“Yıllar Sonra” ve “Tesadüf Diye Bir Şey Yok” kitaplarının yazarı ÖZGÜR URTEKİN ile bir araya geldik. Yazmaya nasıl başladığından, kitaplarından ve bundan sonra neler yapacağımızdan konuştuğumuz röportajımız sizlerle…

 

Hoş geldiniz. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Merhaba Yağmur Hanım. Ben Özgür Urtekin. 1974 doğumluyum. Eşim ve iki kızımla dünyanın en güzel şehirlerinden biri olduğunu düşündüğüm İstanbul’da yaşıyorum. Şu ana kadar yayınlanmış iki kitabım var. Yazmak dışında seyahat etmeyi ve doğada vakit geçirmeyi çok seviyorum.

Yazmaya nasıl başladınız? Sizi yazmaya teşvik eden biri ya da bir olay olmuş muydu?

Ben küçüklüğümden beri çok kitap okurum. Zamanla okumaya olan tutkum yazmaya dönüştü. Yazdığım şiir ve denemelerin beğenilmesi de beni kitap yazmaya teşvik etti. Yazarak çok şey anlatabiliyor insan. Kelimeler doğru kullanıldığında mucizeler yaratabiliyor. Yazdıklarımı okuyanlardan aldığım güzel dönüşler ise doğru şeyler yaptığıma olan inancımı güçlendiriyor.

“Yıllar Sonra” kitabınızdan bahsedebilir miyiz? İsmi neden Yıllar Sonra oldu?

Bu kitabın giriş paragrafında yer alan bir cümle. Aslında çoğumuz geçmişe dönüp baktığımızda hasretle andığımız yerler, zamanlar olur. Yeniden o yerleri ziyarete gittiğimizde aynı tadı bulamayız. Kişiler ve mekânlar değişikliğe uğrar. Bu sebeple adı “Yıllar Sonra” oldu.

Bir de “Tesadüf Diye Bir Şey Yok” isimli kitabınız var. Bu kitapta neler anlattınız peki?

Aslında çoğu kişi bunun bir aşk romanı olduğunu adından dolayı anlamıyor. İnsanların biraz sorgulama yapmasını istedim sanırım. Okuyucular tarafından film tadında bulunan güzel bir aşk hikâyesini konu alıyor kitabım. Tabi sadece aşk yok sosyal konulara, yardım kampanyalarına, bir kadının güçlü olması gerektiği gibi birçok konuya da yer veriyorum kitabımda. İçinde benim yazdığım hikâyeyle uyumlu üç şiirde yer alıyor aynı zamanda.

Tesadüflere inanmaz mısınız? Sizce tesadüf diye bir şey yok mudur?

Tesadüflere tamamen inanmayan biri değilim ama bazen başımıza öyle olaylar gelir ki bu kadarda tesadüf olamaz deriz. Bazılarımızın tesadüf diye adlandırdığı şeylere bazılarımızda kader deriz. Ben kadere inananlardanım anlayacağınız.

Yeni kitaplar gelmeye devam edecek mi? Yeni bir çalışmanız var mı?

İkinci kitabım “Tesadüf Diye Bir Şey Yok” okuyanlar tarafından çok sevildi. Her kitabımda mutlu son ile biten aşk hikâyeleri yazmak istemediğimden kitabın son bölümünü okuyucunun hayal gücüne bırakmayı tercih ettim. Kitabın başkarakteri Eda’nın zorluklara karşı mücadele gücü ve dik duruşu çok beğenildi. Bu nedenle devamını yazmaya başladım.

Takip ettiğiniz ya da örnek aldığınız yazar/şairler var mı?

Okumak benim için bir tutku. Bu nedenle tabi ki çok sevdiğim yazar ve şairler var. Bir arkadaşım tasvirlerimde Yaşar Kemal’den etkilendiğimi söylemişti. Evet, çok sevdiğim bir yazar Yaşar Kemal. Aynı zamanda Zülfü Livaneli, Nazım Hikmet, Cemal Süreya, Can Yücel, Ahmet Arif, Canan Tan sevdiğim yazar ve şairlerdendir. Yazma konusunda beni etkileyen ve aşk romanları yazmaya başlamama sebep olan yazar ise Bir Yumak Mutluluk kitabının yazarı Debi Mocember. Aynı zamanda akrabam akademisyen ve yazar Orhan Özdemir’i de kendime örnek alıyor ve çoğu şeyde olduğu gibi yazmanın da genetik bir yetenek olduğunu düşünüyorum.

Favori kitabınız/başucu kitabınız var mıdır?

Balzac‘ın Vadideki Zambak, Zülfü Livaneli’nin Serenad ve Tolstoy’un İnsan Ne İle Yaşar  kitaplarını favori kitaplarım arasında sayabilirim. Dünyaca ünlü Küçük Prens kitabını da çok severek okurum.

Bundan sonra hayalleriniz neler?

Yeşilçam'ın Altın Çocuğu: GÖKSEL ARSOY Yeşilçam'ın Altın Çocuğu: GÖKSEL ARSOY

Tüm yazarların olduğu gibi dünyaca ünlü yazarlar arasına girip kitaplarımın çok satanlar arasında yer alması. Yakın bir aile dostumuzun dediği gibi, hayallerime sınır koymuyorum aslında.

Yazar kimliğiniz dışında özel hayatınızda da sizi tanımak isteriz. Yazarlık dışında neler yapıyorsunuz?

Yazmak dışında ailemle, eşim ve iki kızımla vakit geçirmeyi vakit buldukça seyahat edip yeni yerler görüp yeni insanlar tanımayı çok seviyorum. Bu nedenle her fırsatta yurt içi ve yurt dışı gezilere katılıyorum. Tiyatro ve konserlere gitmeyi seviyorum. Yeni tatlar denemekte benim için önemli.

İsminiz gibi özgür biri misinizdir? Sizce özgürlük nedir?

Özgürlük kişiye göre değişir. Sınırsız serbestlik değildir aslında. Örnek aldığım en önemli insanlardan emekli öğretmen olan babam Celil Özdemir vermiş bu adı bana. O kadar beni yansıtıyor ki bu isim Yağmur Hanım. Özgürlüğümün kısıtlanmasını hiç sevmiyorum. Özgürlük başka insanların alanına girmeden mutlu hissettiğin şekilde yaşamak bence...

Sohbetiniz için teşekkür ederim. Son olarak neler söylemek istersiniz?

Benim için hayata bakış açısı çok önemli. Güzel enerjiye, üslup ve vicdanın bir insan için çok önemli olduğuna, iyilik yapanın iyilik bulacağına inanırım. Bu benim yaşam felsefem bir bakıma. İnsanın ailesi, dostları çok önemli olsa da merkeze kendini koymalı. Kendini seven insan etrafına mutluluk ve pozitif enerji yayar benim görüşüme göre. Bu keyifli sohbet için ben de size teşekkür ederim.