Özbekistan-Rusya ilişkilerindeki dönüm noktalarından biri, Özbekistan’ın Rus karşıtı, ABD yanlısı GUAM örgütüne katılmasıdır. 2005 yılı ve Andican olayları ise, ikinci önemli dönüm noktasıdır. Bu tarihten sonra, Özbekistan yeniden Rusya’ya yakınlaşmıştır. Bunun bir nedeni, Batılı devletlerin, Özbekistan devletini, Andican olayları sırasında, “insan hakları ihlallerine” neden olduğu gerekçesiyle suçlamalarıdır. Diğer önemli neden ise, Batılı devletlerin, eski Sovyet Cumhuriyetlerinde, sivil toplum kuruluşlarının yardımlarıyla “renkli devrimlerin” gerçekleşmesini sağladıkları yönündeki inançtır. 2012 yılı ise, Özbekistan’ın, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) üyeliğini askıya alması nedeniyle, Özbekistan-Rusya ilişkileri açısından, diğer bir dönüm noktası olarak görülmektedir. Bu durum, Özbekistan’ın yeniden Rusya’dan uzaklaşması olarak nitelendirilmiştir. Gelecek yıl ise, Özbekistan-Rusya ilişkileri açısından yeni bir dönemin başlangıcı olarak nitelendirilebilir. Özbekistan, Rusya ile ikili askeri ilişkilerini yoğunlaştırmaktadır. Roger Mcdermott’un Eurasia Monitor 10 (16)’da belirttiği gibi, Özbekistan, bölgesel güvenlik açısından, KGAÖ mekanizmalarına güvenmemektedir. Putin ve Kerimov görüşmelerinde, Özbekistan’ın Bağımsız Devletler Topluluğu Serbest Ticaret Bölgesi’ne katılması konusunda anlaşmaya vardılar. Özbekistan, kendisini rahatsız eden bölgedeki hidroelektrik santralleri konusunda, Rusya’dan yardım istemektedir. İki ülkenin askeri ve istihbarat ilişkileri, önemlidir. Rusya istihbarat alanındaki işbirliği ve güvenlik garantileri karşılığında, 2014 sonrasında, Özbekistan’da yabancı üslerin konuşlandırılmamasını garanti altına almaya çalışmaktadır. KGAÖ, NATO gibi ortak güvenlik anlayışına dayanan bir örgüttür. Örgüt üyeleri, Rusya’nın ürettiği askeri teçhizatları, üretim fiyatıyla elde edebilmektedirler. Özbekistan, Orta Asya’nın en güçlü ordusuna sahiptir ve örgütün gücü açısından, üyeliği ayrı bir önem taşımaktadır.
KGAÖ Genel Sekreteri Nikolay Bordyuja, koalisyon güçlerinin Afganistan'ı terk etmesinin Rusya'nın güney sınırlarına yakın bölgelerini olumsuz etkileyeceğini ve KGAÖ olarak amaçlarının, bu olumsuz etkiyi azaltmak, olduğunu belirtmektedir. Bordyuja’nın iddiaları son derece önemli. KGAÖ Genel Sekreteri, Orta Asya’da köktenci ve ayrılıkçı grupların etkisinin arttığını ve Afganistan'daki kamplarda KGAÖ üyesi ülke vatandaşlarının savaş eğitimi aldıklarını, vurgulamaktadır. Ayrıca Bordjuya,  NATO ile işbirliği konusunda yanıt almadıklarını, ancak KGAÖ’nün zaten kendine yeterli bir kurum olduğunu, açıklamaktadır. 
Dünya Bülteni sitesinde, 11 Mayıs tarihinde yayınlanan demecine göre, Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov, uluslararası koalisyon güçlerinin, 2014 yılında, Afganistan'dan geri çekilmesinin ardından, Afganistan’da iç savaşın çıkabileceğini, iddia etti. Cumhurbaşkanı Kerimov’un iç savaş kavramını dillendirmesi, önemlidir. Afganistan’da pek çok terör örgütü, faaliyetlerini sürdürmektedirler. Bu durum, bölge ülkeleri açısından, son derece hassas dengelerin bozulması anlamına, gelmektedir. Kerimov, bu çekilmenin ardından, Afganistan'da etnik çatışmaların, terör ve uyuşturucu kaçakçılığının artabileceğine, dikkat çekmektedir. Kerimov’un üzerinde ısrarla durduğu nokta ise, bu savaşın askeri yollarla değil, siyasal yollarla çözülmesinin, gerekliliğidir. Kerimov, uluslararası aktörlerin, Afganistan’daki olayları tahrik ettiğini de dillendirmektedir. Ona göre, bu aktörler, uzun vadeli amaçları ve menfaatleri için Afganistan'daki durumun istikrara kavuşmasını, arzu etmemektedirler. Kerimov, bu durumun büyük bir savaşa gitmesinden endişe etmektedir ve Rusya ile daha sıkı işbirliğinin ve görüş alışverişinin önemini vurgulamaktadır (Interfax, 15.04.13).