Amerika Birleşik Devletleri’nde köprüler şehri olarak bilinen Pittsburgh bana 2 yılımın geçtiği Chicago’yu hatırlattı. 400'den fazla köprünün bulunduğu şehir doğal olarak "köprüler şehri" olarak biliniyor. Nehirlerle çevrili köprüler, mahalleleri birbirine bağlamak ve şehri gezmek için oldukça kullanışlı. Ayrıca bu köprüler şehrin siluetinin ikonik bir parçası haline gelmiş durumda. Bu arada Pittsburgh’taki köprü sayısı Venedik'teki köprü sayısından daha fazla.

Tam şehrin göbeğinde de tek bir Türk restoranı var. Pittsburgh'taki Alihan isimli bu restorantın sahibi Kasımpaşa’da yaşamış bir Rizeli. ABD’ye hava değişimi için gezmeye gelen Alihan Hanoğlu yaklaşık 20 yıldır burada yaşıyor ve pizza dağıtımından başlayarak giriştiği bu yolda 5 restoran sahibi olmuş. Ayrıca Alihan Abi’nin şehrin merkezinde 2 büyük binası da bulunuyor. Türkiye'de iş yatırımları bulunan Alihan Hanoğlu ile Amerika macerasını konuştuk…





İlk sorum şu: Neden geldiniz Amerika’ya?

2003 yılında Türkiye’deki 3 yıllık evliliğimi sonlandırdıktan sonra yurt dışına gitmeye karar verdim. Niyetim kalmak değil de bir hava değişimiydi. Nereye gideceğim derken İngiltere’de bir arkadaşım vardı pazarlarda ihracat fazlası malları satıyordu bana gel birlikte yapalım dedi. Tam oraya gitmeye niyetlendim ki arkadaşım evlendi ve Rusya'ya taşındı. Ben de ne kadar şansızım dedim. İkinci şık aklıma Amerika geldi. Kimseyi tanımıyorum ama New York'u görmek istiyordum kafama koymuştum. Tanıdıklarımla vedalaşmaya başladım. Emekli Başkomiser bir abimle vedalaşırken nereye gideceğimi sordu. Ben Amerika’ya gidiyorum ama nereye gittiğimi bilmiyorum dedim. O ağabey Pittsburgh’a git orada pizzacıları olan arkadaşım var dedi. Hiç bilmediğim adını duymadığım bir şehirde kendimi buldum. Böylece Amerika maceram başladı.


Sonra neler yaptınız?

Aslında çoğu Türk gibi tanıdık olduğu için Pittsburgh'a geldim. Tanıdığım bir ağabeyin arkadaşı beni havalimanından aldı ve bir hafta evinde ağırladı. Daha sonra kendi evime çıktım. Biraz buraları gezip ardından da Türkiye’ye dönmeyi düşünüyordum.




Neredeyse 20 sene olmuş dönmemişsin. Neden dönmediniz Alihan Abi?

3 ay sonra dönmeye niyetlendim fakat pizzacıda bir Amerikalıyla tanıştık ve ikinci evliliğimi yaptım. Bir de buralara alışınca gördüğünüz gibi 20 yıldır Pittsburgh’ta yaşıyorum.


Kaldıktan sonra ne işler yaptın?

İstanbul Florya'da spor öğretmenliği yapıyordum. Ek iş olarak da dekorasyon işiyle uğraşıyordum. Buradaysa pek çok Türk’ün yaptığı gibi pizza dağıtarak paramı kazandım. Ardından pizza dağıttığım dükkânda müdürlüğe başladım.


Hiç unutamadığın bir anınız var mı?

Haberlere bile çıktım. Bir gece 3 siyahi bizim dükkânı soymaya geldi. Soymaya gelen 3 kişiyi dövdüm adamlar kan revan içinde kalınca polisler bana "İtalyanlar hep böyle mi?" dedi. Ben de Türk olduğumu söyledim. Polis bana "ya seni vursaydı, neden parayı vermedin" diye kızdı. Pittsburgh’un merkezi 10 yıl önce geceleri çok ıssızdı ve ışık yoktu, öyle olunca tehlikeliydi de.

