı, iki tiyatro oyunum faal ve bir e-Dergim faal bu zannımca büyük bir fedakarlık ve nihayetinde çok mutluyum çünkü hayallerimi gerçekleştiriyorum.
İyi ki sanat ve iyi ki edebiyat diyorum.

Sinan Bey kurucu ve genel yayın yönetmeni olduğunuz e-Derginizden biraz bahsedebilir misiniz?
Tabii seve seve.
Tolstoy’un Bisikleti e-Dergisi benim 10 yıllık hayalimdi zira öyle bir hayalimi gerçekleştirdiğim için çok mutluyum. Dergimiz birçok yönüyle mizansen ve iaşeli içinde resim sanatı, yaratıcı drama, doğaçlama, dememe, makale, şiir, öykü vs. tüm sanat ve edebiyat dalında eserler yazmaktalar yazarlarımız o yüzden dergimiz birçok yönde zengin bir mutfağı var.

Neden Tolstoy’un Bisikleti?
Lev N. Tolstoy benim idolüm ve çocukluğumun en büyük kahramanı o yüzden Tolstoy’un Bisikleti. Keza Tolstoy’un Bisikleti hadisesi bilenler de iyi biliyor hayatta hiçbir şey imkânsız ve geç değil.