27 Dil Bilen Dünyaca Ünlü Bilim Tarihi Duayeni Prof.Dr.Fuat Sezgin: Aşağılık Duygusundan Kurtulmalı ve Çok Çalışmalıyız Prof.Dr.Fuat Sezgin: “İslam bilimleriyle temasa girişimin 68. yılını yaşıyorum. Hemen hemen her gün denilebilecek bir zaman farkıyla dün ne kadar önemli bir şeyi bilmediğim gerçeğiyle karşılaşıyorum. Her kaldırdığınız taşın altından cevherler çıktığını görüyorsunuz. Türk milleti aşağılık duygusundan kurtulmalıdır. Bu duygu milleti kanser gibi kemirir. Çok çalışırsak Batı’yı yakalar ve hatta geçebiliriz. Bu çalışma tatil günleri dâhil hergün 15-16 olmalıdır.” dedi. Başbakanlık Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Komitesi tarafından organize edilen konferansın konuğu ünlü bilim tarihi duayeni Prof.Dr.Fuat Sezgin idi. Kendisi maşallah seksen küsur yaşına rağmen iki saat durmadan ders anlatır gibi dinleyicileri bıktırmadan konuşma yaptı. Konuşma öncesinde başbakanlık danışmanı, Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Komitesi Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa, Prof. Dr. Fuat Sezgin'in Türkiye’ye bağlılığını çok iyi bildiklerini ve onun adına İstanbul'da Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesine bağlı bir İslam Bilim Tarihi ve Medeniyeti Enstitüsü açacaklarını bildirdi. Başbakanlık Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nin konferans salonunda, Medeniyetler İttifakı girişimi kapsamında düzenlenen uluslararası konferansta konuşan Karlığa, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde kurulan BM Medeniyetler İttifakı projesinin, küresel bir barış ve insanlık projesi olduğunu söyledi. Karlığa, Prof. Dr. Fuat Sezgin’in İslam bilim tarihi ve teknolojisi alanında yaklaşık 65 yıldır devam eden çalışmalarının tüm dünyada yankı bulduğunu kaydederek, şöyle devam etti: “Bu topraklardan yetişen bir insan olarak, üzülerek söylüyorum ki, zamanında hak ettiği yere gelebilmiş değil. Çünkü bu çalışmalarını İstanbul Üniversitesinde yapabilecekken, o günün şartları içerisinde bahanelerle hocamız, faaliyetlerini yurt dışında sürdürme mecburiyetinde bırakıldı. İstanbul’da ‘Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilimi Tarihi Kitaplığı’ başlığı altında bir kütüphane kuracağız. Sezgin’e karşı olan sorumluluğu layıkıyla yerine getirmeye çalışacağız.” dedi. Konferansta “'İslam’ın Bilimler Tarihindeki Yaratıcı Yerine Bakış”' başlıklı bir konuşma yapan Johann Wolfgang Goethe Üniversitesi Arap-İslam Bilim Tarihi Enstitüsü Onursal Direktörü ve İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi Kurucusu Prof. Dr. Fuat Sezgin, bilimler tarihinin Yunanlıların elinde yaşadığı altın çağından sonra tamamıyla duraklamadığını, geniş anlamda, Doğu Akdeniz havzasındaki kültür merkezlerinde küçük adımlarla bazı ilerlemeler sağladığını söyledi. Ancak bu ilerlemelerin yerel kaldığını ve bir kültür merkezinden diğerlerine ulaşma şansını bulamadığını ifade eden Sezgin, “'Özellikle Bağdat, Abbasi İmparatorluğu'nun başkenti olduktan sonra bilim dünyasının merkezi yerini almış, bilim adamlarının birbirleriyle temasını arttırmış, tüm dünyadaki kitapların taşındığı ve Arapça’ya çevrildiği bir yer olmuştur” diye konuştu. Bilim alanlarının tarihi sürecinden bahseden Sezgin, Bizanslı bilginlerin, bir hayli gecikmiş olarak