Diğer olay bir gün dükkânı kapatmaya yakınken bir adam geldi. İki kişi de dışarıda bekliyormuş. Meğer soyguna gelmişler. İçerdeki adamı yakaladım ve dışarı attım. Küpesinden tuttum etini yırtınca da ortalık kan gölüne döndü. Bizim çalışan Amerikalıydı, ağlayarak polisi aradı. Aynı esnada, sürekli pizza verdiğim bir evsiz yoldan geçen kadının çantasını kaptı. Ben bizim adamları kovalamayı bıraktım evsizi yakalamaya koştum. Kadının çantasını alıp teslim ettim. Gördüğün gibi biraz hareketli geçiyor Amerika'daki hayatım (gülüyoruz)


Daha sonra ne yaptın Alihan Abi?

Amerikalı eşim ile 8 yıl evli kaldık, çok sevdik fakat anlaşamadık ondan dolayı ayrıldık. Şimdiki eşim ise Avrupa’dan. Çek Cumhuriyeti yeni adı Çekyalı. Hatta eşim benimle evlendikten sonra Müslüman oldu, bir oğlumuz var. Eşim çok iyi Türkçe de biliyor, ülkemize bayılıyor.


Peki restoran müdürlüğünden sonra ne yaptın nasıl şekillendi yolun?

2006 yılında yolda yürürken bir dükkânın kiralık olduğunu gördüm. Adam "nerelisin" dedi. Türküm deyince "tamamdır, Türkler çalışkan olur sana yardımcı olurum fakat dükkânı ne yapacaksın?" diye sordu. Ben de pizzacı deyince bozuldu adam. "Ben zaten pizzacıyım sen neden ikinci pizzacıyı açacaksın?" diye çıkıştı. Ben de herkesin kısmeti ayrı deyince, "işi bırakmak istiyorum dükkânı sana devredeyim" dedi. Adama dürüst oldum ve aslında benim param yok dedim. Şaşırdı, nasıl ödeyeceksin deyince de taksitle öderim dedim. İlk 5 bin dolar, ardından her hafta biner dolar toplamda 80 bin dolar ödedim. Kazandıkça dükkânı yeniledim, reklama yatırım yaptım ve bilinirliğimiz arttı. Para kazandıkça da ev almaya başladım. Şu an restoranın bulunduğu bu dükkâna bakıp "çok güzel Türk restoranı olur burada" diye düşünüyordum. Eskiden burada bulunan Kamboçya restoranı hijyenden dolayı kapanınca ben de satın aldım.


Türk restoranı işletmek zor mu?

Burada Türk yemeği dışında başka mutfaklar olsa daha çok para kazanırdım ama Türk restoranı olmadığı için açmak hayalimdi. Amerikalılar Türk yemeğini çok beğeniyor. Yüzde yüz Türk yemeğini çıkarmak mümkün olmuyor. Malzemeler farklı, tatlar farklı. Mesela iskender sosuyla benim sosum farklı. Türkler sosumuzu beğenmiyor. Amerikalılar bayılıyor. Ama ben Türkiye’yi tanıtma konusunda elimden geleni yapıyorum.


ABD’de restoran açmak zor mu?

Eyalet olarak değişiklik gösteriyor. Mesela bizim bulunduğumuz Pittsburgh şehrinde son 5 senedir çok fazla restoran açmak isteyen var. Şu çevrede sadece 30 yeni yer açıldı. Kolay değil artık çok zor. Şurada 1 yıldır izin bekliyorum. Yangın departmanı gelecek diye cateringi açamadık. Daha önce yangın çıkıp iki kişi öldüğü için ciddi denetliyorlar. Türkiye’yle ABD'deki iş mantığı çok farklı. Diğer dükkanlar işliyor ben ortada joker olarak duruyorum, toplam 70 çalışanımız var.


Türk yemekleri ABD’de neden daha yaygın değil?

Türkler çok geç geldi. Baklava ve yoğurdu hep Yunan diye bilirler. Çünkü onlar yıllar önce gelmiş. Müşteriler döner değil de Yunan ismiyle Gyroyu soruyor, bir alışkanlık var. Bizim tadımızı daha çok beğeniyorlar ama. Burayı ilk açtığımda insanlar çekiniyorlardı ama şu an çok memnunum. Adamlar alışmış pizza yiyor ama biz yeni bir tat sunuyoruz.




Şu an kaç restoranınız var, hangi işlerle meşgulsünüz ve başarılarınız nelerdir?

