18 Mart hem genç Cumhuriyetimizin temelini teşkil eden Çanakkale Zaferinin 95 nci yıldönümü, hem de bu Zaferi temsilen Şehitleri Anma Günü olduğu malumlarıdır. Türkiye Emekli Subaylar ve Astsubaylar derneklerinin (TESUD ve TEMAD) İstanbul teşkilatları ile Emekli Subay Eşleri ve Yakınları Yardımlaşma Derneği, bu anlamlı günü, 21 Mart Pazar günü saat 13.30’da, Kadıköy Halk Eğitim Merkezinde kutlayacak ve anacağız. Şehit aileleri ile gazilerimizin de katılacağı bu kutlama ve anma gününe bütün halkımız davetlidir. Bilindiği gibi 18 Mart günü; İstanbul’u işgal edip Osmanlı İmparatorluğu’nu tarihten silmek ve de Ruslara yardım etmek için İngiliz ve Fransızların Çanakkale Boğazına, tarihin o güne kadar gördüğü en büyük donanma ile taarruz edip, bir kaç saat içinde mağlup oldukları ve geri çekildikleri gündür. Bu büyük ve muhteşem Zafer gününde şehitlerimizi de yüksek duygular içind onurla ve şerefle yad edeceğiz. Bu vesile ile, tarihimizin şan ve şeref köşesinde yer alan, Kurtuluş Savaşının hanım kahramanlarından Gördesli Makbule Hanımı ve şehadetini anmak istiyorum. Gördesli Ali Ustazade Abdullah’ın kızı olan Makbule Hanım, çocuk yaşlarında tarlalarına zarar veren domuzların avlanması sırasında atıcılık derslerini babasından almış. Babasının ölümünden sonra annesi ve erkek kardeşi ile yaşayan Makbule Hanım, Yunanlıların İzmir’i işgali üzerine milli kuvvetlerden Demirci kaymakamı İbrahim Ethem Bey’in teşkil ettiği Demirci Akıncılarının Müfreze Komutanlarından Halil Efe ile evlenmiş. Gördes, Yunanlılar tarafından işgal edildiğinden 1921 yılında Demirci’de evlenmişler ve iki ay sonra, Ağustos 1921’de Demirci’nin Yunanlılar tarafından işgali üzerine Makbule Hanım da Demirci Akıncılarına katılmış ve eşi Halil Efe ile birlikte dağa çıkmış. Siyah pantalon, ceket ve uzun bir manto giyen, ayağında çizmesi, başında siyah başlığı ile yüzü daima örtülü sadece gözleri görünen Makbule Hanımın, Demirci Akıncılarının artçı görevlerinde hizmet ettiğini ve tehlikeli durumlarda herkesten önce silahı eline aldığını İbrahim Ethem Bey anlatmaktadır. Akıncıların pek çoğundan iyi ata binen Makbule Hanım, bir çok defa Yunanlılarla çatışmaya girmiş, iki defa da kocası Halil Efe ile pusuya düşmüş, hiç bir zaman metanetini kaybetmeyerek bir çok durumda onları teşci etmiş ve daima örnek olmuş. 8 ay dağlarda gezen Makbule Hanım 16 Mart 1922’de Akhisar’la Sındırgı hattı arasında Koca Yayla’da sabahın ilk saatlerinde Yunan birliklerinin Akıncı müfrezesine yaptığı baskında düzensiz geri çekilen bir kısım Akıncıyı “Arkadaşlarınızı düşmana bırakıp nasıl geliyorsunuz? Bu alçak düşmandan kaçılır mı? Haydi, yaralıları bırakın da düşmana hücum edin, siz gitmezseniz işte ben giderim” diye durdurmuş ve katıldığı çatışmada alnından vurularak şehit olmuştur. Büyük taarruz sonuna kadar düşman içinde kalarak gayri nizami harp prensipleri içinde düşmanı hırpalayan Demirci Akıncılarının komutanı İbrahim Ethem Bey Makbule Hanımın toprağa verilişini şöyle anlatmaktadır. “22 yaşındaki genç Gördes kızının gür ve kumral saçları başından ileri yere uzanmış, hain düşman kurşununun akıttığı beyni bu uzun saçlar üzerine bir nur gibi akmış, gözleri yarı açık, süzgün ve ağlar vaziyette. Bu ilahi manzara, bu ahzin tablo ve matem karşısında ağlamamak mümkün mü? Hepimiz çocuk gibi ağladık. Evvela Türklük, Türk kadınlığı daha sonra Gördes ve nihayet ailesi Makbule Hanımla ne kadar iftihar etse azdır. Öyle ümit ederim ki bu kahramanımızı milletimiz hiç unutmaz” 18 Mart muhteşem Çanakkale Zaferimiz kutlu olsun. Başta ulu Önder Atatürk olmak üzere kahraman silah arkadaşları ile bütün şehitlerimizi minnet ve şükranla anıyorum. Mekanları cennet, ruhları şad olsun.