EURO 2016 heyecanını hayli yoğun bir biçimde yaşamaya başladık. Ancak, A Milli takımımızın ilk maçında Hırvatistan karşısında bekleneni veremeyerek, 1-0 kaybetmesi hepimizi üzdü. 

Bu sonuca dayanarak, ‘Ahlarla, vahlarla’ dolu bir yazı yazmayacağım merak etmeyin. Tam da tersine bu karşılaşmada, kendi futbol anlayışından çok uzak gördüğüm millilerin İspanya ve Çek Cumhuriyeti karşısında çok daha farklı ve kişilikli oynayacağını iddia ediyorum. Zaten hepimizin de bildiği bir gerçek var. O da, Ay Yıldızlıların, şimdiye kadar katıldığı altı büyük organizasyona da hep yenilerek başladığı gerçeği… Bu ritüel bu turnuvada da değişmedi ve yine kaybederek başladık.

Gerçekten Hırvatistan karşısında beklenenden uzak, Ozan’ın kafasıyla yakaladığımız tek bir pozisyonun dışında etkili de olamadık. Bunlar doğru. Ancak, Hırvatistan da bu turnuvada önemli işler yapacak bence. Bunu da göz önünde bulundurmak gerek diye düşünüyorum. Her şeyden önce bu takımın teknik patronunun Fatih Terim olduğu ve ‘İmparator’un her durum için geliştirdiği ayrı ayrı yol haritalarının olduğunu biliriz.

Çok net bir ifadeyle söyleyebilirim ki, bu takım İspanya ve Çek Cumhuriyeti karşısında aynı oyunu oynamayacaktır. Çünkü Hırvatistan maçından gereken ders alınmıştır.

Milli takımı bir kenara koyarak, ilk maçlara bakıp genel bir yorum yapmak gerekirse, farklı sonuçların ortaya çıkmadığı ve takımların akılcı taktiklerle, kendilerinden güçlü ekiplerle bile başa baş mücadeleler verdiği gözlendi. Tabi ki bu durum da, ilerleyen karşılaşmalarda değişecek. İlginç sonuçlar da ortaya çıkacak. 

Buradan, erken bir değerlendirme ve sonrasında bir de öngörüde bulunmak istiyorum. Söyleyeyim, bu turnuvanın, çeyrek final, yarı final ve finali, bana göre sürpriz takımlar arasında oynanacak. Daha da açık konuşmam gerekirse, enteresan bir final maçına tanık olabiliriz. Bu anlamdaki öngörümde şöyle; Bilindiği gibi, Almanya, İspanya, Belçika, İngiltere, Portekiz ve ev sahibi Fransa turnuvanın favorileri arasında gösteriliyor. Hatta bazı otoriteler, Almanya, Belçika ve Portekiz’i bir tık daha öne çıkarıyorlar. Almanya’nın tam bir sistem takımı, gerçek bir turnuva takımı olduğuna hiç itirazım yok. Ancak kesinlikle Belçika’nın değil favori, çeyrek finalini bile son derece zor olduğunu düşünüyorum. Adı sanı okunmayan Polonya’nın en önemli sürpriz adayım olduğunun altını çizeyim. Ekliyorum; Gruptan her kaçıncı sırada çıkarsak çıkalım (tabi ki ilk iki sıradan birinde olmak daha iyi olacaktır) takımımız hiç umulmayan bir biçimde yukarılara yürüyecektir. Çünkü bu takım, grup maçı performansıyla, eleminasyon maçı performansını neredeyse siyahla beyaz arasındaki fark boyutunda ortaya koyuyor. Ben biraz da takımımızın bu özelliği nedeniyle umutluyum.

Bu arada, tescilli holiganlarıyla ünlü İngiltere ile Rusya taraftarı arasındaki olaylar yalnızca Avrupa şampiyonasının değil, tüm dünyanın gündemine düştü. Dilerim, ilk günlerini geride bıraktığımız şampiyonada, böyle tatsız gelişmelere bir daha tanık olmaz ve futbolu ve güzellikleriyle öne çıkan ve A Milli takımımızın başarılarına da tanık olduğumuz bir turnuva yaşarız.

Hoşçakalın…