Şu an Pittsburgh'ta 5 tane restoranım bulunuyor. Pizza dükkanımız yıllardır her sene şehrin en iyi pizzacısı seçiliyor, farklı ödüller alıyoruz. Alihan Hanoğlu olarak da Pittsburgh’un en etkili 25 iş adamından birisi olarak geçtiğimiz senelerde ödül aldım. İlerleyen aylarda Pittsburgh merkezindeki en etkili kişilerinden birisi olarak da Belediye Başkanının elinden şehrin ileri gelenlerinin önünde ödül alacağım. Türk olarak bunları başarmak ve şehirde Türkiye’nin adını duyurmak beni mutlu ediyor. Ayrıca lojistik firmam var, 23 tane tırımız var. Başka bir firmayla da ortağız. İnşallah kısa vadede 100 tır olmak istiyoruz ve bu alanda büyümeye devam ediyorum. Pizzacıda dağıtım yapan bir Özbek arkadaş vardı. Kendisi bana sürekli bir iş yapalım bu işte iyi para var dedi ve onunla 1.5 sene önce 2 tırla başladık. Sayı her geçen gün arttı çok şükür... Pittsburgh’ta emlak yatırımlarım bulunuyor. 3 tane 16 katlı binam var. Türkiye'de de farklı yatırımlarımız bulunuyor sadece burada değil memlekette de elimden geldiğince yatırım yapmaya çalışıyorum. Son olarak ayrıca ilerleyen günlerde açacağımız ve benim ismimi taşıyan, şehrin ilk Türk kahvaltıcısını da açıyoruz. Bu projeyle eyalet genelinde şubeleşeceğiz.

Bu kadar restoranı yönetmek zor değil mi?

Çok zor. Bazen sabah 8’de kalkıyorum ve gece 3’te eve geliyorum. Fakat hepsinde müdürler var onlara ortaklık veriyorum. Ama fiziksel olarak ihtiyaç olduğunda önlüğü girip çalışıyorum. Müşterilerle iletişimi seviyorum. Bizleri tanıdıktan sonra onlarca aile Türkiye’ye tatile gitti ve bayıldılar.




Gençlere ne tavsiye edersiniz peki Alihan Abi?

Kesinlikle çalışacaksın. Çok çalışacaksın biraz da kafan çalışıyorsa başarabilirsin. Bu pizzacıyı ilk açtığımda çok pes ettim bırakacaktım çok ince bir çizgi. Düşünün günde 2 kere alışverişe gidiyordum. Yeterince param yoktu öğlen satış yapıyordum para kazanınca onunla akşam için malzeme alıyordum. Para yapacak menüm yok fotokopi çektirip dağıtıyordum. Türkiye kafasındaysanız gelmeyin. Bana "nerede kalacağım? ne iş yapacağım? saat ücretim ne olacak? araba veriyor musunuz?" gibi birçok soru soruyorlar. Biz uçaktan indik ardından hiç durmadan çalıştık. Türkiye'den her gün mesaj yazıyorlar daha gelmeden pazarlık yapanlar var şu saatlerde çalışırım diye. Daha ülkeye gelmeden çalışma programı yapıyorlar.




Sanırım insanlar zora gelmek istemiyorlar. Hele Uber, Doordash gibi yemek dağıtım uygulamaları üzerinden çalışma imkanları bu durumu daha da belirgin hale getirdi. Çok daha rahat geliyor arabada oturup kendi işini yapmak. Ne dersin haklılar mı?

Uber, Doordash yapmak size meslek öğretmiyor ki? Bu işler sizi tembelliğe alıştırıyor ileri götürecek işler değil. Hayatını idame ettirirsin, faturaları ödersin, Türkiye’de dolar değerli olduğu için para biriktirirsin ama daha fazlası olmaz. Yerinde sayarsın ve belli bir süre sonra serbest çalışmak seni yıpratır. İlk etapta mesela bir pizzacıya girersen az para kazanırsın yemek dağıtım uygulamalarına göre, fakat bir meslek öğrenirsin ve ileride kendi işini kurarsın. Çorap söküğü gibi devamı kendiliğinden gelir.




Son olarak hayalin nedir?

Buradan çiftlik almak istiyorum. Ben koyun, at ve hayvanları seviyorum. Çiftlik hayatını ve misafirlerimi ağırlayacağım geniş yer bakıyorum. Öyle bir hayalim var. Kendi hayvanımı kendim kesmek istiyorum. Umarım kısa süre içerisinde bunu hayata geçirebilirim.