Rusya yeni denge rolünü sürdürmeye kararlı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya’nın rejim değişikliğine yönelik operasyonlara karşı olduğunu, bir kez daha vurguladı. Soğuk Savaşın ardından, “devletlerin iç işlerine karışmama” prensibinin yerini “koruma sorumluluğu”, aldı.  Rusya, “koruma sorumluluğu” ile meşruluk kazanan, Suriye’deki rejim değişikliğine yönelik operasyonları, reddediyor. Lavrov, sorunların tüm ülkelerin bağımsızlığı, bütünlüğü ve eşitliği gözetilerek, diplomatik yollardan çözülmesini destekleyeceklerini, belirtti.
Rusya, kocaman bir coğrafyaya yayılan toprakları ile etki alanlarından ve arka bahçesinden, geri çekilmeyi düşünmüyor. Sergey Lavrov’un da belirttiği gibi, Rusya; Yakın Doğu, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Kore yarımadası ve Afganistan’daki olayları yakından gözlemleyecek.
Putin, Aralık ayında yaptığı, Federal Meclis’e Sesleniş konuşmasında, Rusya’nın gelişmesi için yüzünü Doğu’ya dönmesini gerektiğini, vurguladı. Rusça öğreniminin teşvik edilmesini, savundu. Erdoğan gibi Putin de ülke nüfusunun artması gerektiğini, belirtti. “Üç çocuk” politikasının gerekliliğini duyurdu. Ayrıca, Putin, ahlaki değerlerin güçlendirilmesi gerektiğine, inanıyor. Bilindiği gibi, Rusya halkının ciddi bir uyuşturucu sorunu var. Ancak, bu sorun, ahlaksal gelişme ve güçlü kilise ile çözülecekmiş gibi durmuyor.
Geçtiğimiz yıl, Putin karşıtı gösteriler, artarak devam etti. Putin, rahat bir yıl geçiremedi. Putin, bu krizle baş edebilmek için, uygar bir diyaloğa ihtiyaç duyulduğunu, belirtiyor. Ancak, hemen sınırları çizmeyi de ihmal etmiyor, “değişiklik isteyerek, ülkenin yıkılmasına neden olmak, kabul edilemez”.
Rusya, yıllarca karşı koyduğu, serbest piyasa ekonomisini destekliyor, özel mülkiyeti ve rekabeti, savunuyor.
Eski Sovyet coğrafyası, Rusya’nın arka bahçesi olmayı sürdürüyor. 11 Eylül sonrası “teröre karşı savaş” ile ABD, bölgede gücünü arttırdı. Orta Asya’da askeri üslerle, etki alanı mücadelesi sürüyor. Orta Asya’ya hâkimiyet mücadelesinde, Afganistan savaşı bir dönüm noktasıydı. ABD, 2014’te Afganistan’dan ayrılacak. Ancak, güçlerinin bir kısmını bölgede bırakacak.
Geçtiğimiz yıl Şubat ayında, Kırgızistan Devlet Başkanı Atambayev, ABD’nin kullandığı Manas üssünün kapatılmasını istedi. Bu üsten asker ve askeri kargo, Afganistan’a aktarılmaktaydı. Atambayev, göreve gelir gelmez, Kırgızistan’daki ABD üssünün kapatılması gerektiğini, üssün sivil havacılık için kullanılması gerektiğini belirtmişti. Bunun için son tarih, 2014. Rusya da bu kararı destekliyor. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, “Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’ne üye ülkelerde, bundan sonra, herhangi bir yabancı askeri üssün kurulması yönündeki teklifin üye ülkelerin de iznine tabi tutulacağını” belirtmişti. Rusya, elinde bulundurduğu Kırgızistan’ın Kant üssünün yanında, ABD’nin boşaltacağı Manas üssünü de elde etmek istiyor. Rusya, 2012 yılında yaptığı antlaşma uyarınca, 20 yıl daha Kırgızistan’daki askeri varlığını sürdürecek. Rusya, ekonomik darboğazda olan Kırgızistan’a mali yardım da sağlıyor. Enerji devi olan Rusya, sahip olduğu kaynakları da, etki alanını genişletmek için kullanıyor. Geçtiğimiz hafta, Rusya Dışişleri Bakanlığı Enerji İşbirliği Müdürü Alexander Gorban, Ukrayna’nın Rus gazını ucuz fiyattan alabilmesi için ileride Avrasya Birliği’ne dönüşecek olan Rusya, Beyaz Rusya ve Kazakistan arasındaki Gümrük Birliği’ne katılması gerektiğini, belirtti. Kırgızistan da Gümrük Birliği’ne katılmak için görüşmeleri sürdürüyor.