bilimlerin İslam dünyasındaki gelişmesi realitesini belki de 13. yüzyıldan itibaren fark ettiklerini anlattı. Sezgin, İstanbul’un Osmanlı Devleti tarafından alınmasından sonra Avrupa’ya göçen Bizanslılar arasında İslam bilimlerini iyi tanıyanların, bu yeni bilgileri Avrupa’da yayarak, Yunanlılara eski ünlerini kazandırmaya çalıştıklarını kaydetti. Oryantalistlerin, çoğunlukla İslam dünyasını, Müslümanların bilim kitaplarını tanımaya çalıştıklarını belirten Sezgin, bu bilim adamlarının İslam bilginlerine ait binlerce eseri Avrupa’ya taşıdığını söyledi. Sezgin, “İslam bilimleriyle temasa girişimin 68. yılını yaşıyorum. Hemen hemen her gün denilebilecek bir zaman farkıyla dün ne kadar önemli bir şeyi bilmediğim gerçeğiyle karşılaşıyorum. Her kaldırdığınız taşın altından cevherler çıktığını görüyorsunuz. Türk milleti aşağılık duygusundan kurtulmalıdır. Bu duygu milleti kanser gibi kemirir.” dedi. Konferans sonunda sorular bölümünde Prof.Dr.Fuat Sezgin, İslam Dünyasının Batı’yı geçmesi için aşağılık duygusunu yıkması ve çok çalışması gerektiğini vurguladı. Konferansa Timaş Yayınları arasında çıkan ve Sefer Turan tarafından hazırlanan “Fuat Sezgin, Bilim ve Tarih Sohbetleri” kitabı hediye edildi. Bu kitapta; 60 yıllık mesaisini günde 16 saat Bilimler Tarihine ayıran, Müslümanların 800 yıllık gizli kalmış çalışmalarını ortaya çıkaran, 27 dil bilen ve tüm bunlara rağmen 1960 darbesinde147’likler arasında üniversitesinden uzaklaştırılan, İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi’nin kurucusu Prof. Dr. Fuat Sezgin, hayatını, çalışmalarını, eserlerini ve Bilimler Tarihine ilişkin önemli tespitlerini anlatıyor. Şu anda dünyanın en iyi bilim tarihçileri arasında, hatta o piramidin zirvesinde yer alan Prof. Dr. Fuat Sezgin, İslam’da Bilim ve Teknik adlı beş ciltlik muhteşem kataloguyla Müslümanların bilim ve tekniğe yaptıkları katkılar bariz bir şekilde gözler önüne seriyor. Bu eşsiz ve güzel çalışmalar her türlü takdirin üzerindedir. Bu değerli bilim adamımız, modern bilimler tarihinin üç yüzyıl kadar bir geçmişi olduğunu, Avrupalıların 17. yüzyıldan itibaren kendilerini İslam dünyasından üstün görmeye, hatta bu kültür dünyasını unutmaya başladıklarını savunuyor. Sezgin ısrarla bir noktanın altını çiziyor; “ Müslümanlar, İslam kültür dünyasının bilimler tarihindeki yerini ya hiç bilmiyor ya çok az biliyor yahut da art niyetli düşüncelerle koca bir dünyanın parlak zekâlı insanları aşağılık duyguların yaşandığı kör bir kuyuya atılıyor. Hatta bir grup aydın(!) geri kalmanın sebebi olarak İslam Dinini görüyor ve bilimde Batı’yı yakalamanın dinden uzaklaşmak ile mümkün olacağını iddia edebiliyor.” Fuat Sezgin bu tarihi yanılgıya ve bühtana karşı şöyle haykırıyor: “Avrupa kültür tarihi 13. 14. ve 15. yüzyıllarda büyük bilginler kaydeder ve onlara büyük buluşlar atfeder. Bu değerlendirmeler, maalesef onların İslam bilginleriyle olan bağları hiç göz önüne alınmadan yapılır. Bugüne kadar yapılan araştırmalara dayanarak şunu kesinlikle söyleyebiliriz ki, o bilginler sadece İslam bilginlerinin dümen suyunda yüzüyorlardı. İslam bilginlerinin seviyesine her bakımdan ulaşmış olmaktan çok uzak idiler. Avrupa’da, bilimde, küçük adımlarla yaratıcılık dönemi 16. yüzyılda başladı ve onlar İslam dünyasını 