Kıbrıs'taki referandumun ardından, malum basın toz duman içinde. Tarihi bir zaferden bahsediliyor?  

Oysa Rumlar'ın "HAYIR" oyları sayesinde, Kıbrıs Türk varlığının tarih sahnesinden silinmesi tehlikesi şimdilik ortadan kalkmıştır.  

Şimdilik diyoruz çünkü Rum kesimi ikna edilir ve altın tepside kendilerine sunulan KKTC'yi yutmayı lütfeder kabul ederseler, yeni referanduma da gidebilirler. 

Avrupa Birliği'nin insaftan, izandan ve demokrasiden yana en ufak saygı duyguları kalmışsa, bu durumu "defacto" artık kesinleşmiş durum olarak kabul edip, yeniden zorlamaya girişmemeleri gerekir.  

Ama görünen o ki bir milleti diğerine mahkum etme ve teslim etme planlarında en ufak bir değişiklik yok.  

KKTC'de yapılan propaganda, beklenen düzeyde de olmasa sonucunu vermiş ve % 65 oranında halk "kayıtsız ve şartsız olarak" teslim olmayı kabul etmiştir.  

Bu teslimiyetçi politikaya rağmen Rum tarafı devletlerini kimse ile paylaşmayacaklarını yüzde 75 oylarıyla ortaya koymuşlardır.  

BM'nin tanıma kararını çıkartabilmek o kadar kolay olmayacaktır. BM'yi bir tarafa bırakalım, Avrupa Birliği de tanıma gibi olumlu bir adım atmayacaktır.  

AB belki bazı kolaylıklar yapacakmış!?  

KKTC pasaportuyla dünyaya açılmak mümkün değil. Türkler yine Rum pasaportu almaya mahkûm olacaksa, verilen EVET oylarının bir anlamı olmayacak demek ki!?  

BM'nin, ABD'nin ve AB'nin nabzı iyice tutulduktan sonra, KKTC'nin uluslararası tanınması yönünde kampanya başlatmaktan başka çare kalmayacaktır.  

Basınımızın attığı ZAFER(!?) çığlıkları herhalde, herkesin yok olduğu, kimsenin kazanamadığı tarihi PİRUS ZAFERİ olsa gerek!?    

Kimse, görmek istemeyenler kadar kör değildir. 

Jonathan Swift