17. yüzyıldan itibaren geçme yoluna girdiler. Matematik coğrafyanın belki de yüzde sekseni İslam kültür dünyasında başarıldı. Eski dünyanın tanıdığımız haritaları, en büyük gelişmelerini İslam kültür dünyasında buldular. Avrupa coğrafyacılarının elinde 18. yüzyılın sonuna kadar tanıdığımız haritalar İslam kültür dünyasında başarılanların ya tam ya da bazı gelişigüzel değişikliklere uğrayan kopyaları olarak ortaya çıkıyor. Bütün geçmiş büyük uygarlıklarda olduğu gibi İslam uygarlığı da politik, jeopolitik ve iktisadi koşullarla 16. yüzyıldan itibaren bir yıpranma çağı içine girdi. Uygarlık bayrağını taşıyacak ardılı kendisi geliştirmişti: Şimdi o uygarlığın bugünkü ve yarınki kuşakları bu ardılın başarısı önünde aşağılık ve yabancılık duygusuna düşmeden ondan süratle öğrenmek, ona ulaşmak gerçeğiyle karşı karşıya bulunuyor.” Fuat Sezgin, İbn-i Heysem anılmadan fizik ilminden, İbn-i Sina’sız bir tıp biliminden, Mesudî’siz coğrafya, İz El Cezerî’siz sibernetik bilimi ve robotik, Harezmî’siz matematik, Cabir bin Hayyan’sız kimya, Birunî’siz tabiat bilimlerinden söz edilemeyeceğinin altını çiziyor. Onun içindir ki; 8. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar ihtişamlı yönetimler binlerce bilim adamının arz-ı endam etmesine de vesile oluyordu. Cabir, Harezmî, Cezeri, Razi, İbni Sina, Mes'udi, İbn-i Haldun, Ebu'l Vefa, Biruni, Ömer Hayyam, İbni Rüşd, Nasiruddin Tusi, İbni Nefis ve Uluğ Bey bunlardan sadece birkaçıdır. Daha sonra ise duraklama dönemiyle birlikte tek tük bilim adamına rastlanmış, gerilemeyle üstünlük yavaş yavaş Batıya geçmiştir. Dördüncü Murat Döneminde Koçi Bey’in Padişaha sunduğu risalede: “Bilginin devamı bilginlerle mümkündür. O yüzden yüce ataları zamanında bilgiye ve bilginlere olan hürmet ve ikram hiç bir devlette olmamıştır... Bugün ilim yolu dahi fevkalade bozulmuştur..” sözleri gerilemenin sebep ve sonuçlarını bize net bir şekilde göstermektedir. Aslında bilimler tarihi insanlık tarihi ile paralel gelişmiş olup, insanlığın bilimsel mirasını tanımak, temel ihtiyaçlarının zaman içinde geçirdiği evreleri ortaya koyarak ulaşılacak hedefler hakkında da insanı cesaretlendirmektir. İnsanlığın ortak akıl ürünü olan bilimin, herhangi bir önyargıya kapılmadan, emek verenlere haksızlık yapmadan, kim zerre kadar katkı sağlamışsa takdir etmek gerekir. Prof.Dr.Fuat Sezgin dünya çapında başarılı olmuş ve bilim tarihine büyük hizmet etmiş bilim adamımızdır. Gerek bilim adamları gerekse aydınların Sezgin Hocamızdan öğreneceğimiz çok şey var. Bir kere yorulmadan günde 15-20 saat çalışma disiplinini Fuat Sezgin hocamızdan öğrenmeli ve ilerlemek ve batıyı geçmek ve programlı çalışma metodu için kendisini rol-model olarak almalıyız. Öyle düşündüğümüzde geresi gelir inşallah. Fuat Sezgin Kimdir? 24 Ekim 1924’te Bitlis’te doğdu. 1943-1951 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Şarkiyat Enstitüsü’nde İslami Bilimler ve Oryantalist alanında öncü bir yere sahip olan Alman Oryantalist Hellmut Ritter (1892 - 1971)’in yanında öğrenim gördü. Hocasının, bilimlerin temelinin İslam bilimlerine dayandığını söylemesiyle bu alana yöneldi. 1954'te Arap Dili ve Edebiyatı bölümünde Buhari’nin Kaynakları adlı doktora tezini tamamladı. Bu teziyle o, hadis kaynağı olarak İslam kültüründe önemli bir yere sahip olan Buhari (810-870)’nin biraraya getirdiği hadislerde bilinegeldiğinin aksine sözlü kaynaklara değil İslam’ın erken dönemine, hatta 7. yüzyıla kadar geri giden yazılı kaynaklara dayandığı tezini ortaya attı. Bu tez Avrupa merkezli orientalist çevrelerde hala tartışılmaktadır. 1954 yılında İslam Araştırmaları Enstitüsü’nde doçent oldu. Burada Zeki Velidi Togan ile çalıştı. 27 Mayıs 1960 askeri darbesi sırasında üniversiteden uzaklaştırılan ve 147’likler diye bilinen akademisyenler arasındaydı. 1961 yılında Almanya’ya giden Fuat Sezgin Frankfurt Üniversitesi'nde önce misafir doçent olarak dersler verdi. 1965 yılında Frankfurt Üniversitesi’nde profesör oldu. Prof.Dr. Fuat Sezgin, Arap-İslam Bilimleri Enstitüsü için hazırladığı bilimsel araç ve gereçlerin benzerlerini yaptırarak, açılışını 25 Mayıs 2008 tarihinde Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yaptığı İstanbul İslam, Bilim ve Teknoloji Müzesi'nin açılmasına önayak olmuştur. Prof. Dr. Fuat Sezgin meslektaşı Dr. Ursula Sezgin'le evlidir ve birlikte Frankfurt'a yakın bir yerde ikamet etmektedirler. Onların kızı Hilal Sezgin, Almanya'da yaşayan bir gazeteci ve yazardır. Ödülleri Kral Faysal Ödülü (1978) Frankfurt am Main Goethe Plaketi (1980) Almanya 1. Derece Federal Hizmet Madalyası (1982) Almanya Üstün Hizmet Madalyası (2001) İran İslami Bilimler Kitap Ödülü (2004) Hessen Kültür Ödülü (2009) Yayınları 60 yılı aşkın bir süredir bilim tarihi çalışmalarını yürütmekte olan Prof Dr. Fuat Sezgin’in başyapıtı olan Geschichte des Arabischen Schrifttums (GAS) isimli 13 ciltlik eserinin işlediği konular şunlardır: Cilt 1, Leiden 1967: Kur’an bilimleri, hadis, tarih, fıkıh, kelam ve tasavvuf. (yaklaşık 430/1038 yılına kadar) Cilt 2, Leiden 1975: Edebiyat / Şiir (yaklaşık 430/1038 yılına kadar) Cilt 3, Leiden 1970: Tıp, Farmakoloji, Zooloji, Veterinerlik (yaklaşık 430/1038 yılına kadar) Cilt 4, Leiden 1971: Simya, Kimya, Botanik, Ziraat (yaklaşık 430/1038 yılına kadar) Cilt 5, Leiden 1974: Matematik (yaklaşık 430/1038 yılına kadar) Cilt 6, Leiden 1978: Astronomi (yaklaşık 430/1038 yılına kadar) Cilt 7, Leiden 1979: Astroloji, Meteoroloji ve ilgili bilimler (yaklaşık 430/1038 yılına kadar) Cilt 8, Leiden 1982: Leksikografi (yaklaşık 430/1038 yılına kadar) Cilt 9, Leiden 1984: Gramer (yaklaşık 430/1038 yılına kadar) Cilt 10, Frankfurt 2000: İslam’da matematiksel coğrafya ve haritacılık ve bu bilimlerin Avrupa’da devamı Cilt 11, Frankfurt 2000: İslam’da matematiksel coğrafya ve haritacılık ve bu bilimlerin Avrupa’da devamı Cilt 12, Frankfurt 2000: İslam’da matematiksel coğrafya ve haritacılık ve bu bilimlerin Avrupa’da devamı, haritalar, * 1984 yılından beri yayınlanmakta olan Zeitschrift für Geschichte der arabisch-islamischen Wissenschaften isimli dergi, * Fuat Sezgin’in İslam bilimler tarihinde eşsiz bir yere sahip olan bir diğer çalışması ise Coğrafya, Avrupalı seyyahların Seyahatnameleri, Matematik ve Astronomi, Tıp, Felsefe, Müzik, Nümizmatik, Tarih yazımcılığı ve bilimler tasnifi ve diğer konularda yazılmış orijinal eserlerin tıpkıbasımlarını ve bu konuda araştırmalar yapmış olan batılı bilim adamlarının çalışmalarının yeniden basımlarını içeren seriler halinde 1300 cilt civarındaki yayınları,